Çağımız, sürekli bir değişim ve gelişim süreci içinde..
Çağımız, sürekli bir değişim ve gelişim süreci içindeki sorunları ve çözüm arayışlarıile bir çelişkiler yumağı biçimindedir. Ayrıntılara bakılmazsa, son 200 yıldır sürekli birekonomik büyümenin varlığından söz edilebilir.
Gelir dağılımı çok bozuk..
Zengin ülkeler ile fakir ülkeler arasındaki ve/veya ayni ülke içindeki çok zengin toplum grupları ile çok fakir toplum grupları arasındaki gelir dağılımında büyük uçurumlarbulunmaktadır.
Çevre sürekli bozuluyor…
Kar motivasyonuna göre çalışan ticari şirketler biyolojik ve doğal sistemi bozmaktadırlar. Her endüstriyel eylem çevrenin bozulmasına neden olmakta,
daha güzel bir dünya kurmak için doğal bir özgecilik bilincini geliştirecek tersi birişletmecilik/yönetim biçimi tasarlamak zorunluluğu doğmuştur.
Dünyayı tüketiyoruz..
Kapitalist kalkınma tipi ve hızı ekolojik dengeleri alt-üst etmiş, sorumsuzca yapılan bir üretim/tüketim ilişkileriyle dünya bir uçuruma doğru sürüklenmektedir. Her insan, işadamları ortalaması kadar tüketirse 11,4 dünyaya, ABD’li bir vatandaş kadar tüketirse 6,8 dünyaya, Avrupalı bir vatandaş kadar tüketirse 3,4 dünyaya gereksinim olduğu hesaplanmaktadır. Yakın gelecekte Dünya’nın sonunun geleceği ileri sürülmektedir.
Kalkınma modeli gözden geçirilmeli
Kalkınmanın realitesi, salt ekonomik ölçütlere dayandırılan geleneksel kalkınma görüşü yeniden gözden geçirilmeli ve çevre sorunu yeni kalkınma anlayışı içine mutlaka dahil edilmelidir.
Her şeyin bir seçeneği vardır..
Liberal ütopyaya dayalı geleneksel ticari organizasyonların kalkınma modeli yatırım karının azamileştirilmesine dayandırılmıştır. Buna karşıt olarak önerilen kalkınma modelinde, karın azamileştirilmesinden ziyade, daha çok istihdam yaratılması ve daha çok zenginlik üretilmesi araştırılmaktadır. Yatırım karları, istihdam yaratmadan ve mevcut istihdamı korumadan artıyorsa, bu yatırımlar toplum açısından bir anlam taşımazlar.
Yatırımın dinamiği..
Yatırımlar yoluyla karın artırılması dinamiğinde iki gerçeklik ayırt edilir :
– emeğe bağlı yatırımlar,
– emeğe bağlı olmayan yatırımlar
Emeğe bağlı yatırımlar..
Emeğe bağlı yatırımların özünde ,işyeri sahibi hem yatırımcı ve hem de yönetici konumundadır. İşyeri sahibi, yatırım yaptığı organizasyon içinde çalışır, işçisiyle, müşterisiyle, toplumla sürekli bağlantılıdır;
Sermayeye bağlı yatırımlar…
Emeğe bağlı olmayan yatırımlarda sermaye sahibi, yatırımın konusu ile hiç bağlantısı olmayan bir realiteye sahiptir. O, sektörü ne olursa olsun, salt karını azamileştirmeyi araştırır, yatırımlarını sürekli daha karlı organizasyonlara doğru akacak şekilde finansal sermayenin akıcılığını izleyerek farklı bir işletmecilik/yöneticilik biçimine doğru gelişimini sürdürür.
Bir başka girişimcilik
Bir buçuk asırdan beri, kalkınmayı ve organizasyonların yönetimini tasarımlayan bir başka işletmecilik biçimi de vardır : Kooperatifler. Kooperatifçilik, sermayenin araç olarak hizmet ettiği ve fazlaların (kapitalist dilde karın), yatırılan sermayeye göre dağıtılmayan, insanların ihtiyacı üzerine oturtulmuş çağdaş ekonomik bir vizyondur.
“Yapabilmenin bir başka biçimidir kooperatifçilik”.
Başlıca İşletme modelleri…
1. Özel işletmeler (kar amacına yönelik çalışırlar)
2. Geleneksel İşletmeler (Gelir yaratma amacına yönelik işletmeler)
3. Kamu girişimleri (Kamu hizmetleri üreten girişimler)
Geleneksel işletme modelleri
Genellikle özel işletme modelleridir. Bunlar kar amaçlı yatırımlar ararken istihdam yaratma, yeni katma değerler üretme ve çevre koruma konularını özen gösterecek şekilde yönlendirilmelidirler.
Sosyal ekonomi modeli
Daha çok kendi emeğini, kendi sermayesini kendi yöneticiliği altında çalıştıran, katıldığı organizasyonlarla piyasaya giriş-çıkışları denetleme olanağı bulan işletme/ekonomi modelleridir. Üç temel bileşene dayanır :
a. Gerçek bir ortak projeye dayalı kooperatifler,
b. İmece, yardımlaşma sandıkları ve mediko-sosyal faaliyetleri,
c. Ekonomik işlev üstlenen dernekler/vakıflar
Sosyal ekonominin özellikleri…
“sosyal ekonomi, (….) ortaklaşmalar yoluyla gerçekleştirilmiş ekonomik faaliyetlerin yeniden gruplandırılmasıdır :
– kardan ziyade üyelerine / topluma hizmet amacı güderler,
-Yönetim özerktir,
– demokratik karar süreçleri ile çalışır,
– gelirlerin paylaşımındaki özelliği (risturn)
Dayanışma ekonomisi
Ekonomideki çoğulculuğun getirdiği bir gereklilik olarak, ortak bir proje çerçevesinde farklı gruptaki işletmelerin bir dayanışma sonucunda yeni ekonomik projeleri uygulamaya sokma şeklidir.
