Şeker-İş Sendikası Genel Merkezi ve Ağrı Şube Başkanlığınca Geçtiğimiz hafta sonu çeşitli açılışlarda bulunmak üzere ilimizde bulunan Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’a Şeker Fabrikalarının sorunlarını, Nişasta bazlı şeker kotalarının artırılmasından duyulan kaygıları ve özelleştirmeyle ilgili konuları içeren bir mektup verildi.
Şeker-İş Sendikası Ağrı Şube Başkanı Agit ARSLAN yaptığı açıklamada; Nişasta bazlı şeker kotalarını artırılmasının şeker pancarı tarımında meydana gelen daralmanın en önemli sebeplerinden olduğunu ve Şeker fabrikasının kapatılmasının İlimiz ekonomisine vereceği zararları Başbakanımıza anlatmak için bu mektubu yazdıklarını belirti.
Başbakana sunulan mektubun tam metni aşağıdadır.
Sayın: Recep Tayyip ERDOĞANT.C BAŞBAKANI
Sayın Başbakanım,
Dünya ülkeleri ile kıyaslandığında, Türkiye stratejik konumu ve sahip olduğu kaynakları ile ihtiyaçlarını karşılayabilen kendi kendine yetebilen ülkeler arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Bu açıdan şeker pancarından şeker üretimi ülkemize tarımsal hammadde ve tarımsal sanayi ile yılda yaklaşık 2 milyar dolar civarında katma değer sağlayan, istihdam yaratan, tarım, hayvancılığı geliştirerek ülkede en fazla çiftçi gelirine sahip sektördür. Yarattığı istihdam ve yan sektörlere sağladığı önemli katkıları yanı sıra sadece taşımacılık sektörüne yılda 25 milyon ton iş hacmi sağlanmaktadır. Ülkemizde doğrudan ve dolaylı olarak pancar sektörü ile ilişkilerden 10 milyon insanımız bulunmaktadır.
Gelişen teknoloji ile her geçen gün artan enerji açığı dünya ülkelerini yenilenebilir enerji arayışına yöneltmektedir. Bununla birlikte biyoetanol üretimine yönelik çalışmalar hız kazanmaktadır. Dünya genelinde hammadde olarak kullanılan kamış ve pancarın biyoetanol üretimine yönlendirilmesine bağlı olarak hızla şeker üretim açığı oluşmaktadır. Günümüzde yaşanan teknolojik gelişmeler göz önüne alınarak yenilenebilir enerji ve biyoetanolün hammaddesini oluşturan pancardan vazgeçilmemesi gerektiği, bulunduğu coğrafyada verimli topraklara ve pancar tarım alanlarına sahip olan ülkemiz için bir alternatif güç olacağını düşünmekteyiz.
Dünya ülkelerine bakıldığında şeker sektörü devletlerin elinde, desteklenmekte, mümkün olduğunca korunmakta ve teşvik edilmektedir. Ülkemizde ise şeker sektörü konusunda dünyadaki gelişmelerin tam aksine bir süreç yaşamaktadır. 2000 yılında özelleştirme kapsamına alınan Türk şeker günümüze kadar hızla ilerleyen bir özelleştirme sürecindedir. Sendikamız Şeker-İş yıllardır şeker sanayindeki özelleştirmenin sonucunda ülkemizin geri dönüşü olmayan sürece girmeden olası sonuçlarına ve yaşanabilecek kayıplarına dikkat çekmeye çalışmaktadır.
Diğer yanda şeker sektörünün geleceğini her geçen gün artan nişasta bazlı şeker kotaları tehdit etmektedir. Türkiye’de 1995 yılında itibaren şekere ikame olarak üretim yapmaya başlıyan uluslar arası şirketler şeker sektörüne el atmışlardır. Ülkemiz de 4634 sayılı Kanunla 2002/2003 pazarlama yılında itibaren şeker tanımı kapsamın da alınan Nişasta Bazlı Şekerler ( NBŞ ) ve bunlardan üretilen glikoz ve türevleri pancar şekeri muadili olarak kullanılmaktadır.
Sayın Başbakanım, ABD ülkelerinde NBŞ kotaları ortalaması sadece yüzde 2 ila 3 civarında iken Türkiye’de ise kanun ile belirlenen bu oran, toplam şeker üretiminin yüzde 10’udur. Yaklaşık 300 milyon nüfuslu olan AB 15 ülkelerine bakıldığında NBŞ üretimi 300 bin ton civarında iken, 70 milyon nüfuslu Türkiye’de bu rakam 406 bin ton civarında rakamlardadır.
Ülkemizin en önemli sanayi dallarında birini oluşturan Şeker sanayinde yaşanan problemler her geçen gün işleyişi üretimin sürekliliği açısında zora sokmaktadır. Sayın Başbakanım sektör bünyesinde özel deneyim gerektiren pek çok işi barındırmaktadır. Bu açıdan, pancarın işlenmesi ve yüksek kalitede maliyeti düşük şeker üretiminin yapıla bilmesi için sanayimize acilen gerekli 1.500 adet kadro tahsisinin yapılması gerekmektedir. Burada ihtiyaca binaen, kampanya ve mevsimlik işçi olarak çalışan deneyimli işçilerimizin daimi kadrolara aktarımı ile sorunun çözüme ulaşacağına inanmaktayız. Sayın Başbakanım buda ancak sizin sayenizde olacaktır.
Cumhuriyet tarihi ile yaşıt Şeker Fabrikalarımızın bugün özelleştirilmesi durumunda ülke ekonomisinde onulmaz yaralar oluşacağı bilinmektedir.
Bizler burada Ağrı Şeker Fabrikası ve Ağrılı çalışanlar olarak fabrikamızın sosyal amaçlı kurulan fabrikalardan olması açısından yöremizin, yöre halkının, esnafın, taşıyıcının, besicinin kalkınmasına etkilerinin çok fazla olduğunu bilmekteyiz. Şeker Fabrikasının burada olmaması veya kapatılması durumunda yöremizde ekonomik kalkınma açısından çökme yaşanacağı bir gerçektir. İşsizlik baş gösteren en temel sorun olacağından büyük kentlere göçün önüne geçilemeyecektir.
Sayın Başbakanım Sendikamız Şeker-İş olarak bu güne kadar pancar sektöründe geçimini sağlayan ve bu alanda emeği olan pek çok üretici, çiftçi ve çalışanlarımız için ülkemizin menfaatleri başta olmak üzere şeker sanayi konusunda her türlü fedakarlığa hazır olduğumuzu belirtmek isteriz.
Kaynak: Ağrı Haber – 1 Şubat 2011