Çiftçi Sendikaları 17 Nisan “Uluslararası Çiftçi Mücadele Günü”nü kutluyor. Konuyla ilgili olarak Çiftçi Sendikaları Konfedarasyonlaşma Dönem Sözcüsü Abdullah Aysu basın açıklaması yaptı. Aysu açıklamasında; 17 Nisanın neden Uluslararası Çiftçi Mücadele Günü olduğunu ve üyesi oldukları Via Campensina’nın 17 Nisan ile ilgili uluslararası eylem planını açıkladı .
17 NİSAN “ULUSLARARASI ÇİFTÇİ MÜCADELE GÜNÜ”
Şili Yerli ve Kırsal Kadınlar Derneği (ANAMURI) Başkanı Francisco Rodrigues’in dahil olduğu bir grup kadın çiftçiler, Bask Kırsal Çiftçi Derneği (EHNE) üyesi Paul Nicholson’la birlikte belli bir sayıda erkek, Avrupa Çiftçi Koordinasyon (CPE)’nin yürütmesinden bir kişi 1992 yılında Nikaragua hükümetinin, gelmek isteyen birçok örgüte izin vermemesine karşın bir araya gelirler.
O sırada, katılan ülkelerinin çoğu IMF ve Dünya Bankası’nın çokuluslu şirketler çıkarına dayattığı “yapısal reformlar”dan geçmektedir. Bu yapısal reform politikalarının bir felaket olduğu, küçük/aile çiftçiliğini yeryüzünden sileceği üzerinde katılımcılar hemfikir olurlar. Yapısal reform politikalarının öngördüğü tarım modelinin; ihracata dayalı, sanayileşmiş tarım modeli olduğunun da altını çizer ve buna karşı çıkılması gerektiğini belirlerler. Bu amaçla özellikle Karaib, Orta Amerika ve Avrupa ülkelerinden bazı örgüt temsilcileri, uluslararası bir örgütün kurulması gerekliliğini dile getirirler. Söz konusu örgütün kurulmasını kararlaştırırlar. İlk resmi toplantı, 46 örgütün katılımıyla Belçika’da olur. Belçika’da küçük çiftçilerin, kadın çiftçilerin ve yerli çiftçilerin rolünün insanlık yararına olduğu, bu rolün sürdürülebilme hakkını savunmak için de harekete geçilmesine karar verilir. Böylece Via Campesina Çiftçinin Yolu, 16 Mayıs 1993’te doğar. O dönemde belirlenen tüzüğün birçok ilkesi, bugün de değişmeden savunulan temel prensiplerdir.
Via Campesina kurulduğu 1993 yılından bu yana, neoliberal politikalara karşı bir politik hat izleyen global bir örgüttür. Kırsal yaşama ilişkin genel bir görüş geliştiren ve farklılıklardan oluşan birlik fikrinin billurlaştığı uluslararası bir harekettir. Bu görüşün ana temaları toplumsal adalet ve eşitliktir. Fakat aynı zamanda yeni bir dünya düzeni oluşturmak için kültür, etik ve alternatiflerin geliştirilmesini de kapsar.
Kurulduktan birkaç ay sonra Via Campesina temsilcileri, Cenevre’de 5,000 kişilik bir GATT karşıtı eyleme katılır ve orada “kârdan önce insan” ilkesini vurgular, dile getirirler.
Via Campesina 2. Uluslararası kongresini Meksika’da 1996’da yapar. Bu kongrede toprak reformu, bioçeşitlilik, insan hakları, kadın ve gıda egemenliği/ bağımsızlığı gibi konuları ele alacak komisyonlar kurar. Konferans sırasında Carajas, Brezilya’da 19 çiftçinin öldürüldüğü 17 Nisan’ı “Uluslararası Çiftçi Mücadele Günü” olarak ilan ederler. Her 17 Nisan Gününde Via Campesina belirlediği bir ilkesini konu olarak seçer, bağlı tüm örgütleri belirlenen bu konuda aynı gün o içerikte bir eylem yapar. Via Campesina bu yıl birkaç konuyu birlikte belirlemiş.
