Avrupa Birliği’ndeki ülkelerin liderleri, yarın kıta genelindeki ekonomik krizden kurtulmanın çözümünü ortaklaştırmak için kemer sıkma paketlerini görüşecek. Görüşme öncesi haklarına göz dikilen işçiler, emekçiler, öğrenciler Avrupa’yı eylem yerine çevirdi
İlk olarak Yunanistan’da Akropolis’e asılan bir pankartta yapılan “People of Europe, Rise Up!” (Avrupa’nın insanları, ayağa kalkın!) çağrısı, Portekiz’deki eylemcilerde karşılık buldu. Avrupalı emekçiler neoliberalizme karşı hakları için dün ayağa kalktılar.
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, ekonomik krizden kurtulmak için vergilerde zamları, maaşlarda kesintileri ve işten çıkarmaları içeren neoliberal paketler zincirine bir yenisini bugün (1 Mart) ekleyecek. AB zirvesinin düzenleneceği AB Konseyi binasının önü dün (29 Şubat) eylem alanıydı.
Brüksel’de zayıf buluşma
36 ülkeden 80 sendikanın bir araya gelerek oluşturduğu Avrupa Sendikalar Konfederasyonu’nun üyeleri, krizle mücadele adına faturayı yoksul halka ve emekçilere kesen politikalara karşı Brüksel’de buluştular. Sayıları ancak 500 civarında olan sendika temsilcileri, AB Konseyi önündeki eylemlerinde bankalardan mali işlemler vergisi alınmasını, vergi kaçağının önlenmesini ve ortak tahvil çıkarılmasını önerdi. Avrupa Sendikacılar Konfederasyonu Başkanı Bernadette Segol basına verdiği demeçte kemer sıkma paketlerinin alternatifleri olduğuna dikkat çekti.
Sendika temsilcileri ile görüşen AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ise krizle mücadele karşısında yükün daha adil paylaştırılması konusunda emekçilere hak verdiğini ifade etti. Ancak Barroso, taleplerin yerine getirilmesinin zor olduğuna da dikkat çekerek ”Vergilerin çok artırılması halinde Avrupalı şirketler küresel rekabette zorlanır. Sosyal modeli sürdürmeliyiz ama reform da gerekiyor” dedi.
Eylem çağrısının karşılık bulmadığı bir başka ülke de İtalya oldu. İtalya’da başkent Roma’daki eyleme sadece birkaç bin kişinin katılması, son dönemde geri çekilmiş bir emek hareketine duyulan ihtiyacı gözler önüne serdi.
Fransa’da her kent eylem yeri
AB görüşmelerinin yapılacağı Brüksel’in yanı sıra pek çok merkezde de eylemler vardı. Paris’te daha fazla adalet ve dayanışma isteyen yaklaşık 10 bin kişi Bastille Meydanı’ndan Nation Meydanı’na doğru bir yürüyüş gerçekleştirdi. Kemer sıkma paketlerine artık ‘evet’ demeyeceklerini haykıran emekçiler, ”Bu bizim krizimiz değil”, “Daha fazla sosyal adalet”, “Faturayı zenginler ödesin” gibi pankartlar taşıdılar.
Fransa’da Lyon, Nantes ve Bordeaux kentlerinde de binlerce kişi sokaklara çıktı. Marsielle kentindeki eylemlerde ise işçiler ve polis arasında ufak çaplı çatışmalar yaşandı.
İspanya’da sokaklar öğrencilerin
İspanya’daki eylemlere günlerdir sokaklarda olan öğrenciler damgasını vurdu. Valencia, Barcelona ve Madrid başta olmak üzere yaklaşık 40 kent ve kasabada alanları dolduran on binlerce üniversite, lise ve ortaokul öğrencisinin hedefinde eğitime ayrılan payda kısıtlamaya giden merkezi ve bölgesel yönetimler vardı.
Barcelona’daki eylemde yürüyüş güzergahına polis barikatı kurulması üzerine öğrenciler polisle çatıştı. Saatler süren çatışmada gaz bombalarına taşlarla karşılık verilirken, çöp bidonları da ateşe verildi.
Harçların kaldırılması ve eğitimin parasız olması talebinin görünür olduğu eylemlerde, eğitimdeki temizlik, beslenme gibi hizmetlerin sunulamaz hale gelinmesine karşı da tepkiler vardı.
Öğrencilerin pankartlarında ortaokul öğrencilerine üst üste saldırılar düzenleyen polis de vardı. “Polisler yok olsun”, “Polissiz bir dünya”, “Faşizm yeniden İspanya’da” pankartları taşındı.
Prag’da ‘parasız-bilimsel eğitim’ yürüyüşü
Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da da binlerce öğrenci kent meydanını doldurarak meclise yürüdü. Hükümetin eğitim ile ilgili hazırladığı yasa tasarısının okullarına piyasacılığı sokacağını söyleyen öğrenciler, ‘bilimsel-akademik eğitim’ yürüyüşü gerçekleştirdi ve hükümetin tasarıyı geri çekmesini talep etti.
Çek Cumhuriyeti’nde hükümet tarafında hazırlanan yasa, ülke tarihinde ilk kez harçların uygulamaya konulmasının önünü açıyor. Paralı eğitimin yaygınlaşması adına atılan bu adımın yanı sıra, lise ve üniversite yönetimlerinde ‘yönetişim’ mekanizmalarının devreye sokulması ve sermayedarların oluşturduğu kurullar eliyle eğitimin sürdürülmesi amaçlanıyor.
Gözler Atina’daydı
Avrupa’daki ekonomik krizim simgesi haline gelen ve geçtiğimiz haftalarda ‘yıkım’ anlamına gelen bir reform paketinin onaylandığı Yunanistan’da eylemlerin adresi Atina’ydı. İşçi ve kamu çalışanları sendikaları yarım gün iş bırakma eylemi ile tepkilerini gösterdiler. İş bırakma eylemlerinde belediye binaları işgal edildi.
“Yeter artık” pankartları ve dövizleri ile yürüyen Yunanistan emekçilerine Avrupa’nın pek çok kentinden de destek geldi. Paris’teki eylemlerde “Hepimiz Yunanistanlıyız, emekçiyiz” pankartı dikkat çekti.
Portekiz 22 Mart’a hazırlanıyor
Ekonomik krizin derinden etkilediği bir başka ülke olan Portekiz’de binlerce kişi emek alanına yönelik saldırılara karşı yürüdü. Haklarının gasp edilmesine izin vermeyeceklerini söyleyen emekçiler, vergi zamlarını da maaş kesintilerini de kabul etmeyeceklerini pankartlarında yazıya döktüler. Portekiz’deki eylemlerde “insanca bir yaşam” talebi de pankart ve dövizlerde yerini aldı.
Lizbon’daki eylemlerde yapılan konuşmalarda Portekiz emekçileri için 22 Mart’taki grevin önemi anlatıldı. Portekiz’den ve Yunanistan’dan yakılacak ateşin Avrupa’yı Uluslararası Para Fonu derdinden kurtaracağı söylenen açıklamalarda emekçilerin tüm gücüyle 22 Mart’ı örgütlemesi gerektiği belirtildi.
Barcelona’daki eylemlerde öğrenciler, üniversitelerin piyasalaştırılmasına ve halktan koparılmasına karşı tepkilerini “RIP Universitat Publica (Huzur İçinde Uyu Halk Üniversitesi) yazılı tabutu bir kukla ile birlikte ateşe vererek gösterdiler.
Kaynak : Sendika.org – 1 Mart 2012