Birleşmiş Milletler’in (BM), 2010 yılını ‘Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Yılı’ ilan ettiğini bildiren Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) Kayseri İl Temsilcisi Dr. İsmail Gökşen, ‘Yaşamı mümkün kılan biyoçeşitliliktir’ dedi.
Dr. Gökşen yaptığı yazılı açıklamada, 2010 yılının Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Yılı ilan edilmesi üzerine, 22 Mayıs ‘Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü’nün bu yıl, ‘Biyoçeşitlilik ve Kalkınma’ ana temasıyla kutlandığını bildirdi.
Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi Sekreteryası tarafından yapılan açıklamada, insanın biyolojik çeşitliliği koruma ya da yok etme gücüne sahip olduğu, ancak ‘doğaya bir şey olmaz’ yaklaşımının dünya genelinde doğal varlıkların tahribatını arttırdığının altının çizildiğini ifade eden Dr. Gökşen, şöyle devam etti:
‘Dünyamız hiç bu kadar tehdit altında olmamıştı. İnsan kaynaklı olduğu bilim adamlarınca kanıtlanan küresel ısınma ve beraberinde yaşanmakta olan iklim değişikliği ile erozyon, çölleşme, kuraklık, seller, toprak kaymaları, biyolojik çeşitlilik kayıpları, ormansızlaşma, tarım alanlarının tahribi, artan nüfus ve kontrol edilemeyen tüketim arzusunun doğal varlıklar üzerinde yarattığı baskı, kendi türümüzü ve gezegenimizi, yok olma noktasına her geçen gün daha fazla yaklaştırıyor. Bu nedenle, insanların başta gıda olmak üzere temel ihtiyaçlarını karşılamasında vazgeçilmez bir yeri olan gen kaynaklarının temeli biyolojik çeşitliliğin korunmasının önemi, artık daha fazla biliniyor ve önemseniyor.’
Türkiye’nin, dünyanın çok az yerinde rastlanır bir ekosistem çeşitliliğine ve gıda ile tarım için önemli genetik çeşitliliğe sahip olduğunu kaydeden Gökşen, ‘Avrupa kıtasının tümünde bulunan bitki türlerinin sayısı yaklaşık 12 bin iken, sadece Türkiye’de saptanmış bitki türü sayısı 9 bindir. Bunun yaklaşık yüzde 33’ü yani 3 bin civarındaki kısmı sadece ülkemize özgü endemik türlerdir. Bu rakam Avrupa Kıtası’nın tümünde 2 bin 500’dür’ dedi.
Dr. Gökşen, 10 bin yıllık tarım tarihinde ekime elverişli hale getirilen 7 bin bitki türünden bugün sadece 30 kadarının günlük gıda ihtiyacı için kullanıldığını da belirterek, şu bilgileri verdi:
‘Bu ölçek daha da daraltılırsa dünyada tüketilen bitkisel kaynaklı gıdanın yüzde 90’ı, sadece 15 kültür bitkisi (Buğday, Mısır, Pirinç, Patates vb.) türünden sağlanmaktadır. Sadece buğday, pirinç ve mısır dünya tahıl üretiminin 2/3’ünü oluşturmaktadır. Dünyada tüketilen hayvansal kaynaklı gıdanın yüzde 90’dan fazlası ise sadece 9 evcil hayvan (Sığır, Domuz, Koyun, Tavuk vb) türünden gelmektedir.
Dünya üzerindeki türler, insanlığın yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanmasının ana unsurudur, ama bu türler insan olmadan da yaşamlarını devam ettirebilirler. İnsan doğaya verdiği zarar ile iklimin istikrarını bozarak, karmaşık bir ekolojik güvenlik ağının iplerini çözmektedir. Ama yaşamı mümkün kılan şeyin biyoçeşitlilik olduğu göz ardı edilmektedir.’
Kaynak: Sondakika