AKP Turgutlu ilçe kongresinde üzüm üreticisi bir çiftçinin sıkıntılarını dillendirerek çözüm talep etmesinden rahatsız olan AKP Manisa Milletvekili Bülent Arınç çiftçiyi susturtarak “yalancılıkla itham etti. Konuya ilişkin olarak Üzüm-Sen Genel Başkanı Adnan ÇOBANOĞLU bir basın açıklaması yaptı.Basın Açıklaması metni aşağıdadır.
BASINA VE KAMUOYUNA
AKP KURMAYLARI ÇİFTÇİ DÜŞMANLIĞINA DEVAM EDİYOR.
AKP hükümetinin İMF ve Dünya Bankası destekli olarak uyguladıkları “Tarım Politikaları”nda çiftçiyi gözden çıkartmıştı.Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker Şubat 2007 de yaptığı açıklamalarda “ABD’de tarımsal nüfus yüzde 1,5, AB’de ise yüzde 6 civarında, Türkiye’de ise hala %26-27’ler de, bir an önce ABD ve AB seviyesine gelinmeli” diyerek çiftçileri iflasa sürükleyeceklerini ikrar etmişti. Uyguladıkları “Tarım Politikaları”na rağmen hala iflas etmeye direnen ve üretmeye devam eden çiftçilere ise tahammülsüzlüklerini sözlü hakaretlerle devam ettiriyorlar.
Bilindiği gibi 2004 yılında Erzurum’da “Çiftçinin durumu ne olacak?” diye soran çiftçiye Başbakan Erdoğan “Yahu bu millet yatıp kalkıp size mi çalışacak?” diyerek azarladı.
Eski Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü ise kendisine eleştiride bulunan Adanalı çiftçiye “Gözünü toprak doyursun” dedi.
Gene Başbakan R.Tayip Erdoğan. Şubat 2006 da Mersin’de “Öldük, bittik sayın Başbakan’ım. Hangi yüzle geldin buraya?” diyen çiftçiye, “Lan terbiyesizlik etme”, “edepsizlik etme”, “artistlik yapma”, “Hadi ananı al git buradan” diyerek çiftçiyi aşağılayan, hakir gören bir üslûpla hakaret olarak algılanabilecek sözler sarf etti.
2007 yılında Manisa’da seçim çalışması yürüten. Bülent Arınç, “çiftçiyi öldürdünüz. Alaşehir Suma Fabrikası’nı sattınız.Üzümün kilosu 40 Ykr’tan sattık” diyerek duygularını dile getiren 70 yaşındaki üzüm üreticisine “Sağdan soldan laf atarsanız, hem kötü niyetli hem saygısız olursunuz.”,”Bir meclis başkanı konuşurken böyle terbiyesizlik olmaz” diyerek azarladığı gibi durumundan şikayetçi olanları kulağından çekilmesi gereken kişiler olduğunu ve nasıl bir toplum, nasıl bir çiftçi istediğini
Sarıgöl Belediye Başkanına dönerek söylediği “Eğer birileri buraya özel adam gönderirse,sen onları tanırsın, kulaklarından çekersin.Çekemezsen bana söylersin ben icabına bakarım” sözleriyle dile getirmişti.Aradan zaman geçtikçe AKP nin ve Bülent Arınç’ın çiftçi karşıtı tavırları giderek pekişiyor.Son olarak AKP Turgutlu ilçe kongresinde yaşananlar tüm kamuoyunun gözü önünde cereyan etti.Bülent Arınç “Çiftçi mağdur, haline bakın, piyasanın haline bakın. Bir Ak Partili olarak teessüf ediyorum” diye konuşmasına başlayan kendi partilisi çiftçiyi bile “yalancılık” la suçlamaktan çekinmedi. “Çiftçiye neler yaptığımızı herkes biliyor”, “Yedi Senedir tek başına iktidar olan bir parti halkın yüzde 50’sinin oyunu alan bir parti, çiftçiyi öldüren bir parti değildir. Yalan söylüyorsunuz. Bu kadar utanmazlık olur mu? Bu nasıl saçma bir şey. Ne demek öldük bittik.” diyerek AKP kurmaylarının geleneksel hale gelen tarzlarını sürdürdü.