Bunlar;
• Gerçek toprak reformu
• DTÖ ve benzeri uluslararası ticaret anlasmalarının deşifre edilmesi
• Çiftçi örgütlerine uygulanan şiddetin protesto edilmesi
• GDO teknolojilerinin durdurulması
Çiftçi sendikaları olarak da bizler tarım ve toprak reformu’nu belirledik. 18 Nisan’da İzmir de bir panel ile etkinliği gerçekleştiriyoruz.
Başka bir kilometre taşı, Via Campesina’nın 1996 yılında Roma’da yapılan FAO toplantısına uluslararası delegasyonlarla birlikte katılmasıdır. Burada Via Campesina temsilcileri “gıda güvenliği-kalitesi” kavramının iflası üzerine, “gıda egemenliği/bağımsızlığı” dövizi altında halkların kendi gıda üretme ve ülkelerin kendi gıda politikasını belirleme hakları ile bioçeşitliliğin korunması ilkelerini açıklarlar. Bugün gıda bağımsızlığı/egemenliği Via Campesina’nın merkezi bir ilkesidir artık. Bu ilke dünya üzerinde yayılmaktadır. Çeşitli sivil toplum örgütlerin ve toplumsal hareketlerin savunduğu bir ilke haline gelmiştir. Roma’daki FAO toplantısında gıda egemenliği/bağımsızlığı gündeme aldırılır ve tartışma gündemine taşınır.
Roma eylem ve toplantılarında, “gıda hayatla eşittir, bu yüzden pazarlık nesnesi olamaz” açıklamasıyla “tarım DTÖ’den çıkartılsın” düşüncesini dillendirir ve cesaretle savunurlar. Via Campesina’nın bu duruş ve tutumlarından etkilenen balıkçı örgütleri de taleplerini Via Campesina gündemine katarak, “balıkçılık DTÖ’den çıkartılsın” ifadesi kullanmaya başlar. Bundan sonra Via Campesina DTÖ’ye karşı hareketin bir parçası olup birincil düşmanlarının DTÖ olduğunu ve nereye giderse peşini bırakmayıp, karşı cephe sürdüreceğini belirler. Örneğin; DTÖ’nün Cenevre’deki toplantısında Via Campesina bir dizi demokratik yapıyla birlikte yerini alır. “Toplumsal denetleme” adı altında, DTÖ’nün o güne kadar uyguladığı tarım politikalarının toplumlar, çiftçiler ve çevre üzerindeki etkilerini inceleyip bildirmelerinin bir mecburiyet olduğunu dile getirir, savunur.
Seattle’de 3. DTÖ Konferansı’nda Via Campesina görüşlerini bildirmek için delegasyonla katılır. DTÖ’nün Seattle’deki görüşmelerinin çıkmaza girmesinde Via Campesina’nın etkisi önemlidir. Via Campesina’nın Seattle’deki mücadelesi haklılığının görülmesi bağlı örgütlerinin yüreklerini güçlendirir. Via Campesina burada, devasa canavarların bile yenilebildiğini görerek, enerji ve cesaret yüklenmiş bir biçimde döner. Ancak böyle savaşlara girmek için stratejik ittifaklara ihtiyacının olduğu bilincinde olan Via Campesina Dünya Sosyal Forum’un planlama çalışmalarında yer alır. Böylece 1., 2., 3, ve 4., Mumbai’daki Dünya Sosyal Forumlarına katkı koyacaktır. Gelinen bugünlerde Via Campesina DTÖ ile neoliberal rejimi yaymaya çalışan diğer kurumlara karşı geniş bir uluslararası koalisyon içinde yer almış durumdadır. Bu mücadelenin öncüsü olmayan ama mücadele içerisinde tanınan uluslar arası bir örgüttür artık, Via Campesina.
Via Campesina 3. Kongresini Bangalore’da yapar. Bangalora’daki 3. Kongresinde Via Campesina çeşitli açıdan güçlenir. Kadınlar, katılımcıların %50’sine ulaşmıştır. Kadın çiftçilerde bu başarıyı yakalayan Via Campesina genç çiftçilerin de bir araya gelmesi gerektiğini fark eder. 2002’de Filistin’de yaşanılan faciayı yüreğinde hisseder ve tutumunu gösterir. Facia şudur: Filistin’de çiftçiler topraklarından kovuluyordu, zeytin ve meyve ağaçları kesiliyordu, arazilerine el konuluyordu. Filistinlilerle dayanışma göstermek için 4–5 kişilik bir Via Campesina delegasyonu Filistin’e gider. José Bové ile beraberindeki delegasyon grubu Ramallah’da, Arafat’ın karargâhında bir ay kalarak dayanışmada yerini alır. Via Campesina delegasyonları suyun ve elektriğin olmadığı, etraflarının tanklarla sarılmış ve bombalama tehditti altında olduğu Ramallah’ta 30 gün kalarak, dayanışma uğruna kendi yaşamlarını tehlikeye atmaya hazır olduklarını dünyaya gösterdiler.
