Haber :Nejla Demirci/ERGENE İNİSİYATİFİ-Bu yıl 6.cısı düzenlenen DÜNYA SU KONSEYİ’ne karşı ALTERNATIF SU FORUM’unda ERGENE NEHRİ’nin anlatıldığı GÜNDÖNDÜ filmi izleyenleri ağlattı.
Tüm dünyadan sivil toplum ve meslek örgütlerinin Türkiye’den de Çiftci Sendikaları’nın ve Ergene İnisiyatifi’nin katıldığı Alternatif Su Forumunda dünyadaki su ve toprak gaspı tartışmalarının yani sıra 145 adet ekoloji içerikli film gosterildi. Mücadeleler sonucunda su hakkının hayata nasıl geçirilebilinirliği tartışmaları yapıldı. Şirketlerin suyu kendilerine nasıl rezerv ettiklerinin ornekleri verildi. Sadece suyun ve topragın değil başka kaynaklarıda ellerinde toplayan şirketlerin kazandığı paraların nereye aktığı da tartışıldı. İnsan olarak su hakkının kavram olarak anlaşılması ,su hakkının sadece içme suyu olarak değil,aynı zamanda sulama hakkını da içerdiğinin bilinmesi gerekir.Dolayısiyla suyun gelecegi için kontrolü yerel inisiyatifler yapmalıdır. Toprak ve su gaspının temel aktörlerinin devletler,uluslararası şirketler ve bankalar v.s iyi , en verimli sulak ve erişimi en kolay toprakları gaspediyorlar. Ornegin,Nil Nehri’nde 10 milyon hektar toprak gaspedilmis durmdadir. Etiyopya da 6 milyar hektar toprak bir gıda şirketi tarafından el konulmuş durumdadır. 4 yıl da 27 ülkede 56 milyon hektar toprak gaspedilmis durumda. Kuresellesen iktidarların küresel şirketlere hizmet ettigini bilerek yerel inisiyatifleri geliştirmek gunümüzde kaçınılmazdır. İnsanı doğal hayatın parçası olmaktan çıkartıp,doğal hayata yabancilastiran neo-liberal okutula bombardımanı ne yazık ki insanı kendisinede yabancilastirdi. Pompalanan tüketim hırsı ,insanı eko-sistemin parçası olmaktan çıkarıp eko-sistemi yok eden aşırı tüketici bir canlıya dönüştürdü. Ekonomik,ekolojik ve kültürel bir yok oluş içindeyiz. Dünyadaki çeşitli halkların ve kültürlerin yok olmasının etkenlerinden biride yaşadıkları doğanin yok olmasindandir. Bu sorunlarla mücadele ederken yeni demokrasi anlayışlarının geliştirilmesi gerektiği ,insanla doga arasındaki iliskide,insanın kendisini doğanının öznesi olmaktan çıkartıp daha komün ve kollektif bir yasam öngörmelidir. Ve bu yeni demokrasi tanımı icinde yeni vatandaşlık kavgamıza sadece ülkelerindeki seçmen olarak değil ,gezegenin korunması konusunda da dünya vatandaşı olarak soz sahibi olması gerektiğini bilmeliyiz .Bu forumlar sırasında Ergene İnisiyatifi’nin, bütün derelerin koruma altına alınması ve yaşanan ekolojik felaketler karşısında bilim ınsanlarının halka gercegi söylememeleri veya saptırmaları halinde deşifre edilmeleri ve bu forumda önerilen ULUSLARARASI EKOLOJİ SUCLARI MAHKEMELERİ’nce yargılanmaları önerisi ilgi ile karşılandı.
Ülkemizde ornek olan PROF.DR. ONUR HAMZAOĞLU gibi bilim ınsanlarının gercekleri açıkladıkları için yargılanmalarına karsı dünyada dayanışma icinde olmalıyız.
Forumun son gününde izlenen, yapımcılığını ve yönetmenliğini Nejla Demirci’nin yaptığı GÜNDÖNDÜ filmi alkışlanmayan ama ağlatan tek film oldu.