İzmir’de Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde “Başka bir köylülük mümkün mü?” başlıklı bir çalıştay düzenlendi.
Tarım Ekonomisi Derneği, Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü ve Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nin ortaklaşa düzenlediği çalıştaya, pek çok üretici de katıldı.
Çalıştayın ilk bölümünde, Perugia Üniversitesi Tarım Ekonomisi ve Politikası Bölümü’nden Dr. Pierluigi Milone ve Prof. Dr. Flaminia Ventura, köylülük ve kırsal kalkınma ile ilgili bir sunum gerçekleştirerek, bölgelerindeki tarım ve kooperatifçilik örneklerini paylaştı.
“Başka bir köylülük, örgütlülükle mümkün”
Çalıştayda konuşan Üzüm Üreticileri Sendikası (Üzüm-Sen) Genel Başkanı Adnan Çobanoğlu, köy pazarlarının engellenmeye çalışıldığını, Büyükşehir yasasının meraları ve makine varlıklarını yok edeceğini ifade etti. Çobanoğlu, “Böyle bir süreçte başka bir köylülük, örgütlülükle mümkün. Neo liberalizmle birlikte tarım örgütleri dağıtılmaya başlandı. Üreticiden tüketiciye giden zincir kırılmaya başlandı. Bu durumda farklı örgütlenme modellerini zorlamalıyız. Mevcut örgütlenmeler yukarıdan aşağıya olduğu için süreci kaldıramıyor. Devletin destekleme alımları geri çekildi. Üreticiler, büyük tekellerle karşı karşıya bırakıldı. Tekellerin dayattığı tarım politikaları hayata geçirildi” dedi. Çobanoğlu, Brezilya’daki topraksızlar hareketini de örnek göstererek, farklı örgütlenme modellerine ihtiyaç olduğunu, toprağa erişim hakkı için mücadele etmenin zorunluluğunu vurguladı.
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ferdan Çiftçi de, tarımdaki çöküşe ve çiftçinin zarar ettiğine dikkat çekti. “İç-dış ticaret dengesi negatife döndü. Devlet tarafından yapılan desteklemeler hem yetersiz hem de mazottan alınan vergilerle bu destekler geri alınmış oluyor. Tarımsal gelir 3 kat, krediler 41 kat, tarıma yapılan destek 7 kat artmışken, çiftçiler giderek borçlandırılıyor” diyen Çiftçi, yeni yasayla da 16 bin köylünün olumsuz etkileneceğini ifade etti.
“Köylülerin hem devletle hem de şirketlerle mücadele etmek zorunda”
Gazi Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü öğretim üyesi Sibel Çoşkurlu ise, köylülüğün karşısındaki en büyük gücün ve köylülüğün tasfiyesinin nedeninin çok uluslu şirketler olduğunu belirtti. Özellikle Dünya Ticaret Örgütü’nün kurulmasıyla ve çok taraflı tarım anlaşmalarının imzalanmasıyla, tekellerin önündeki tüm engellerin kaldırıldığını ve köylülerin artık hem devletle hem de şirketlerle mücadele etmek zorunda olduğunu
söyleyen Çoşkurlu, “Biyo yakıt üretimi ve toprak gaspları konusu köylülerin önünü tıkıyor. Turizm için, doğal kaynaklara sahip olmak için resmen toprak gaspları yapılıyor. Ağustos ayında mera tanımının değişmesi, 2B arazileri kanunu, su için bekleyen yasa tasarısı da, hep bu durumu destekleyen adımlardır” diye konuştu.
Tarım Ekonomisi Derneği Başkanı Tayfun Özkaya da, “Güçlüler, güçsüzlerin alanını daraltmak için her yolu deniyor. Buna karşı yen köylülük, ekolojik, girişimci, kentle ve bilim insanlarıyla işbirliği içerisinde bir hareket haline geldi. Politikalara karşı çıkılmalı. Otonom örnekler yaratılmalı” diye konuştu. Özkaya, kooperatiflerin sıkıntılarına da değinerek, başka bir köylülüğün, başka bir dünyanın mümkün olduğunu ve bunun köylülerin de cesaretlendirilerek yeni bir çiftçi modeli yaratılmasıyla mümkün olabileceğini söyledi.
Sunum ve katkıların ardından, üreticilerin de katkılarıyla çalıştay sona erdi.
Kaynak : soL – 16 Nisan 2013