8 Mart Kadınlar Günü’nü bu vesileyle kutluyor, ve iki yıl önce yayınlanmış “Köylü Hakları Üzerine Uluslararası Kadın Çiftçiler Asemblesi Deklarasyonu’nu yayınlıyoruz:
Ürettiğinin karşılığını alamamanın getirdiği güçlükler köylü kadınları da şehirlere göçe zorluyor. Şehirlerde ailesi için gıda üretimi yapamadığı için düşük ücretli geçici veya sigortasız işlerde çalışmak zorunda bırakılıyor. Göçedenlerin yaşadıkları bölgelerde yoksulluk var ve kadınların ailelerini beslemeye yeterli gelirleri yok. Bunun sonucu olarak kötü beslenme ve kısmen açlıkla yüzyüze kalıyorlar.
Kamunun yetersiz sağlık ve eğitim hizmetleri yüzünden kadınlar bu düşük ücretlerle gittikçe daha çok çalışmak zorundalar.
Tarlalarda çalışan kadınlar ise, kimyasal gübreler yüzünden sağlık problemleri yaşıyorlar. Kimyasallar yüzünden hem kendileri, hem çocukları, hem de doğa olumsuz etkileniyor. Cehaletin olduğu bölgelerde ürün kullanma talimatını okuyamadıkları için gereğinden fazla kimyasal kullanabiliyorlar.
Bazen eşlerinin ve işverenlerinin kötü muamalesine maruz kalıyorlar. Fiziksel, ruhsal hatta hayatı tehdit edici olabiliyor bu muameleler.
Sözde gıda krizini atlatmak için DTÖ ve IMF tarafından önesürülen tarımsal politikalar köylüleri ağır borçlanmaya götürüyor ve sonunda topraklarını kaybediyorlar. Borç ödeyememe nedeniyle intihar eden eşlerinin acısını bırakıp çiftlik işlerini devralmaya, çocuklarını büyütme derdine düşüyorlar.
Kırsal çatışmalar kadınların bazen hayatlarını riske atacak kadar şiddetli olabiliyor.
Gençler artık çiftçi olmak istemiyor çünkü meslekleri sosyal olarak itibar görmüyor ve gelirleri yeterli olmuyor. Ve konutlandırma, endüstriyel bölgeler, ticari bölgeler, altyapı yatırımları ve spekülasyon yüzünden arazi fiyatları arttıkça toprak sahibi olmak güçleşiyor.
Bu durumda çiftçiler biyoçeşitliliğin de daha az olduğu verimsiz arazilere sürükleniyorlar.
Birçok ülkede, kadın çiftçiler başta olma üzere tohumlarını sağlamak, korumak, takas etmek ve yetiştirmek için mücadele ediyorlar. Nesilden nesile geçen bilgilerini korumak için mücadele ediyorlar. Ulusötesi şirketlerin tohumlarını almamak ve onların karlarını artırmamak için mücadele ediyorlar. GDOlu ve birbirinin aynı tohum üreterek birçok türün kaybolmasına ve biyoçeşitliliğin azalmasına neden olan şirketlere karşı mücadele ediyorlar.
Hükümetlerin halka sormadan yaptıkları serbest ticaret anlaşmalarıyla gıda ithalatına zorlanıyorlar, gıda egemenliklerini kaybetmemek için mücadele ediyorlar.
STA’nın kadınlar üzerinde büyük etkisi var, mesela, bir STA’na göre Endonezya Japonya’ya deniz ürünü ihraç edecek, ve Endonezyalı hemşireler de Japonya’da çalışacak.
Kadınların günlük hayatlarında karşılaştıkları tüm bu zorlukların farkında olarak, Via Campesina kadın çiftçileri, köylü haklarının desteklenmesi ve gıda egemenliği için dayanışma içindelerdir. Kadın çiftçilerin tarımdaki yeri ve önemi tartışılmazdır, düzgün sağlık yardımı ve çocukları için eğitim hakkına sahiptirler.
Çeviren : Tülay Ararat
Bir Yorum
Ece
Tebrik ederim çok güzel