Sınır hattındaki tarıma elverişli mayınlanmış arazilerin mayından temizlenerek üretim yapılması kaydıyla topraksız köylülere tahsis edilmesini HDP,Anadolu Partisi, Vatan Partisi ve MHP bildirgelerine almıştır. Koalisyon Ortağı olarak geçmişte hükümet olmuş olan MHP ye hükümetteyken niye böyle bir program uygulamadığı sorulabilir. CHP ve Milli İttifak ise mayınlı arazileri yok saymıştır.
Bir başka konuda hazine arazilerinin kullanımına ilişkindir. CHP “Uygun hazine arazilerinin, belirlenen ilkeler doğrultusunda tarım faaliyetlerinde kullanılmak üzere 49 yıllığına kiralanabilmesini sağlayacağız” demektedir. Ama kiralanacak arazilerin kimlere kiralanacağı, ne de azami büyüklükleri konusunda herhangi bir sınır koymamıştır.Bu belirsizlik hali gıda şirketlerinin ucuz tarım arazisi elde etme olasılığını güçlendiren bir sonuç ortaya çıkarabilir.
MHP ise “ormancılığın desteklenmesi amacıyla orman köylüsüne ve talep eden gerçek ve tüzel kişilere, belirli şartlar ve sürelerle, bedelsiz arazi tahsis edilerek özel ormancılık geliştirilecektir” diyerek hazine arazilerini bedavaya şirketlerin hizmetine sunacağını beyan etmiştir.
HDP bildirgesinde “Bugün ucuz emek işgücüne dönüşmüş olan topraksız köylülerin ya da yerlerinden edilmiş yurttaşlarımızın kendi topraklarında yaşamlarını idame ettirebilmeleri için hazine arazilerinin, eski mayınlanmış arazilerin tarımsal üretime açılması için hukuki temel oluşturulacak.”diyerek bu konudaki en olumlu yaklaşımı sunmuştur.
HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ
Hayvanlardaki her türlü hastalıkların insanlara kolaylıkla geçebildiği bilinen bir gerçek. Hayvanların meralar,otlaklar açık alanlar yerine kapalı alanlar da yetiştirilmesi söz konusu olduğunda bu hastalıklar çoğalmaktadır. Çünkü bu tarz hayvan yetiştiriciliğinde hayvanlar, ağırlıklı olarak bünyelerinin kabul etmekte zorlandığı hayvan leşleri, sakatat, kemik,kan ve benzerlerinden yapılan yapma yemlerle veya ağırlıklı olarak GDO’lu olan bitkisel yemlerle beslenmekte antibiyotik ve vitaminlerle takviye edilmektedirler.AKP’nin çıkarttığı Büyükşehir Yasası’yla köy tüzel kişiliklerinin mülkleri olan meralar,otlaklar,yaylaklar ellerinden alınmış merkezi yönetime ve belediyelere devredilerek özelleştirilmesinin önü açılmıştır. Küçük yetiştiricilerin hayvan yetiştirmesi zorlaşmıştır.Bu yasada düzenlemeler yapılmalı küçük yetiştiricilerin yeniden mera,otlak ve yaylakları ücretsiz kullanabilerek bedava yem olanaklarının önü açılmalıdır.Bu hayvan, insan ve toprak sağlığı açısından da önemlidir.Toprak sağlığı açısından önemlidir,çünkü üreticiler antibiyotik yüklemesi yapılmayan hayvanların dışkılarını organik gübre olarak tarlalarında kullanarak toprağın canlılığını koruyabilirler.Bu da daha az kimyasal kullanımı anlamı taşır.Muhalefet partilerinin ortaklaştığı konu (bazıları Tarım ve hayvancılığı birbirinden ayırsa da) hayvan yetiştiriciliğinin girdilerinin yüksek olması, mera ve otlakların amaç dışı kullanılmasıdır. (Vatan Partisi ise mera ve otlaklar konusunda hiç birşey dememiştir)
“Hayvan yetiştiricilerinin ücretsiz yem alanı olan mera, otlak ve yaylaklar koruma altına alınacak, yeniden ortak varlık olarak köylere verilecek”.(HDP)“Meraların etkin kullanımı teşvik edilecektir.” (MHP)“Mera alanlarını ıslah edecek, meraların amacının dışında kullanılmasına izin vermeyeceğiz, Meraları özel mülkiyet olmaktan çıkaracağız” (CHP)“Mera ve otlaklar amacı dışında kullanılmayacaktır.” (Milli İttifak)“Mera,ova,orman,zeytinlik talanına son vereceğiz” (Anadolu Partisi).Mera, otlak ve yaylaklar küçük yetiştiricilerin ortak kullandıkları alanlardır, bu alanlar otlak,mera ve yaylak olarak varlıklarını korusalar bile özelleştirilerek üreticilerin değil de hayvan yetiştiricisi büyük şirketlerin kullanımına sunulursa bu da “Amaç dışı kullanım” demektir, ama partilerin bildirgelerinde bu durumu netleştiren hiçbir şey yoktur.
Muhalefet Partilerinin kapalı alan hayvancılığını desteklenmemesi konusunda da herhangi bir yaklaşımı yoktur. Bu da endüstriyel hayvancılığın desteklenmeye devam edileceği anlamını taşır.
TABAN FİYAT UYGULAMASI
Dünya Bankası ve İMF nin dayattığı neoliberal tarım politikalarının sonucu olarak kamu destekleme alımlarından ve destekleme alım fiyatı açıklamaktan çekilmiştir. “Taban fiyat” ve “Destekleme alımı” uygulamaları üretici lehine piyasayı düzenliyordu.En azından ürün fiyatlarının maliyetin üzerinde belirlenmesini ve piyasada işlem görmesini sağlıyordu.Küçük üreticiyi destekleyeceğini söyleyen hiçbir muhalefet partisinin Seçim Bildirgesi’nde “Taban fiyat uygulamaları,Destekleme alımları” na ilişkin herhangi bir bölüm söz konusu değildir.Bu da neoliberal tarım politikalarına kökten karşı çıkıp çıkmamanın önemli ayıraçlarından birisidir.