Bağımsız Süt Platformu yayınladıkları bültenle bakanlığın politikalarını eleştirdiler.
“Mevcut politikalar bizzat vatandaşın emdiği sütü burnundan getirmek, fakirleştirmek, fakirliği olağan hale getirmek olur.” ifadelerine yer verilen bülten şöyle:
Tarım ve hayvancılık politikalarımız don kişot hikayesine döndü. Israrla ithalata devam eden hükümet en sonunda verimli üretimin odağı olan en büyük üreticileri de pes ettirdi. Banvit, Koç ve Saray işletmeleri kademeli olarak üretimi durdurup ithalat yapacaklarını açıkladılar.
Bizim bakanda , ” Onlar kar odaklı işletmeler, nerede kar varsa oraya yönelirler” dedi. Sanki diğer üreticiler kar odaklı değil de memleket hayrına, karın tokluğuna yada kamu yararına çalışıyorlar. Ama doğru, üretimin bel kemiği olan ve üretimin büyük çoğunluğu gerçekleştiren yüz binlerce küçük üreticinin bugüne kadar para kazandığını da iddia etmek doğru olamaz. Süt ve et üreticisi küçük üretici genelde karın tokluğuna, borçları takla attırmacasına çalışmıştır.
Arsızca yapılan et ve süt ürünleri ithalatı karşısında banvit, koç ve saray işletmeleri bile pes ediyorsa varın düşünün küçük üreticinin halini. Mazot fiyatı, yem maliyetleri avrupalı çiftçinin 3-4 katı olduğu sürece hangi akılla mantıkla et ve süt fiyatları düşebilir. Ancak ithalat ile balyozu vura vura, üreticiyi eze eze yapabilirsin. Ancak bunun adı, vatandaşa ucuz et süt yedirmek değil, bizzat vatandaşın emdiği sütü burnundan getirmek, fakirleştirmek, fakirliği olağan hale getirmek olur.
Bu bültende lafı uzatmayacağız. Herşey yazıldı, söylendi. Kendi don kişot hikayemizi yazmak üzereyiz. Adı da “Mehdi Eker Türk Çiftçisine Karşı” olacak.
Kaynak : Bağımsız Süt Platformu Bülteni – 27 Ocak 2011