Tayfun Özkaya
Paraguay’da “yoksulların piskoposu” olarak bilinen 1951 doğumlu Fernando Lugo başkanlık seçimini kazandı. Paraguay’ı altmış yıldır ABD yörüngesinde sağcı iktidarlar yönetiyordu. Lugo Roma Katolik Kilisesi piskoposu ve Latin Amerika’da şekillenen “kurtuluş teolojisi”nin büyük ölçüde etkisi altında kalmıştı. Lugo sosyal adalete ve sosyal değişime olan gereksinimi fark ederek, ezilenlerin ve yoksulların savunulması konusunda kiliseye meydan okudu.
Başkan Lugo “toprak reformu yapacak mısınız?” sorusuna şöyle cevap veriyor: “Paraguay’ın uluslararası alanda güvenirliğini yeniden kazanmak zorunda olduğuna inanıyoruz ve bir gerekli unsur da toprağın yeniden dağıtımı. 1990’ların başında, Paraguay, Amerika Ülkeleri Kalkınma Bankası’ndan (IADB), şu anda yürürlükte olmayan, ulusal toprak sahipliği kaydını yaratmak için 40 milyon dolar borç almıştı. Ülkenin, sadece güneyinde yüzde 10 ile 15’i arası kapsandı. Güvenilir bir toprak kaydımız olmadığı sürece, insanlar kandırılmaya devam edecek. Toprak reformu ile ilgili bölümün amacı kimin hangi toprağa sahip olduğunu açığa çıkarmak. Hükümetin, küçük çiftçi örgütlerinin ve sanayi sektörünün katılımıyla sarsıcı veya zorlu olmayan, aksine kapsayıcı ve uyumlu bir tartışmanın ürünü olan bir toprak reformu süreci tasarlayabiliriz.”
Paraguay seçimlerinde bir din adamının yoksulların yanında mücadele etmesi bizi ülkemizdeki dindarların ezenlerle ilişkisini düşünmeye yönlendiriyor. Ülkemizde dindar halkın emperyalizme sempati duymadığını biliyoruz. Örneğin halkımız ezici çoğunluğu ile ABD’nin Irak’ta çoğu müslümanı katletmesine ve petrole el koymasına, karşı. Anketler bunu gösteriyor. Gene başta aleviler, nusayriler olmak üzere dindar kesimlerde ezenlerle dokusu uzlaşmaz olan geniş bir çevre var. Ancak ABD’ye, IMF’ye biat etmiş ve onların güdümünde bazı güya dindar beyler, hocalar ve politikacıların da çok olduğu ve ne yazık ki bunların da epeyce etkili olduğu su götürmez bir gerçektir.
İşte özellikle Latin Amerika’da epeydir “özgürlük teolojisi” denilen bir anlayışla hareket eden çokça din adamı, halkın yanında mücadele etmektedir. Metin Yeğin “Topraksızlar” adlı kitabında bu kesimden de geniş olarak söz etmiş idi. Brezilya’da bu akımdan olan din adamı Leonardo Boff Yeğin’in kitabında şunları söylüyor: “Tanrı bize öbür dünyada zaten cenneti vaat ediyor. Esas biz bu dünyayı cennete çevirmeliyiz… Yoksul Müslümanlar bizim kardeşimizdir. Şimdi İslam kardeşlerimizin petrol için topraklarını işgal ettiler. Irak’ı işgal ettiler. Bu bir petrol savaşı”
Özgürlük teolojisi ABD için çok tehlikeli. Önceki papa da özgürlük teolojisini lanetledi. CIA direktörü Casey’den özgürlük teolojisi üzerine raporlar alıyordu.
Paraguay seçimleri sonucu gösteriyor ki, CIA’nin bu çalışmaları bu ülkede başarılı olmamış. Halk sahte dincilerle, halkın yanında olanları ayırt etmiş. Tekrar ülkemize dönersek acaba bizdeki bu ABD güdümündeki şeriatçi lordların maskesi nasıl düşürülecek? Şeyh Bedrettinlerin, Yunus Emrelerin ülkesi olarak tarihimizden de öğreneceğimiz şeyler yok mu acaba?
Başkan Fernando Lugo’ya ve Paraguay halkına başarılar diliyoruz.