Üzüm-Sen, Manisa-Sarıgöl'de dolu ve yağmur nedeniyle meydana gelen ürün kaybına ilişikin bir basın açıklaması yayınladı. Açıklamada bu felaketlerin küresel iklim krizi nedeniyle meydana geldiği vurgulandı. Açıklama şöyle:
Dünyamız “İMDAT !” demeye Küresel ısınmanın yarattığı iklim değişiklikleri tarıma ve üreticilere zarar vermeye devam ediyor.
Sarıgöl bölgesinde ayaz ve don felaketinden ayakta kalabilen bağlar da 3 Haziranda yağan sağanak yağmur ve dolu yüzünden de büyük zararlar gördü. Yaşanan ayaz ve don zararlarının önlemleri alınamamış,üreticilerin zararları karşılanmamışken, yaşanan bu sağanak yağmur ve dolu felaketi üreticinin yaşadığı zararların “tuzu,biberi oldu.
” Ayaz ve don olayı yaşandığında Acilen “Manisa bölgesi için “Doğal afet durumu” ilan edilmeli, Kriz masası kurulmalı zarar gören üreticiler “doğal afet mağduru” kabul edilip bütçeden pay ayrılmalıdır “ diyerek hükümete ve yetkililere seslenmiştik, şimdi de bu önerimizi tekrarlıyoruz; Yaşanan doğal felaketlerin sorumlusu üreticiler değildir. Enerji,sanayi ve savaş politikalarıyla dünyanın ve atmosferin kirlenmesine neden olan ve bu konuda hiçbir önlem almayan hükümetlerdir, devletlerdir,şirketlerdir. Doğayı katlederek,atmosfere sürekli zararlı gazların yayılmasına göz yumarak küresel ısınmaya sebep oluyorlar. Küresel ısınmanın yarattığı iklim değişiklikleri de mevsimleri bile mevsiminde yaşayamamamıza neden oluyor. Olumsuz sonuçların yükünü ise bizler çekiyoruz.
Bilindiği gibi tarımsal ürünler yüzyıllar içinde doğadaki diğer canlıların yardımıyla da iklim koşullarına adapte olarak bu günkü özelliklerine kavuşmuşlardır. Ani iklim değişikliklerinden ilkönce zarar görenler de gene tarımsal ürünlerdir. Koşullara hemen adapte olamamakta, hastalanmakta ve ölmektedirler. Binlerce yılın ortaya çıkarttığı bu canlıları kar hırsıyla yok etmeye kimsenin hakkı yoktur.Bu nedenle hükümetler,devletler acilen doğanın kirletilmesine, küresel ısınmaya ve iklim değişikliklerine karşı önlemler almalıdırlar. Aksi taktirde gıda krizleri kapıdadır.Önlemler alınmazsa insanların gıdaya erişimi engellenmiş olacak, tüm Dünya’da açlık baş gösterecektir.
Bu kış ve bahar aylarında yaşanan iklim olayları bunun iyi birer örneğidir. Üzüm üreticileri asmalar uyanırken önce “don” felaketi ile karşılaştılar. Patlamak üzere oluşan bir çok tomurcuğa soğuk vurması nedeniyle tomurcuklar açamadı. Bu nedenle bu yıl üzüm doğuşu rekolteyi olumsuz yönde etkileyecek kadar az oldu.”Don” felaketinden kurtulup açan bağlar tam “filiz”e dönmeye başlamıştı ki; yıllardır kış mevsiminde bile kar yağışı görmeyen bazı üzüm bölgeleri ise Nisan ayında kar yağması nedeniyle bir kez daha “don” olayıyla karşılaşıldı. Aradan 10 gün geçmeden tekrar onbinlerce dönüm üzüm bağları “ayaz” felaketinden etkilendi. Manisa ilinin hemen hemen tüm ilçelerini “ayaz” vurdu. Binlerce dönüm bağdan bu yıl ürün alınamayacak. Bazı bağlar önümüzdeki yıllarda da ürün vermeyecek. Çünkü asmaları çokak (kurumuş asma kütüğü) haline gelmiş durumda.Sökülüp yerlerine yeniden asma dik ilmesi gerekiyor. Bu yaralar sarılmamışken, don ve ayazdan kısmen daha az etkilenen bağlar bu seferde sağanak yağış ve “dolu” felaketiyle karşılaştı.Bir çok bağda yapraklar ve koruk halindeki üzüm salkımları sanki sopayla dövülmüşçesine yerlere döküldü. Bundan sonraki süreçte de mevsimsel olmayan ne tür bir iklim olayıyla karşılaşılacağı,geriye kalan bağların ne kadarının etkileneceği de meçhul.
7 Haziran da Genel seçim var.Ve hiçbir partinin seçim beyannamesinde küresel iklim değişikliğine ve yaratacağı zararlara dönük olarak üreticileri ve doğayı koruyucu,kalıcı çözümler konusunda herhangi bir vaat yok. Mevcut hükümete ve seçimden sonra hükümet olma iddiasında olan veya olmayan partilere sesleniyoruz, hemen üreticilerin zararlarını karşılamayı programınıza alın.
Çözüm önerilerimizi bir kez daha tekrarlıyoruz.
Manisa bölgesi için “Doğal afet durumu” ilan edilmeli,Kriz masası kurulmalı zarar gören üreticiler “doğal afet mağduru” kabul edilip bütçeden pay ayrılmalıdır.
Üreticilerin bankalara,kredi kooperatiflerine v.b olan borçları zarar durumlarına göre en az 1 yıl faizsiz ertelenmelidir.
Bağlarını söküp yeniden tesis edecek olanlara teşvikler uygulanmalı,bir kısmı hibe şeklinde faizsiz uzun vadeli kredi olanakları sunulmalı tefeci ve bankaların cenderesi altına sokulmamalıdır.
Ürünlerini TARSİM’e sigorta ettirenlerin zararlarını TARSİM hemen ödemeli, hasat dönemini beklememelidir.
Uzun vadeli ama en kısa zamanda ivedilikle yapılması gereken çözüm önerilerimiz. Küresel iklim değişikliklerine neden olan gıda,enerji,sanayi ve savaş politikalarından derhal vazgeçilmelidir.
Devlet erken uyarı yöntemlerine, rüzgar makineleri kurma,havada helikopter dolaştırma, üreticilerin sis makinelerine erişimini sağlamaya dönük yarımları ivedilikle yapmalıdır.Doğa felaketlerine karşı çaresiz değiliz yeter ki önlemleri almayı ihmal etmeyelim.
“TARSİM” yönetmeliği yeniden düzenlenmeli ,Çok yıllık bitkilerde sadece o yılın zararı değil GERÇEK ZARAR ,bağların yeniden tesis edilme maliyetinden, ürün verene kadar geçecek olan yılların gelir elde edilememesi zararı da dahil sigorta kapsamı içine alınmalıdır.
TARSİM kapsamında sigorta yaptırılan yerlerin prim ödemesi üreticilerin ödeyebileceği seviyeye çekilmelidir.
Ürün çeşitliliğini koruyacak ve ürün çeşitliliği teşvik edilecek bir tarım politikası uygulanmalıdır. Plantasyon, yani ticari amaçla çok geniş alanlarda bir veya bir kaç çeşit ürün yetiştirmeye dayalı tarım metodunu zorlayan tarım politikalarından vazgeçilmelidir.
Adnan ÇOBANOĞLU ÜZÜM ÜRETİCİLERİ SENDİKASI (ÜZÜM-SEN) GENEL BAŞKANI