14-18 Eylül tarihleri arasında, Bursa’ da, 9. Burtarım adı altında, tarım hayvancılık tavukçuluk, fidancılık ve süt endüstrisi fuarı ve tarım makine ekipmanları fuarı eşzamanlı olarak ile ilgili firmaların katılımıyla gerçekleştiriliyor. Fuarda, İsrail’in yasadışı yerleşimlerine finansörlük yapan Dexia da bulunuyor.
Organizatör Tüyap fuar organizasyon firması yurtiçinde benzer konularda birçok farklı bölgede 27 fuar daha organize ediyor. Yurtdışında ise Almanya’da Agritechnica ve İtalya’da AIMA tarım sektörün en önemli fuarları.
Fuara büyük çoğunluğu yerli olan 575 firma 70.000 m2 alanda 8 salonda katılıyor. 2010’da gerçekleştirilen fuarın ziyaretçi sayısı 165.000 fakat bu yıl sayının daha düşük olduğu katılımcılar tarafından dile getiriliyor.
Ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği alan ise traktör imalatçılarının bulunduğu makine parkı.
Traktör üreticilerinin pek çoğu yerli imalatçı gibi görünmesine rağmen araçların çok büyük bölümü AB, Hindistan, İtalya, USA ve G. Kore lisanslı. Yıllık 56 Milyar USD büyüklüğe sahip dünya tarım makine ve ekipmanları ihracatında Türkiye’nin payı yaklaşık 400-500 milyon dolar ve sektörün kapasitesi yaklaşık 80.000 traktör civarında.
Sektörün en önemli firmalarından 1975 yılında KIT kapsamında kurulmuş ve İtalyan Trattori lisans anlaşması ile 1998’e kadar üretim yapmış olan 45.000 kapasiteli TÜMOSAN A.Ş. ise üretimi durma noktasına geldiği için 2004 yılında özelleştirme kapsamında tüm taşınmazları ve varlıkları ile beraber 27,2 milyon dolar karşılığında Alçelik Çelik Yapı İnşaat san. Ve tic A.Ş’ ye devredilmiş. Tümosan A.Ş. 2010 yılında ise İstanbul Ticaret Odasının açıkladığı en büyük sanayi kuruluşları listesinde 326. Sırada yer almakta…
Sektörün durumu
Sektör 2010’da 41.000 civarında traktör satışı gerçekleştirmiş. Bu yıl ağustos sonu itibariyle satılan traktör sayısı ise 42.000. Fakat çeşitli firmalarla yaptığımız görüşmelerde traktör satışlarının üretim veya kapasite kullanım arttırımı ile doğrudan ilgisi olmadığını gösteren pek çok örnekler anlatıldı.
Erkunt traktör firması pazarlama yetkilileri ile yaptığımız sohbette, bir çiftçinin firmanın bayisi ile diyalogu özellikle bu konuda iyi bir örnek; Çiftçi 80 beygirlik bir traktör siparişi vermek istiyor ama aracı firmaya gelecek olan 80 beygirlik traktörlerde ilk satışın kendisine yapılması ile beraber köyüne aynı kapasitede satış yapılmamasını şart koyuyor. Şatış sorumlusu bunun gibi birçok örnekten bahsederek “traktör iyi bir hâsılat sonrası bir gelecek hasatın üretimini arttırmak için değil, köylü için bir ‘statü göstergesi’ olarak alınıyor” diyerek durumu özetledi.
Tohumculuk, fidancılık, süt endüstrisi, kesim hayvancılığı, çeşitli küçük araç ve alet firmaları, konuyla ilgili yayınevleri dışında ayrıca ihtiyaç duyulan finans için ise çeşitli finans ve sigorta kuruluşlarının da stantları fuar alanında yer bulmuş.
Tarım kredilerinde düşüş
Konuyla ilgili aldığımız bilgilerden dikkat çekici olan bir başkası ise sürekli büyüdüğü devlet büyüklerimiz tarafından her fırsatta dile getirilen tarım sektöründe Ziraat Bankası’nın tarım makine ve ekipmanları için uyguladığı kredilendirme ve peşinat oranlarında değişiklik yapmış olması.
