Hatay’ı milyonlarca yıl besleyen tabiat harikası Amik Gölü, insan marifetiyle kurutuldu. Aynı eko-sistemi yaratmak artık mümkün değil. Ama en azından gölün eski kaynağı Gölbaşı’nı kurtarabiliriz
Hatay’da ‘daha fazla tarım arazisi’ yaratmak için 1950-1975 yılları arasında kurutulan Amik Gölü’nün üzerine beton dökülerek kurulan havalimanı, bugünlerde sular altında… Oysa 20-25 milyon yılda oluşmuş Amik Gölü, müthiş bir biyoçeşitliliği barındırmış ve bölgedeki tüm medeniyetlere olağanüstü cömert davranmıştı.
Bugün Hatay, ta 1950’lerden başlanarak alınmış yanlış kararların acısını çekiyor. Hataylılar’ın ‘Allah’ın bir armağanı’ olarak kabul ettiği Amik Gölü’nün bir kısmı, 2009’da açılan havalimanıyla tonlarca betonun altında kaldı. Bölgede yaşayan yüzlerce canlı yok edildi. Ve evet, iklim de değişti. Topraktaki su ve rutubet derinlere çekildi. Dolayısıyla verim düştü, ürün azaldı.
Ancak bu yanlıştan geri dönmek hâlâ mümkün, diyor uzmanlar… Amik Gölü’nü yeniden diriltmek zor görünse de iklim değişikliğiyle mücadele etmek, toprağın bereketini artırmak ve göçmen kuşların eski günlerdeki gibi sürüler halinde gelmesine olanak sağlamak aslında hiç zor değil. Çare, en azından Gölbaşı’nı kurtarmak…
Gölbaşı korunmalı
Hatay Kırıkhan’a bağlı Gölbaşı Gölü, Amik Gölü’nün en önemli kaynaklarından biriymiş. Göl kurutulmadan önce, Amik eko-sisteminin adeta küçük bir modeliydi, deniyor…
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği, Hatay şubesi yönetim kurulu başkanı Abdullah Öğünç, bu gölün koruma altına alınması, alanının genişletilmesi için mücadele veriyor. Öğünç, bizi Gölbaşı’nda gezdirirken şunları anlattı:
“Amik Gölü’nün kurutulması sonucu yok olan kıtalararası öneme sahip sulak alan eko-sistemi, yine Amik Gölü’nün kalıntısı olan Gölbaşı Gölü’nde yeniden canlandırılmalı. Böylece kıtalararası göçmen kuşların göç yolunun kesintiye uğraması ve bu kesintiye bağlı diğer sulak alan ekolojilerinin zamanla yok olması endişeleri ortadan kalkar.”
Öğünç, nadir ve nesli tehlikedeki kuş türleriyle doğal bitki örtüsünün korunması için Gölbaşı’nda ‘mutlak koruma bölgesi’nin önemine dikkat çekiyor.
Projenin en önemli hedeflerinden biri, sürdürülebilir sulak alan işletim modeli oluşturmak ve yöre halkına sürdürülebilir bir sosyo-ekonomik yaşam sunmak.
Eko-turizmle kalkınma
Evet, Gölbaşı sulak alan eko-sistemi canlandırıldığında, Amik Gölü kurutulmadan önceki kuş popülasyonu ve türüne yakın bir çeşitlik elde edilebilir! “Hatta” diyor Öğünç, “Dünyada yok olma tehlikesi olan türler burada izlenebilir.”
Derneğin önerdiği ve Valiliğe de sunduğu proje, bölgedeki eko-sistemin canlandırılmasıyla Gölbaşı ve Pınarbaşı köylerinde yaşayan 4 bin nüfus için hayati önem taşıyor. Doğa, belgesellerde yaşamın mucizesini, dini programlarda yaradanı anlatmak için bol bol kullanılıyor. Peki insan evladının kendine şu soruyu sorması gerekmiyor mu: Kuşu, hayvanı, börtü böceği, dolayısıyla dağı, suyu ve ormanı, kötü projelere, betona boğmaya devam edersek bu dünyanın sonu gelmeyecek mi? Tanrı’nın mucizelerini anarken yaptığımız kıyımın hesabı bir gün sorulmayacak mı?
Nadide ceylan burada yaşıyor
* Hatay’da pek az insanın görme şansına eriştiği, hatta varlığından bile haberdar olmadığı nadir dağ ceylanını, Suriye sınırında kendi gözlerimle gördüm!
* Bu güzelim hayvanlar, dünyada İsrail dışında sadece Hatay’da yaşıyor. İlk kez 2008’de görüntülenen bu ender tür, literatüre Hatay Dağ Ceylanı (Gazella gazella) olarak geçti. Ceylanların sayısı 150 civarında.
* Yaşam alanı çok sınırlı olan Hatay Dağ Ceylanı’na köylü zarar vermiyor. Ceylan, tarlasına zarar verse bile toprağına bereket getirdiğine inanıyorlar. Başka türlü de yaşama şansı olmazdı zavallıcıkların.
* Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Hatay şubesi, bu türün yaşam ortamlarının geliştirilmesi ve avcılık gibi felaketlerden korumak için de çalışmalar yapıyor. Yoksa sonları, tıpkı Urfa’da bir zamanlar yaşayan, çiğ köfteye malzeme olmuş, bugün nesli tükenmiş ceylanlarla bir olur alimallah…
Kaynak : Milliyet – 21 Şubat 2012