Cancun’da 5. DTÖ zirvesi toplanmıştır. Burada Amerikan örgütleri NAFTA’ya karşı güçlü bir kararlılık gösterir. Cancun zirvesine 10,000 küçük çiftçinin de katıldığı karşı eylemlerde yeni bir tarih yazılmaktadır. DTÖ karşıtları kendilerinden beklenmeyen ve umulmayan bir tepki gösterdiler. DTÖ karşıtlarının bu mücadelesi dünyanın gözleri önünde yaşandı.
Zirvenin yapıldığı salonu korumak amacıyla 5 tane demir telli çit çekilmiştir. Çitler birer birer indirilirken Koreli çiftçi Bay Lee kalan çitlerden birisine çıkar ve “DTÖ çiftçiyi öldürüyor” pankartını göstererek yaşamına son verir. Burada vurgulanması gereken önemli nokta; bu bir intihar değildir. Bay Lee kendini feda etmiştir. Bu kişisel eylem Via Campesina’nın duruşunu daha da güçlendirecektir. Zirvenin sonuna doğru DTÖ pes etme eşiğine gelir. Sonradan Avrupa delegesi Pascal Lamie, DTÖ komaya girmiş kanaatinde bulunur. Fakat Via Campesina’ya göre, o DTÖ ölmüştür bile. Bu DTÖ de eski DTÖ değildir artık!
Bu günlerde yeni bir tehlikeyle karşı karşıya gelindi, o da toplumsal hareketlerin suç unsuru olarak muamele görmeye başlamalarıdır. Kaplan tehdit altında kalınca saldırıyordur ve bu gerçeği, Bush hükümeti ile uluslararası şirketlerin arttıkça artan agresif tavırları doğruluyor. Örneğin Bolivyalı bir çiftçi aktivist terörizm ve uyuşturucu kaçakçılığıyla suçlanıp Bolivya hapishanelerindeki 100’lerce aktivistten biri olur. Söz konusu çiftçi arkadaş Morales halk tarafından çok tutulan biridir. Otoritesinin güçlenmesinden korkulduğu için ABD kuklası hükümet tarafından hapishaneye atılmıştır ve suçlamalarının aslı hiç yoktur. Aslı olmadığı için de hapishaneden çıkan Morales daha da güçlenir, halk tarafından bağıra basılır. Sonra da ülkesinde devlet başkanlığına seçimle getirilir. Morales, şimdi bir elinde özgürlük bayrağı diğer elinde Via Campesina bayrağı ile Bolivya ve dünyadaki dostlarının yüreğini ısıtıyor, çokuluslu şirketlerin yüreğine kaygı salıyor.
Evet, bugün Dünyanın çeşitli ülkelerinin hapishanelerinde çiftçi aktivist sayısı günden güne artıyor. Şirketlerin tavırları konusuna gelince Kanadalı çiftçi Percy Schmeiser’in tarlasını, komşu tarlalardan rüzgârla gelen Monsanto’nun GDOlu ürünlerinin çiçek tozuyla bulaştırıp dava açması biz çiftçilere ve geneldeki tüm insanlığa bir fikir veriyor. Yeni terörizm biçimleri böylece meydana çıkıyor.
Via Campesina’nın 4. Uluslar arası Konferansı, 12 Haziran 2004’de Saopaolo/ Brezilya’da toplanır. Via Campesina’nın 4. Olağan konferansında ilk kez genç çiftçiler katıldı. 37 ayrı ülke ve kültürden genç çiftçiler ile kadın çiftçilerin iki gün süren toplantı sonucu belirledikleri görüşlerini Konferansa deklarasyon şeklinde taşıdılar.
