Söyleşi: Abdullah Aysu-İstanbul’daki dostlarımdan Menemen’e bağlı Turgutlar Köyü’nde bir ekoköy projesi olduğunu duyduğum andan itibaren görme arzusu içimde depreşti. Çeşitli gözlem, bir miktar dinlenme amaçlı Ege’ye doğru yola çıktığımda Dutlar Ekoköy’üne biran önce ulaşmaya odaklandım.
Son zamanlarda kentte parayı “vuranlarda” bir köyde tarla alma sevdası sarmıştı. Köye gidenler arazinin en iyi ve verimli yerine köşkünü inşa ediyor. Arazinin etrafını suru andıran duvarlarla çeviriyor. Dört bir yanını kameralarla donatıyor. Aracına otopark, ailesine havuz, hizmetçisi için müştemilat, kendisi, eşi ve çocukları için hobi odaları ve derken toprakları katlediyorlar. Aslında köye gitmiyor kenti köye taşıyor bunlar.
Köyde tarla alma sevdasındaki kentlilerin bu yanlışlarına gerekçe yaptıkları günümüzün modası organik tarım(!) yapma sevdası ile birleşince ortaya bir “kara sevda” çıkıyordu. Neyse ki, Dutlar Ekoköy kurucuları doğa sevdalısı güzel insanlar….
Menemen’de Çetin arkadaşla buluşup dağa sarmak için yola koyulduğumuzda ilk Belen Köyü’ne vardık. Belen boğazına kadar endüstriyel tarıma gömülmüş bir köy. Belen’in geniş sulama kanalını sağımıza aldık, yola devam ettik. Tek aracın geçebileceği genişlikteki demir köprü’den geçtikten sonra Çukurca Köyüne vardık. Orada bekleme yapmadan dağa sardık. Dağın zirvesine vardığımızda hayrat çeşmeden Çetin bidonu doldurdu. Bizler; Ali Bülent Erdem, Ümide Aysu ve ben etrafın güzelliğini temaşa ettik. Ve tekrar yola koyulduk. Köyün girişinde arı kolonisi bizi karşıladı. Birkaç ayakta yıkılmamak için son gücünü kullanan ev, bir sürü yıkılmış sadece temel taşları kalmış deprem sonrası evler görüntüsünde harabeleri olan Turgutlar Köyü’ne vardık.
Manzara muhteşem. Köyde yaşayan birkaç hanenin geçimini hayvancılıktan kazandığını, hayvanların özgür “yarı yılkı” bir tarzda yaşadığını gördükten sonra hiçbir endişem kalmadı. Çünkü hayvanların özgür yaşamı Dutlar Ekoköyüne ekolojik yol göstericiliği yapıyor, yani Dutlar Ekoköylü dostlarımın klavuzları sağlamdı!
Sözü daha fazla uzatmadan Dutlar Ekoköyü kurucularından Çetin ve Turgutlar Köyü sakini Cemal’e bırakmadan son söyleyeceğim sözü izninizle şimdi söyleyeyim: Deneme yanılma, tartışıp birlikte öğrenme yolunuz açık olsun dostlar…
Şimdi söz Çetin ve Cemal’de.
Kendinizi tanıtır mısınız?
Adım Çetin Hasan Özbayram. İşletme fakültesini bitirdikten sonra kültür mantarcılığı üretimine başladım. Yaklaşık 10-12 yıldır da organik tarım ile ilgilendim. Emekli oldum. Eko köy kurma süreci içine girdim. Eko köye kurmaya halen devam etmekteyim. Ayrılmaya da niyetim yok..
Niye Eko köy?
En başta birlikte birarada, üretken, doğal kendine yeten sosyal bir yaşam arzusundan dolayı. Ayrıca şehir yaşamının bize dayattığı manevi ve ekonomik zorluklar, bu zorlukları nasıl aşarız diye düşünmemiz sonucu ortaya çıktı diyebilirim. Başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanarak bunu uygulamanın en doğru yerinin ekoköyler olması da bir faktör.
Sonra fikrin değişti mi?
Değişmedi. Hala öyle. Çünkü mantar üreticiliğini hep köylerde yaptım. Bursa’da Doğanköy ve Üzlüce köylerinde uzun süreler kaldım, yaşadım. Hep köylerde yaşadım diyebilirim. Şehirle aram yoktur. Köy yaşamı insan ruhuyla en barışık yaşamdır. Dingin bir yaşamdır. Yediklerimiz, içtiklerimiz sağlıklıdır. Bu bölüm beni çok ilgilendiriyor. Çünkü ben yemek yapmayı çok severim, yemek konusunda da hassasımdır.
Dutlar Köyünü biraz anlatır mısınız?
Dutlar bu köyün eski adı. Yeni adı Turgutlar Köyü. Menemen’e bağlı. Eskiden bu köy dağın ardında ovada imiş. Köylüler orada bir veba olayı yaşamış, sonra yukarılara buralara göç etmiş, tutunmuş. Geçmişte burada yaşayan nüfus 70 hane imiş. Şimdilerde burada 5-6 hane yaşıyor. Onlarda geçimlerini hayvancılıkla sağlıyorlar. Buralarda hayvancılık tamamen doğayla iç içe yapılıyor. Hayvanlar özgür. Bir yerlere kapatılmıyor. Sağımdan sağıma veya kesilecek olan hayvanı tutma dışında hayvanlara dokunulmuyor. Kendilerine birşey verilmiyor. Yani insanlar tarafından bakılmıyor, beslenmiyor.