Ziraat bankası kredilendirme oranını %75’ten %60’a düşürmüş ve peşinat oranını ise %25’ten %40’a çıkarmıştır.
Erkunt traktör pazarlama yetkilisinden aldığımız bir diğer bilgiyse Ziraat Bankası’nın kredilendirmesindeki avantajlarını yitirmesinden sonra TEB ( Türkiye Ekonomi Bankası) ile protokol anlaşması yapıp satışlarındaki kredilendirmede çiftçileri bu bankaya yönlendirdikleri. TEB bilindiği gibi 2004 yılında özellikle euro bölgesinde faaliyet gösteren en büyük finans kuruluşlarından Fransız BNP Paribas ile ortaklık anlaşması imzalamıştı.
Bunlar arasında TEB dışında Denizbank A.Ş.’nin sera kredisi, traktör ve tarımsal donanım kredisi, sulama kredisi gibi onlarca kredilendirme uygulaması olduğu dikkat çekiyor. Farnbuaz üreticisine faklı, buğday üreticisine ise daha farklı seçenek sunabilecek kadar çok seçeneğe sahip portföyleri varmış; 120 değişik tarım ürünü için faklı kredi seçeneği sunabiliyorlar.
Koç grubuna bağlı sektörün en büyüğü bir başka üretici firma Türk Traktör A.Ş ile protokol imzalamış olan Denizbank A.Ş. stant yetkilisi ise, fuar süresince günlük 20 adet New Holland marka traktörün satışını uygun koşullarda kredilendirdikleri bilgisini bizimle paylaştı. Banka müşteri temsilcileri traktör parkında geziniyorlar. Banka logosuna uygun kravat renginden tanıyabiliyorsunuz, kolayca…
Tarım bankalarının durumu ve İsrail’e destek
Denizbank A.Ş. 1938 yılında bir devlet bankası olarak kuruldu. 1997 yılında Zorlu Holding tarafından Özelleştirme İdaresi’nden devralındı. Zorlu Holding 2003 yılında BDDK ( Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) tarafından TMSF’ ye devrolan Tarişbank’ ı da satın alarak tarım bankacılığına girdi. 2006’da ise Fransa-Belçika ortaklı Dexia grubu, Zorlu Holding’in elindeki Denizbank hisselerini satın aldı.
Dexia İsrail şubesi aracılığı ile Batı Şeria’da bulunan yasadışı yerleşim birimleri için finansman sağlayan bir kuruluş. 2001 Yılında yapmış olduğu ticari antlaşma ile eski adıyla Yerel Belediye Hazine Bankası’nı satın alarak yasadışı (yerleşim yerleri ve oluşumları için “ Uzun Vadeli Kredi” sağlamaya başladı. Dexia / İsrail şubesi 2005–2007 yılları arasında 10 yerleşim birimine 5 milyon dolara yakın direkt finansal destek sağladı. 2008 yılının Haziran ayında Doğu Kudüs’teki yerleşim birimlerine 8 milyon avro borç verildi. Bu tarihten 2009 yılının Aralık ayına kadar da çok sayıda yasadışı yerleşim birimine 17,7 milyon avro tutarında kredi aktarıldı. Dexia, uzun bir süredir İsrail yerleşimlerine verdiği destek nedeniyle uluslararası planda protestolarla karşılaşıyor.
Dünya Bankası’nın Türkiye’ye dayattığı ‘Tarımda Reform Uygulama Projesi’nin bir parçası olarak devlet bankalarının üreticiye verdiği krediler daralıp bu alana özel bankalar giderek daha fazla el atmaya başladı.
Başbakan Erdoğan “Arap baharı” gezintisinde Filistin demagojisi yaparken, ilgili bakanlıkların anlaşmalar yaptığı bankalar aracılığı ile çiftçilere kredi veriyor… Çiftçiler borçlarını ödeyemediği için intihar ederken, çiftçilerin haciz konan malları ve ürünleri üzerinden Batı Şeria’ da ki İsrail yerleşim birimlerinin finansmanı sağlanıyor.
KAYNAK : Sol.org. – 17 Eylül 2011