Genç çiftçiler deklarasyonlarını sunarken düşünce ve duygularını; “Bu dayanışma ve değiş-tokuş zamanında, genç köylüler olarak yaşadığımız gerçekleri ve hayallerimizi paylaştık. Şunu fark ettik ki farklı ülkelerden gelmiş olmamıza rağmen, yaşadığımız birçok problem ortak” diye ifade ettiler.
Via Campensina için genç çiftçilerin katılımı ilk idi. Genç çiftçiler için Via Campesina, Via Campesina’da genç çiftçilerin katılımının getirdiği heyecan ve sinerji vardı. Türkiyeli çiftçiler için de Via Campesina Konferansı ilk konferanstı. Böylesi bir Konferansta aday olma heyecanı ile giden Türkiye’deki çiftçi sendikaları üye olma sevinci ve sorumluluğuyla döndü. Evet, Çiftçi Sendikalarımız Via Campesina üyesi olma onuruna sahip bir örgüttür. Bununla tüm çiftçiler ve çiftçi dostları gurur duyabilir.
Via Campesina güçlü bir uluslararası örgüttür. Via Campesina’yı güçlü yapan şeylerden birisi, mücadelelerin, amaçların, önerilerin ve düşmanların tanımlanmasında sahip olduğu berraklıktır. DTÖ baş düşmanıdır, çünkü onun ticari görüşü, sermayenin ve çok uluslu şirketlerin çıkarlarına olan kayıtsız şartsız sadakati, kırsal alanların sosyal mevcudiyetinin sürdürülmesini tehlikeye atmaktadır. DTÖ, kırsal alanları, insani ve ekolojik hayatın bütün ilkelerini yerinden oynatan bir GDO fabrikasına dönüştürülmeye çalışıyor.
Via Campesina’nın çokuluslu şirketlere karşı öneri ve eylemleri, Via Campesina’nın kampanyalarına katılan çeşitli toplumsal hareketlerin kaynaşmasına yol açıyor. DTÖ görüşmelerinin durdurulması ve toplumsal denetimin uygulanması gibi üstünlüğü geniş halk desteği ile karşılaşıyor. Bu birlikte mücadeleler sonucu elde edilen zaferler, Seattle ve Cancun örneğinde olduğu gibi DTÖ görüşmelerinin sürekli aksamasına katkı koyucu olacaktır.
Via Campesina, halkların karşı karşıya olduğu kritik problemlere karşı hep tetikte kaldı. Via Campesina gözlemci delegeler gönderdi, deklarasyonlar yayınladı ve pek çok kez dayanışmasını ifade etti.
Kırsal alanların militarizasyonu ve toplumsal hareketlerin kriminalizasyonu temel problemleri arasında yer almaktadır. Kısacası, Via Campesina’nın mücadelesi örgütsel, ideolojik ve eylemsel uyumu onu bir referans noktası yapmaktadır. Bölgeler daha güçlenmekte ve kendi durumunu tahlil etmek ve kendi özgün koşullarına uygun eylemler geliştirmek için şimdi kendi gündemlerini oluşturmaktadır. Avrupa’da Ortak Tarım Politikası’na (OTP) karşı mücadelenin, Amerika kıtalarında serbest ticarete karşı verilen mücadelelerin, Asya’da ulusalüstüleşmeye karşı gösterilen direnişin ve Afrika’da biyoçeşitliliğin korunmasının hepsinin içinde önemli unsur olarak yer aldı gündeme damgasını vurdu. Uluslararası Mali Kurumlara (IMF, DB) ve kırsal alanların ticarileşmesine karşı geniş çaplı bir muhalefet ile kırsal dünyayı kadın erkek eşitliği ve adaletin karakterize edileceği yeni bir dünya vizyonudur, Via Campesina…
Via Campesina başa çıkılması gereken konuları şöyle belirlemektedir: Stratejik ittifakların güçlendirilmesi, yeni mücadele biçimleri geliştirme, sürekli olarak ortaya çıkan yeni durumları analiz etme ve onlardan öğrenme, kadın-erkek eşitliğini uygulama ve gençlerin tam katılımını teşvik etme, iletişim stratejileri geliştirme, politik eylem ve seferberliği güçlendirmedir.
17 Nisan “Uluslararası Çiftçi Mücadele Günü” tüm çiftçilerimize, çiftçi dostu örgütlere ve insanlığa kutlu olsun.
Abdullah AYSU
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaşma
Platform Sözcüsü