Dutlar ekoköy derneği kaç kişiden oluşuyor? Kaç kişi burada sürekli yaşıyor?
Derneğimiz 10’u kadın, 7’si erkek 17 kişi den oluşuyor. Ancak toplam nüfusumuz 19; bir bebeğimiz var-Ela, biri de doğacak-Güneş. Şu an itibarıyla üyelerimizin 8’i, köyde sürekli yaşıyor.
Ne kadar araziniz var?
Derneğimize ait 15 dönüm tarlamız, 6 parsel ev yerimiz var. Ev yerlerinin her parseli 200-700 metre kare arasında. Ev yerleri köy dahilinde tapulu. Tarlamız da tapulu.
Dernek olarak ne(ler) yetiştirmeyi/üretmeyi düşünüyorsunuz?
Çetin Hasan Özbayram: Babam ziraat mühendisiydi. Toprak-Su araştırmada mantar bölüm başkanıydı. Dolayısıyla mantarcılık baba mesleği. Burada doğal mantarcılık yapmayı düşünüyoruz. Doğal mantarcılığa en uygun mantar çeşidi kayın/istiridye mantarıdır. Bizde onu yetiştirmeyi düşünüyoruz. Bu mantar çeşidi doğada ağaçların üzerinde doğrudan zaten yetişir. Kurutularak daha sonra kullanılması da mümkün olan bir mantar türüdür. Üretilmesinde kullanılan materyal kolay temin edilebilen ve doğal olan ağaç talaşı ve saman karışımıdır.
Üretim, yerleşim ve yaşam konusunda üyeler olarak aramızda tartıştık. Daha iyisini nasıl yaparız diye de hala tartışmaya devam ediyoruz. Şu ana kadar yaptığımız tartışmalarda şu kararlarda ortaklaştık.
Mantarcılığın dışında 15 dönümlük tarlamızda üzüm bağı yapmayı düşünüyoruz. Tabii ki, etrafını çevirerek güvenli bir hale getirmemiz öncelikli işlerimizin arasında. Bağımızı nehirden sulayacağız. Elektriğimiz yok ama bağa bir konaklama ünitesi yapmayı düşünüyoruz. Fide üretmek için bir sera yaptık. Sebze yetiştirmek istiyoruz. Sebzeyi şimdilik ev yeri olan parsellerde yapacağız. Arıcılık yapacağız. 10 tonluk su deposu yaptık.
Dernekte ayrıca permakültür eğitimi vereceğiz. Şu ana kadar burada iki permakültür eğitimi gerçekleştirildik. Dernek üyesi sosyal psikolog ve sinema ile ilgilenen arkadaşlarımız var. Onlar da burada kendi alanlarında eğitimler verecekler.
Yani dernek üyeleri burada elde edilecek kazançla mı geçinecek yoksa birikimlerine dayalı bir yaşam mı sürdürecekler?
Dutlar Ekoköy Derneği çatısı altındaki çalışmalarımızla yaşamak istiyoruz. Evleri bu çalışma ve çabaların sağlayacağı gelirlerle yapmayı düşünüyoruz. Üyelerimizden ayrıca bir para talebimiz olmayacak.
Peki bir bütçe planlamanız var mı?
Evet, var. İki tür bütçemiz var. Biri Dutlar Ekoköy’de yaşayanların bütçesi ki, yaşayanlar yapacakları üretimleriyle karşılayacak. Genel bütçeden destek almayacak. Diğeri de genel bütçe. Genel bütçe bütün köyün giderleri ve gelirlerini disipline edecek.
Sizi tanıyabilir miyiz?
Adım Cemal Nebioğlu. Dutlar Ekoköy Derneği’nin de sınırları içinde bulunduğu Turgutlar köyünde yaşıyorum.
Bu köyde arazin var mı?
Evet var, 27 dönüm arazim var.
Buralı mısın, yoksa burayı keşif mi ettin?
Burayı keşfettim. Buralara domuz avına gelmiştik, gördükten sonra burada yaşamaya karar verdim. Şehirdeki evimi sattım, buraya yerleştim. Yani köprüleri yaktım. Nişanlım vardı o köy kökenliydi. Veterinerdi. Bu kararımdan sonra beni terk etti. Şimdi yeni evlendim. Eşim kentli. O burayı çok sevdi.
Köyde ne(ler) yetiştiriyorsun/üretiyorsun?
İlkönce çevreyi araştırdım. Buralar kışın çok soğuk oluyor. Yağmur çok, su altında kalıyor. Burada doğal menengeç/çitlenbik yetişiyor. İzmir bölgesinin incir ihtiyacının yüzde 15’inin bu bölgede bardacık incirinden karşılandığını öğrendikten sonra arazimin 15 dönümüne bardacık inciri diktim.
Birçok deneme yaptım. 33 çeşit üzüm denedim. Hepsi oldu ama üç tanesi çok lezzetliydi Arazimin kalan bölümüne de bu üç çeşit üzümden yapmayı düşünüyorum.
İşte doğanın bağrına sığınan, onun sevecen kucak açıcılığının sıcaklığındaki yaşamı seçen ekolojistlerin duyguları. Biz de, bahtınız açık, yelkeniniz doğa sevgisiyle dolsun diyoruz, dostlar!…
Bir Yorum
Pingback: BİR ORTAK YAŞAM DENEYİ: DUTLAR EKOKÖYÜ | KIRK YAMA