Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2013-2017 Stratejik Planı’nı açıkladı. Tarımsal üretim, gıda güvenliği, tarımsal altyapı ve kırsal kalkınma konularında ülkemizin güçlü ve zayıf yönleri, fırsat ve tehditleri tespit edilmiş, bu kapsamda da birtakım amaç ve hedefler belirlenmiş.
Stratejik Planı inceleyip amaç ve hedefleri okuduğumuzda ana başlıkların doğru olduğunu ancak ülke tarımını daha ileri götürmek ve üreticilerimizin gelirlerini artırmak konusunda seçilen yöntem ve yapılması öngörülen uygulamalarda yetersizlikler olduğunu anlıyoruz. Ayrıca bu amaç ve hedeflere ulaşılmasını engelleyecek birçok yasal mevzuatın bulunması ve bu yasal zorunlulukları Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın oluşturması ve uygulamaya koyması gibi çelişkili bir durum da bulunmaktadır. Bugün geldiğimiz noktada, değiştirilen politikalarla sadece ekonomik büyüme öncelenmekte, verimlilik esas alınmaktadır. İhracat hedeflenerek, aslan payını zengin ve güçlülerin elde etmesine yardımcı olan uygulamalar yapılmaktadır. Doğal kaynakların kullanımı kamu yararından ziyade çoğu çokuluslu olan şirketlerin sömürüsüne sunulmakta ve bu uygulamaların neredeyse tamamı yasal bir zemine oturtulmuş olarak karşımıza çıkmaktadır.
Tarımsal ve Ekolojik Kaynakları Korumak.
Hazırlanan Stratejik Plan’da tarımsal ve ekolojik kaynakları korumak en büyük amaç ve hedef olarak belirlenmiştir. Sadece bu amacın yerine getirilebilmesi için öncelikle yapılması gerekenler bulunmaktadır. Su, başta olmak üzere özel sektöre devredilen ve devredilmesi düşünülen doğal kaynakların köyün ortak malı olduğunu kabul edecek, sürdürülebilir kullanımını sağlayacak önlemleri almak gerekmektedir. Yeterli gelir elde etmesine olanak tanınmayan, desteklenmediği için tarımdan kopan, kopartılan köylülerin köylerini terk etmesinin önüne geçecek, belli kişi ve şirketlerin değil de köylülerin tamamının kalkınmasını sağlayacak kırsal kalkınma uygulamalarının ve destekleme politikalarının devreye sokulması gerekmektedir. Gıda güvenliği, güvenilirliği gibi konularla geleneksel yöntemlerle üretilen yerel ürünlerin çeşitli mevzuatlarla satılamaz hale getirilmesine yönelik yasal mevzuatın ev tipi üretime izin verecek şekilde düzeltilmesi, yerel ürünlerimizi, kültürümüzü ve küçük üreticimizi koruyacaktır.
Geleceğimizi Gen Bankalarında Koruyalım!
Tarımın ve insanlığın geleceği bakımından paha biçilmez değerler olan genetik kaynaklarımızın koruma, tescil ve kayıt altına alınması ve modern biyoteknoloji ile bütünleştirilmesi amaçlanmıştır. Genetik kaynaklarımızı, kayıt altına alarak sadece gen bankalarında koruyarak geleceğimizi garanti altına almanın başarılmadığını bugün tüm dünya kabul etmektedir. Bunun yanında neredeyse kendi tohumunu ekmeye bile yasak getiren, sertifikalı tohumluk kullanmayı özendiren ve mecbur tutan uygulamalar yerine yerel çeşitlerin kullanımını özendiren, hatta yerine göre mecbur tutan, çiftçi haklarını gözeten faaliyetler biran evvel hayata geçirilmelidir.
Son olarak tarımın, küçük üreticinin ve gıda egemenliğinin stratejik önemini zaman zaman unutan ve üreticilerimiz ve ülke tarımımız için tehlikeli uygulamaları hayata geçiren Bakanlığımıza hazırladığı Stratejik Plan için “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?” sorusunu sormaktan da kendimizi alamıyoruz.