İzmir'in Bayındır İlçesi'ne bağlı Marmariç Köyü'nde permakültüre dayalı ekolojik bir yaşam kuran Marmariçlilier, change.org sitesinden açtıkları kampanya ile rüzgar santrallerinin (RES) yaşamlarına olan ağır etkilerini dile getirdi. Konu hakkında yapılan yazılı açıklamada yaşadıkları deneyimlerden sonra “Artık rüzgâr enerjisi konusunu farklı anlatıyoruz. Şu anda bildiklerimizi daha önce bilseydik RES’leri (rüzgâr enerji santrali) de HES’ler gibi işlerdik” denildi.
'Canınızı verin dağınızı vermeyin'
Change.org üzerinden “Yander A.Ş. köyümüzden ve doğamızdan elini çek! RESt çek!” başlıklı imza kampanyası başlatan Marmariçliler, yazılı açıklamalarının devamında şu ifadelere yer verdi:
“Şu anda yerimizde yurdumuzda, evimizde barkımızda sağlığımız, huzurumuz, üretimimiz, ağaçlarımız, bahçelerimiz, hayvanlarımız ve bütüncül bir şekilde baktığımızda tüm yaşamımız tehdit altında. Bu yetmezmiş gibi mülkümüzün, toprağımızın elimizden bir gecede acele kamulaştırma marifetiyle alınma ihtimaliyle de karşı karşıyayız. Karaburun Yarımadası’nda Yaylaköylülerin hayatlarının içine dikilen rüzgâr türbinlerinden nasıl etkilendiklerini anlattıkları videoyu izledik, yazılanları okuduk. Kendi ağızlarından keçilerinin düşük yaptığını, sütten erken kesildiğini, türbinlere yaklaşamadıklarını ve dolayısıyla otlaklarının daraldığını, bal arılarının, zeytin sinekleriyle beslenen yarasaların ve kuşların o çevrede artık uçmadığını, şantiyelerden ve açılan yollardan kalkan tozun nasıl bütün ürünlerini ve her yeri kapladığını, hayvanlarını hasta ettiğini dinledik. Bunların hiçbirini bilmesek, görmemiş, okumamış olsak dahi sadece bir Yaylaköylünün “Yerleşim alanınıza yakınsa canınızı verin, dağınızı vermeyin!” sözleri bile bizim için yeterli bir uyarı olurdu.
Dehşete düşüren veriler
Uluslararası kaynakları taradığımızda dünyanın dört bir köşesinde RES’lere karşı direniş ve mücadelelerin sürdüğünü ve artan bir sıklıkla yenilerinin başladığını gördük. Karşımıza çıkan Dr. Nina Pierpont’un bulguları bizi dehşete düşürdü. Yaptığı çalışmaların sonuçlarını derlediği kitabında, endüstriyel ölçekteki bir rüzgâr türbininin düz alanda 2 km, engebeli arazide 3,2 km yarıçap içerisinde yaşayan insanların ve tabii ki hayvanların sağlığı üzerinde çok ciddi olumsuz etkileri olduğunu anlatıyordu. Denge kaybı, baş ağrısı, uykusuzluk, unutkanlık, asabiyet, mide bulantısı ve başka semptomları duyulabilen rahatsız edici bir gürültüyle ilişkilendirmek gerekmediğini, duyulabilen rahatsız edici bir ses olmasa dahi sözünü ettiği yarıçap içerisinde bu etkileri gözlemlediklerini, ses frekansı ölçümleriyle doğrulayarak yazıyordu. Engelleyemezsek Yander A.Ş.’nin bize en yakın türbini 800 metre mesafede, geriye kalan türbinlerinin çoğu da 3,2 km içinde olacak.
Kaynak : Yurt Gazetesi – 12 Kasım 2014