Kalkınma Ajansları örneği…
Kooperatifler dağınık kaynakları ekonomiye sokarlar..
1. Tek başına yerine getirilemeyen ekonomik ihtiyaçları yanıtlamak ve üretim faaliyetlerini sürekli kılmak…
2. Büyük ticari güçlere karşı kendilerini savunmak.
Kooperatifleri gerekli kılan nedenler…
– bireylerin özerklik istemesi,
– ortak nitelikli grupların ortaya çıkması,
– özel girişim modelinin egemenliği,
– üreticiler arasındaki bağın farklılaşması.
Üretici- kooperatif bağı..
Bir üretici ile kooperatifi arasındaki en önemli bağ, üretici ile ortak arasında paylaşılan bir projedir.
Kooperatifin uygulayacağı proje, ortaklarının ihtiyaçlarını yanıtlayan, onların kişisel-ailesel projeleri ile bağlantılıdır.
Kooperatif projeye katılma..
Bir üretici kooperatife katılırken üç öğeyi dikkate alır :
1. ürününü/hizmetini değerlendirmek
2. işletme yönetimini, mesleki faaliyetini ve yaşam kalitesini yükselmek,
3. kişisel ve mesleki projesini gerçekleştirmek.
Bir kooperatif ortağına…
– tamamlayıcılık,
– sinerji,
– karşılaştığı çapraşık durumlara yanıt,
– ürün muhiti,
– insanların formasyonu ..vb konularda yardım sağları.
Ekonomi Politikası…
Ekonomi politikasının temel amacı :
– insanların yaşam kalitesini artırmak,
– toplumun kalkınmasını sağlayabilecek toplumsal kaynakları harekete geçirmek.
Araçlar :
A. Uzun vadeli politikalar:
– İstihdam politikası : çalışabilecek insanları üretim sürecine sokabilecek önlemler
– Yapısal politikalar : ekonomide kullanılabilecek kaynakları optimal biçimde kullanabilecek işletmeler yaratmak,
B. Orta vadeli politikalar :
– Pazar politikaları
C. Kısa vadeli politikalar :
– Mali politikalar (Fiyat politikası dahil)
Nasıl bir ekonomi politikası ?
– ekonomik kesimleri bir bütünlük içinde bakan, tüm kesimleri kucaklayan entegre bir ekonomi politikası,
– farklı sektörlerin / farklı ürünlerin özelliklerini dikkate alan sektörel / madde politikaları gözden kaçırılmamalı,
– politikalar bir bütünlük içinde çeşitlendirilmeli,
– Destekleme politikaları gerçekçi bir şekilde ele alınmalı.
Bu politikalar demeti :
– sağlıklı bir ekonomik yapının oluşumunu sağlamalı,
– ekonomide rol alan aktörlerin gelirini / refahını yükseltmeli,
– sektörler arası entegrasyonun gelişmesine katkıda bulunmalı,
– girdi-çıktı pazarlarının yeniden organize edilmesinde kooperatiflere öncelik tanımalı,
– geri kalmış bölgelerdeki ekonomik kaynakları geliştirmeli ve harekete geçirmeli,
– ülke bazında sermaye birikimine katkıda bulunmalı,
– ekonomik sonuçların bölüşümünü adil bir yapıya kavuşturmalı,
– ulusal ve uluslar arası rekabet koşullarını ayak uydurabilecek bir ekonomik yapıyı hedef almalı,
Kooperatifçilik politikaları…
– kooperatifleri ekonomik bir girişim olarak algılama çabaları egemen kılınmalı,
– kooperatiflere uygun bir ortam yaratılmalı,
– kooperatifleri geliştiren çevre güvence altına alınmalı,
– kooperatifleri her yönüyle destekleyen politikalar üretilmeli,
– etkili bir sanayi politikası oluşturulmalı;
– bu sanayi politikası içinde küçük ve orta ölçekli işletmeleri kooperatiflerle kucaklayan bir politika demeti oluşturulmalı.
Sonuç
Türkiye’de geleneksel işletmeler, kooperatif modeli yeterince algılayamamışlardır.
Geleneksel işletme ürünlerinin pazara giriş-çıkış noktalarında kooperatifler etkin değildir.
Nedenleri ….
– kooperatifçilik bilinci geliştirilememiş,
– ekonomi politikaları demeti içinde kooperatif aktörlere yer veren uygulamalar çok sınırlı kalmıştır.
– siyasette demokrasiyi arayan siyasi yapılanma, ekonomide demokrasiyi göz ardı etmektedirler,
Değişen dünya koşullarında…
– sürdürülebilir kalkınma, geleneksel kalkınma modelinin başlıca seçeneği konumuna gelmektedir.
– sürdürülebilir kalkınmanın favori işletmecilik tipinin kooperatifler olduğunu pek çok saygın bilim adamı ileri sürmektedir.
*Prof. Dr. Ayhan ÇIKIN Muğla Üniversitesi Öğretim Üyesi