Bu öykü 5-6 yıl kadar önce AB’nin “Kırsal Kalkınma” projelerinden yararlanmak ve “AB Fonları”ndan destek almak için başladı. Sarıgöl Kaymakamı önderliğinde köylülerle toplantılar yapıldı “Tarımsal Kalkınma Kooperatifi kurarlarsa devletin büyük baş hayvan ve ahırlar için parasal destek vereceği, böylelikle köylülerin bağcılığın yanı sıra ek olarak gelir elde edeceği v.b” anlatıldı uzun uzun. Köylüler için yeni bir umut doğmuştu, Köy çekirdeksiz sofralık üzüm üreticiliği yapıyordu. Ve o yörenin en verimli bağlarına sahip oldukları söylenebilirdi.Köylülerin gelir durumuna bakıldığında çevre köylere göre “zengin” sayılabilirdi.Kaymakamlık ta belkide o nedenle o köyü öncelikli olarak seçmişti. Köylüler hayvanlarını koruyacakları binaları yaparken maddi olarak fazla zorlanmazlar,devletin vereceği 6 ineğin yanına kendi paraları ile de inek alabilirler, ekonomik olarak da uzun süre dayanabilirlerdi, yoksul köylerde bu girişimi başlatsalar baştan başarısız olma ihtimali yüksekti. Bu nedenle yöneticiler, tercihlerini geliri nispeten daha iyi bir köyde yaptılar ki, hanesine başarılı bir iş olarak yazılabilirsin.
Köylüler açısından da teklif cazipti, devlet İMF ve Dünya Bankası ile yapmış olduğu anlaşmalar gereği destekleme alımlarından ve taban fiyat uygulamalarından vazgeçmiş, tüccarın karşısında üreticileri yalnız bırakmış, kuru ve yaş üzüm fiyatları dibe vurmaya başlamış, üreticiler çektiği krediyi ödeyemez hale gelmeye başlamıştı. Hepsi alternatif ürün ve kredi arayışı içine girmişti. Devletin resmi temsilcilerinin yaptığı bu teklif onlarında çaresizliğine çare olabilirdi. Köy tekrar “zengin köy” imajına dönebilirdi.
70 kişinin üye olduğu bir kooperatif kurdular, ancak bunlardan 20 tanesi tesis yapmadı ve devletin temin ettiği ineklerden de almadı; 50 kişi hem tesis kurdu hem de devletin verdiği 6 ineği aldılar, ayrıca başka inekler alanda oldu.
Bir kooperatif binası yaptılar,açılışını da Bülent Arınç yaptı.Bülent Arınç açılışı yapmakla kalmadı açılışta” “Çiftçiyi öldürdünüz. Alaşehir Suma Fabrikası’nı sattınız. Üzümün kilosu 40 Ykr’tan sattık.” diyen 70 yaşındaki köylüye “Sağdan soldan laf atarsanız, hem kötü niyetli hem saygısız olursunuz.”,”Bir meclis başkanı konuşurken böyle terbiyesizlik olmaz” diyerek azarladı.
Peki bu gün köyün durumu ne alemde? Gelin onu da umutla bu işe sarılanlardan birinden dinleyelim:
Adnan Çobanoğlu: İnek yetiştirme işine girerken ne kadar para harcadın ve bunun ne kadarını devlet verdi?
Mustafa Zengin: İneklerin barınacağı tesise 2006 yılında 50.000 TL civarında para harcadım.Bunun 30.000TL sini devlet 5 yıl ödemesiz kredi olarak verdi.
A.Ç: Projeyi tek başına mı hazırladın?
M.Zengin : Kaymakamlığın desteğiyle kooperatif kurduk.Kooperatif bütün köy için proje hazırladı. Kurulan kooperatifin 70 üyesi vardı, ama 50 tanesi tesis kurup süt inekçiliğine başladı. Tesis başına 6 inek verildi. Köye verilen inek sayısı toplam 300 tane. Tesisle birlikte 30.000TL civarında 5 yıl ödemesiz kredi verildi. Yani köye toplamda 1500.000 TL civarında kredi verildi.
A.Ç.Kredilerinizi geri ödediniz mi?
M.Zengin: Kredilerin ödemesi 2010 yılında başlayacaktı. Yeniden yapılandırdık. Kredi ödemesini bir yıl erteledik. Altı inekten fazlasını herkes kendi parasıyla aldı. Benim otuz ineğim vardı şimdi hiç yok.
A.Ç.:Yemleri nereden sağlıyordunuz?
M.Zengin: Yer kiralayıp slajlık mısır diktik ama satın almak daha ucuza geldiğinden sonra vazgeçtik. Bağ söküp slajlık mısır dikenler oldu.
A.Ç.: Para kazandınız mı?
M.Zengin: İlk yıllar işler iyiydi. Sattığımız süt hayvanların giderini fazlasıyla karşılıyordu. Doğan buzağılarda bizim kârımız oluyordu. 2007 yılında süt fiyatları iyiydi. Litresi 65-70 krş dan süt satıyorduk. 2008′ den itibaren süt fiyatları birden düştü, 40 krş civarı oldu. Yem fiyatları yükseldi. Sattığımız süt hayvanların masrafını karşılamaz oldu. Çiftçilerin 2/3’ü hayvanlarını sattı. Çünkü zarar etmeye başladı. Hayvan yetiştiriciliğine devam etse elindeki mal varlığının tümünü kaybedecekti. Benim 60-70 büyük baş hayvanlık tesisim var atıl olarak bomboş duruyor. Köydeki bir çok tesisin durumu böyle.
A.Ç :Peki Borçlarınızı ödeyebiliyor musunuz?
M.Zengin: 2011 yılına ertelettiğimiz borç ödemelerini bu köylü nasıl öder bilmiyorum. Asıl sıkıntı o zaman başlayacak. Borçlarımızı ödeyebilirsek binbir hevesle yaptığımız tesisleri yıkacağız.
A.Ç :Bağlarını söküp slajlık mısır dikenler ne yapıyor?
M.Zengin: Onlarda sonradan tekrar bağ diktiler. Söktükleri sultaniye çeşidi yerine değişik çeşitler diktiler. Köylü karnını doyurabilmek için arayış içinde.
7 Ağutos 2010