“O tepelerin yığılmasından o ağaçların dikilmesine kadar ben hep oradaydım. Çünkü ben genel yardımcıydım. Görevlerimiz içinde ağaç dikme biçme de vardı. Tepeler yığıldı. Çevrede Metin diye bir abimiz var, o geldi sabahleyin genel yardımcı ekibini toparlayıp alıp götürdüler. Biz kazdık ağaçları diktik. Sulamasını yapıyoruz, ama ağaçlar 15-20 gün sonra ölüyordu. Metin yeni fidanlar alıyordu. Diktiğimiz ağaçların üç ay sonraki büyüklüğü kadar, onları söküp dikiyorduk. İnsan kaynaklarından yetkililer gelip fotoğraflarını çekerdi, ağaçlarımız hızla büyüyor şeklinde başlık atarlardı. Firmanın adını unuttum, bir yerden zeytinyağı alıyorlar. Onları bidon bidon bizim şoför odasının ardında depo var, oraya koyuyorlar. Orada onları şişeliyoruz, biz şoförler, genel yardımcılar. Ondan sonra ‘Zeytinlerimiz verim verdi’ diye haber yaptırırlar.”
Kaynak : Bergama Çevre Platformu – 12 Mayıs 2014