Sayın Bülent Arınç çiftçiler yalan söylemiyor, AKP’li milletvekilleri ve bakanlarınız gerçekleri söylemiyor. AKP’nin çiftçiye neler yaptığını herkes biliyor ve soruyoruz ;
Tohum ve gen kaynaklarının kullanımını çiftçilerin elinden alan “Tohumculuk Yasası” sizin hükümetiniz döneminde çıkartılmadı mı?
Uyguladığınız “Tarım Politikaları” nedeniyle son iki yılda 3,5 milyon çiftçi üretimden vazgeçmek zorunda bırakılmadı mı? 2008 yılında Tarım kredi kooperatifine borcu olan 40 binden fazla üretici hakkında takip işlemi başlatılmadı mı?
Piyasada dengeleyici işlev gören Tarım Satış Kooperatifleri Birliklerini devre dışı bırakmak için Toprak Mahsulleri Ofisi’ne fındık alımı yaptırıp 2008 yılında da bu fındıkları Fiskobirlik’e devredilmedi mi?.
Çiftçilik yapmak haktır. Devlet çiftçilik haklarını korumak ve geliştirmekle görevlidir. Peki AKP hükümeti ne yaptı? Köylüye hizmet götürmeye gerek yoktur mantığıyla Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nü kapattı. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün kapatılması toprak ve su kaynaklarının belirlenmesi, korunması ve yönetiminden vazgeçilmesi anlamını taşımıyor mu? Bunun altında da su kaynaklarının ve su yollarının özelleştirilerek çiftçilerin kullanmasını engelleyerek çiftçilerin çiftçilik yapma haklarını ellerinden almak anlamını taşımıyor mu?
2007 yılında yaşanan kuraklık nedeniyle Dünya ve Türkiye’deki çekirdeksiz kuru üzüm rekoltelerinde %35-40 lık bir azalma olduğu ve kuru üzüm fiyatlarının yükseleceği bilinmesine rağmen, hasat döneminde tüccar karşısında çiftçi çaresiz bırakılarak yok pahasına ürününü satmasına göz yumulmadı mı?
Büyük üreticiler ve tüccarlar küçük üreticinin sattığı fiyatların 2 misli fiyatlarla ellerindeki ürünü satarak fahiş karlar elde etmedi mi?
2008 yılı sezonu geldiğinde Manisa Ticaret Borsası’nın çekirdeksiz kuru üzüm fiyatlarını düşürmek için rekolteyi yüksek açıklaması karşısında AKP hükümeti sessiz kalarak çekirdeksiz kuru üzüm fiyatlarının üretici maliyetinin %30-35 altında oluşmasına göz yummadı mı?
Şimdide kalkmış derdine çözüm talep eden çiftçileri yani “Millet”i “Milletvekili” olarak “yalancı” olmakla suçluyorsunuz. Gerçekleri haykırmak yalancılıksa, gerçekleri reddedip görmezlikten gelmenin adı nedir?Üzüm Üreticileri Sendikası (Üzüm-Sen) olarak üzüm üreticilerine ve meslektaşımız çiftçilere sahip çıkmaya devam edeceğiz. Turgutlu’lu üzüm üreticisine yapmış olduğunuz hakareti kendimize yapılmış sayıyoruz. Sizlerin vekil olduğunuzu, milletvekili maaşların da çiftçilerden kesilen stopajların da payı olduğunu, milletvekillerinin millete hizmet için TBMM koltuklarında oturduğunu unutmamanızı istiyoruz. Milletin kendisi olan biz çiftçiler sizlerin çiftçilere karşı tutum ve davranışlarını yadırgadığımızı belirtmek istiyoruz.Çiftçiler bu davranışları hiç mi hiç hak etmiyor Çiftçiler üreterek insanların karnını doyuruyor sırtını giydiriyor.Üzüm Üreticileri sendikası olarak sizin bu davranışlarınıza rağmen çiftçilik yapma hakkımızı sonuna kadar savunacak ve üretmeye devam edeceğiz.
24/Eylül/2008Adnan ÇOBANOĞLU
ÜZÜM-SEN Gen.Baş.