BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İNSAN HAKLARI YÜKSEK TEMSİLCİ OFİSİ bir bildiri yayınlayarak ekolojik tarımın hayati önemine dikkat çekti, açıklama şöyle:
BASIN AÇIKLAMASI 8 Mart 2011
BM RAPORU:
“EKOLOJİK TARIM, GIDA ÜRETİMİNİ 10 YILDA İKİ KATINA ÇIKARABİLİR”
CENEVRE- Yeni BM raporu*, küçük çiftçilerin ekokolij metotlar kullanarak gıda üretimini 10 yıl içerisinde kritik bölgelerde iki katına çıkarabileceklerini gösteriyor. Son dönem bilimsel literatürün geniş bir değerlendirmesine dayanan bu çalışma gıda üretimini artırmanın ve yoksulların durumlarını iyileştirmenın yolu olarak ekolojik tarıma doğru kökten bir değişim çağrısında bulunuyor.
BM gıda hakkı Özel Raportörü ve bu raporun da yazarı olan Olivier De Schutter, “2050’de 9 milyon insanı doyurmak için, acil olarak varolan en etkili tarım tekniklerini benimsememiz gerekiyor” diyor. “Bugünün bilimsel bulguları, ekolojik tarım metotlarının insanların aç yaşadıkları yerlerde-özellikle elverişsiz çevresel koşullarda- gıda üretimini artırmakta kimyasal gübrelerden çok daha üstün olduğunu gösteriyor”.
Ekolojik tarım, tarım sistemlerinin tasarımlarında çevre bilimlerini uygulamaya sokuyor ve böylece gıda krizini sonlandırma, iklim değişikliği ve yoksullukla mücadelede etkili olmada yardımcı oluyor. Ekolojik tarım, doğal çevredeki yararlı ağaçlar, bitkiler, hayvanlar ve böceklere dayanarak toprağın verimliliğini artıyor ve ekinleri zararlılardan koruyor.
De Schutter, “Bugüne kadar ekolojik tarım projeleri ortalama verimi gelişmekte olan 57 ülkede %80, Afrika ülkelerindeki tüm projelerde ise %116 artırdı” diye açıkladı. Ayrıca 20 Afrika ülkesinde uygulanan son projelerin 3 ile 10 sene içerisinde verimi iki katına çıkardığını vurguluyor.
De Schutter, “Konvansiyonel tarım pahallı girdilere dayanır, iklim değişikliğini tetikler ve de iklim şoklarına karşı dirençli değildir. Konvansiyonel tarım bugün artık açıkça en iyi seçenek değildir” diye vurguluyor. “Bugün bilim dünyasının büyük bölümü ekolojik tarımın gıda üretimi, yoksulluğun azaltılması ve iklim değikiliğinin hafifletilmesi için olumlu etkilerini etkilerini kabul ediyor ve bu, kaynakları kısıtlı olan dünyamızda gerekli olan şeydir. Birkaç sene önce yoğun bir kimyasal gübre destek programını başlatan bir ülke olan Malawi şu anda ekolojik tarım uyguluyor ve böylece mısır veriminin 1 ton/hektar’dan 2-3 ton/hektar’a çıkması ile beraber 1.3 milyon çok yoksul insan bu tarım uygulamasından faydalanıyor”.
Rapor aynı zamanda Endonezya, Vietnam ve Bandladeş’teki projelerin pirinç üretiminde böcek ilacı kullanımında %92 azalma yarattığını ve bu sayede yoksul çiftçilerin harcamalarında oldukça önemli bir düşüş olduğunu kaydediyor. Bağımsız uzman, “Böcek ilaçlarının ve suni gübrelerin yerini bilgi aldı. Bu bahiste biz kazandık ve bunun gibi benzer sonuçlar Afrika, Asya ve Latin Amerika ülkelerinde yayıldı” diye belirtiyor.
De Schutter “Bu yaklaşım, Birleşik Devletler, Almanya ve Fransa gibi gelişmiş ülkelerde de mesafe katediyor” diye açıklıyor. “Fakat, herkes için gıda hakkını hayata geçirmekteki muazzam potansiyelini rağmen ekolojik tarım henuz hala etkili kamu politikalarının desteğinden yoksun ve dolayısıyla da deneysel düzeyin ötesine pek de geçemiyor”.
Rapor, devletlerin ekolojik tarım pratiklerini çoğaltmak için uygulaması gereken çok sayıda tedbiri belirtiyor.
De Schutter, “Ekolojik tarım bilgi yoğunluklu bir yaklaşımdır; tarımsal araştırmaları ve katılımcı genişleme servislerini destekleyen devlet politikalarına ihtiyaç duyar” açıklamasında bulunuyor ve ekliyor: “Devlet ve bağışçılar burada çok önemli bir rol oynuyor. Özel şirketler, patentler ile ödüllendirilmeyen ve kimyasal ürünler ve geliştirilmiş tohumlar için piyasa yaratmayan pratiklere zaman ve para harcamaz”.
Gıda hakkı Özel Raportörü aynı zamanda devletlerin, üyeleri arasında en iyi ekolojik tarım yöntemlerini yaymakta büyük bir uğraş segilemiş olan küçük çiftçiler örgütlerini desteklemeleri için ısrar ediyor. De Schutter açıklamasında “Sosyal örgütlenmelerin desteklenmesi gübre dağıtımı kadar etkilidir. Küçük çiftçiler ve bilim insanları biraraya geldiğinde çok yenilikçi pratikler geliştirebilirler” diye belirtiyor.
“Açlığı ve iklim değişikliğini büyük çiftliklerdeki endüstriyel tarım ile çözemeyiz. Çözüm, küçük çiftçilerin bilgi ve deneyimlerini desteklemek, gelirlerini artırmak ve kırsal kalkınmaya katkıda bulunmaktan geçiyor”.
“Eğer önemli paydaşlar bu rapordaki önlem ve eylemlere destek olursa, 5 ile 10 yıl arasında insanların aç olarak yaşadıkları bölgeBlerde gıda üretiminin iki katına çıkmasına tanık olabiliriz” diyen De Schutter, “Bu değişimde başarılı olup olmamamız yeniliklerden ne kadar hızlı bir öğrenme süreci geliştirebileceğimize bağlı. 21 yüzyılda tekrarlanan gıda ve iklim felaketlerinden kaçınmak istiyorsak elimizi çabuk tutmalıyız”.
(*) “Ekolojik Tarım ve Gıda Hakkı” raporu bugün Cenevre’de BM İnsan Hakları Konseyi’nde sunuldu. Raporu, İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Çince ve Rusça olarak www.srfood.org ve http://www2.ohchr.org/english/issues/food/annual.htm sitelerinde bulabilirsiniz.
SON
Olivier De Schutter, Mayıs 2008’de Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından gıda hakkı Özel Raportörü olarak göreve getirildi. De Schutter, herhangi bir devletten ya da organizasyondan bağımsız olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
Raportörün çalışmaları hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen bakınız:
www.srfood.org ya da http://www2.ohchr.org/english/issues/food/index.htm
İletişim bilgileri:
Olivier De Schutter: Tel. +32.488 48 20 04 / E-mail: olivier.deschutter@uclouvain.be
Ulrik Halsteen (OHCHR): Tel: +41 22 917 93 23 / E-mail: uhalsteen@ohchr.org
Çeviren : Ekin Kurtiç