Akşehir İlçe Tarım Müdürlüğü’nce 2 köyde 60 dekarlık arazide demonstratif amaçlı anıza direk ekim uygulaması yapıldı
İlk kez gerçekleştirilen anıza direk ekim uygulamasında, 43 dekar arpa Gözpınarı köyünde 3 çiftçiye, 8 dekar Ekmeklik buğday Yazla Kasabası’nda 2 çiftçiye ve 10 dekarlık alanda da Macar fiği ekimi Gözpınarı köyünden 1 çiftçiye İlçe Müdürlüğü elemanlarının gözetiminde ekimi yaptırıldı. Çiftçilere toprak işlemeden direkt ekim yapılmasına imkan sağlayan “Toprak İşlemesiz Tarım Makineleri”ni Bakanlığın “Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı” çerçevesinde % 50’si hibe, % 50’si öz sermaye ile satın alarak, hem yakıttan hem de zamandan tasarruf sağlayan ve ekim zamanı bir kez tarlaya girerek ekimi tamamlama gibi avantajlardan yararlanma imkanları bulunuyor.
Özellikle girdi maliyetlerinin düşürülmesi açısından önemli olan anıza ekim için çiftçilerin bu konuda bilgilenme ve bu faaliyetleri takip etmeleri için Akşehir İlçe Tarım Müdürlüğü’yle temasa geçmeleri gerektiği ifade edildi.
NİÇİN ANIZA EKİM;
Türkiye’de hububat tarlalarının yüzde 30’unun yakılmasıyla her yıl 6-8 milyon tonluk organik maddenin kül olduğu, sorunun çözümü için çiftçinin anıza ekim uygulamasına geçmesi ile çözülecektir.Geleneksel ekim yönteminden vazgeçilerek toprağa en az müdahale ile yapılan ekim yönteminin ”Koruyucu toprak işlemeli ekim yöntemi” olarak adlandırılmaktadır.
Koruyucu toprak işlemeli ekim yönteminin azaltılmış toprak işlemeli ekim, doğrudan ekim (anıza ekim) ve malç ekim gibi ekim yöntemlerini içermektedir. Koruyucu toprak işlemeli ekim yöntemlerinde en önemli amacın toprağın ve çevrenin korunmasıdır.
Dünyada 90 milyon hektar alanda doğrudan ekim (anıza ekim) yapılırken, ülkemizde çiftçi şartlarında uygulamasının yeni başlamıştır.
Akşehir’de bu yöntemin hububat ekiminin yaygın olduğu alanlarda rahatlıkla uygulanabileceğine inanılıyor..
Anıza ekim sisteminin farklı mibzer ve güçlü traktör istediğini vardır.”Anıza ekim sistemine başlandığı ilk yıllarda, geleneksel tarıma göre verim bakımından biraz dezavantajlı olabilir fakat 3-4 yıl sonra bu olumsuzluk düzelmektedir. Bu konuda Amerika’nın Florida eyaletinde 1994 yılında yapılan bir çalışmada, geleneksel tarımdan anıza (doğrudan) ekime dönüş yapılan bir tarlada 5. yılda toprak yapısının iyileştiğini, toprak canlılarının arttığını, gübre ihtiyacının azaldığını ve verimde ilk yıllarda bir düşme olmuş fakat daha sonra fazla bir fark görülmediği belirlenmiştir. Bu çalışmada daha da önemlisi anıza ekimde birim alana masraflar azalmıştır.”
Anıza ekimin en önemli katkılarından birinin topraktaki organik madde miktarını artırmasıdır.”Ülke topraklarımızın yüzde 72’sinde organik madde miktarı yüzde 2’nin altında olduğu düşünülürse, önemli bir organik madde kaynağı olan anızların yakılarak yok edilmesinin önüne geçilmesi açısından anıza ekim, önemli bir alternatif ekim yöntemidir. Yapılan araştırmalar, Türkiye’de hububat tarlalarının yüzde 30’unun yakılmasıyla her yıl 6-8 milyon tonluk organik maddenin kül olup gittiğini göstermektedir. Ülkemizde yeni yeni yaygınlaşan, çiftçi dostu, toprak ve çevre dostu bu ekim yönteminin tanıtılması topraktaki organik madde kaybını ve verimsizleşme sorununu önleyebilir.”
