Hububat Üreticileri Sendikası ( Hububat Sen) hükümetin buğday üreticilerinin ürününü seçim nedeniyle yüksek fiyatla alacağı yolunda kamuoyunda çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını söyleyerek tepki gösterdi. Sendikanın Genel Başkanı Abdullah Aysu “açıklanan fiyatların maliyetin altında olduğunu, hükümetin bu güne kadar uyguladığı çiftçi karşıtı politikasına devam ettiğini” belirtti. Hububat Sen’in Basın açıklaması:
“2007 yılı hububat alım fiyatı açıklandı. Basın ve medya kuruluşları açıklanan fiyatları; “çiftçilere seçim öncesi mavi boncuk dağıtıldı” diye yorumladı ve aktardı.
Hububat fiyatlarının seçim nedeniyle yüksek açıklandığı şeklinde yapılan yorumların, yaşanan gerçeklikle ilgisi yoktur, çünkü maliyetlerin altındadır. Medya ve basında söylendiği ve yazıldığı gibi hükümet buğday üreticilerine “mavi boncuk” dağıtmamıştır, uygulaya geldiği çiftçi karşıtı politikalarını buğday için açıkladığı/belirlediği fiyatlarla sürdürmüştür.
Şöyle ki;
• Toprak Mahsulleri Ofisi’nin 2007 yılı buğday ürünü için açıkladığı alım fiyatı, 2006 yılı buğday ürünü için açıklanan alım fiyatından sadece %14 oranında yüksektir. Oysaki üretim girdisi olan gübrenin artış oranı bu üretim sezonunda %23–49 oranında gerçekleşmiştir.
• Buğday maliyeti 48 YKr/kg dır. Anadolu kırmızı sert ekmeklik buğdayın alım fiyatı 42,5 YKr/kg olarak açıklanmıştır. Yapılan açıklamaya göre buğdayda kg başına 4,5 YKr da pirim verilecek. Pirim ile birlikte çiftçinin eline 47 YKr/kg geçecektir. Yani pirim ile birlikte açıklanan buğday fiyatının toplamı maliyetin gerisinde bir fiyatttır.
• Buğday alım fiyatları gelişmiş ülkelerde olduğu gibi maliyet + %25 kar + insanca yaşam payı hesap edilerek belirlenmeli. Buna göre bir kilo buğdayın alım fiyatı; 48 YKr (maliyet) + 12 YKr (kar)+ 4,8 YKr (insanca yaşam payı)= 64,8 YKr/kg olmalıdır.
Yukarıdaki görüldüğü gibi hesap açıktır ama, tam da tersine kamuoyunda buğday üreticisine yüksek bir fiyat verilmiş gibi yanılsama yaratılmış; seçim bahanesiyle buğdaya yüksek bir fiyat verilmiş gibi kamuoyu yanlış bilgilendirilmiştir.
Ayrıca; TMO’nun açıkladığı fiyatın çiftçinin eline geçebilmesi için yeterli alım yapması gereklidir. Oysa TMO’nun yeterli alım yapıp yapmayacağı belli değildir. TMO’nun geçmiş yıllardaki alımlarına bakıldığında etkin bir alım yapmayacağı işaretleri oldukça güçlüdür. Hububat piyasasını düzenlemenin sadece fiyat açıklamakla olmayacağı bilinen bir gerçektir. Asıl olan piyasayı düzenleyici olarak görev gören TMO’nun alım politikasının ne olacağıdır. Buğday fiyatı kendisinin açıkladığı fiyatın altına düştüğünde alım yapması gerekmektedir. Ancak o zaman çiftçiyi tüccara yem etmez.
Bu anlamda Hububat Üreticileri Sendikası olarak diyoruz ki;
• Buğday fiyatları belirlenirken maliyet+%25 kar+ insanca yaşam payı hesap edilerek belirlenmeli.
• TMO kaç ton buğday alacağını kamuoyuna açıklamalı.
• Kamunun kendisinin de yetersiz çalışması nedeniyle tamamlanamamış olan Çiftçi Kayıt Sistemine dahil değil diye çiftçilerin ürünlerini almamazlık etmemeli, almalı.
• İç Anadolu ve Ege Bölgesinde yaşanan kuraklık ve iklim değişikliklerinin neden olduğu verim kaybından dolayı çiftçilere; “telafi edici ödeme” adı altında bir defaya mahsus ödeme yapmalı. Zarar gören bölgelerde yapılacak hasar tespitinin ardından mağdur çiftçilerimize ek olarak
- Borçları faizsiz bir biçimde ertelenmeli,
- Önümüzdeki yıl için bedelsiz tohumluk yardımı yapılmalı,
• Uygulanan baremler nedeniyle belirlenen ürün alım fiyatın altında alım yapmaktan vazgeçilmeli,
• Çiftçilerin ürünlerini satmaya getirdiklerinde oluşan kuyruklara ve beklemelere çözüm bulunmalıdır.”
15 Haziran 2007
Abdullah AYSU
Hububat Üreticileri Sendikası
Kurucu Genel Başkanı