Anıza ekimin, ülke toprak yapısına ve verimliliğine, dolayısıyla ülke tarımına önemli katkılar sağlayacağı inanmaktayız.
GELENEKSEL İŞLEME İLE KARŞILAŞTIRMA
Toprak, tarımsal üretimin temel unsurlarından birisidir. Toprakta kültür bitkilerinin yetişmesi; uygun bir toprak yapısının hazırlanması ve toprağın işlenmesi ile mümkün olmaktadır.
Çünkü, tarımsal üretimde toprak işleme; toprak verimliliğini korumak, erozyonu azaltmak, iyi bir tohum yatağı hazırlamak, topraktaki su kaybını minimize etmek, iyi bir kök gelişimi sağlamak, toprak sıkışıklığını önlemek, topraktaki flora ve çeşitliliğin korunmasını sağlamak amacıyla yapılmaktadır.
Tarımsal üretimde toprak işleme üretim maliyetlerini etkileyen en büyük etkendir. Toprak işleme masraflarını azaltmak ve sürdürülebilir tarım yapabilmek için minumum toprak işleme veya toprak işlemesiz tarım yapılması hedefimiz olmalıdır.
Toprak işleme sistemleri; geleneksel toprak işleme ve korumalı toprak işleme sistemleri olmak üzere başlıca iki grupta toplanmaktadır.
GELENEKSELTOPRAK İŞLEME SİSTEMİ
Geleneksel toprak işleme sisteminde, tohum yatağı hazırlanırken birincil toprak işleme aleti olarak pulluk kullanılır ve toprak 25-30 cm derinlikte alt üst edilerek işlenir. Daha sonra ihtiyaç duyulan ikincil toprak işleme makinaları kullanılmaya başlanır.
Geleneksel toprak işleme, koruyucu toprak işlemeye göre makina yatırımı,bakım-onarım,iş gücü bakımından daha yüksek girdilere ihtiyaç duymaktadır.
Bu toprak işleme sisteminde çiftçiler, toprağı traktör-pulluk ile ne kadar çok sürerlerse o kadar çok verim alacaklarına inanmaktadırlar. Halbuki, toprağın sürekli işlenmesi daha çok erozyona ve toprağın yapısının bozulmasına-sıkışmasına neden olmaktadır.
Geleneksel toprak işlemede, toprağı,suyu ve enerjiyi korumaya yönelik olarak hiç bir çalışma yapılmamaktadır. Hasat sonrasında toprak üzerinde kalan anız ve bitki artıkları yakılmakta, topraktan uzaklaştırılmakta veya toprağa karıştırılmaktadır. Yani arazi bir sonraki ekim dönemine kadar çıplak kalmaktadır.
Geleneksel Toprak İşleme Sisteminin Dezavantajları:
Geleneksel Toprak işlemede;
*Topraktaki organik maddeler hızla yanıp tükenmekte,
*Toprak yapısı kesekli-granül halden teksel hale gelmekte,
* Daha fazla yakıt tüketilmekte (8 litre/dekar mazot),
* Anız yakmaktan dolayı CO2 salınımı artmaktadır,
*İşlemler için uygun zamanlara ihtiyaç duyulmaktadır,
*Tarla trafiği daha fazla olduğundan toprak sıkışıklığına neden olmaktadır,
*Toprak işleme derinliğindeki organik madde içeriği azalır,
*İşlenen toprak derinliğinde hızlı su kaybı olmaktadır,
*Toprak işleme rüzgar erozyonunu ve su erozyonunu hızlandırmak gibi sakıncalar ortaya çıkmaktadır.
Kaynak : İstasyon Gazetesi – 11 Kasım 2010