Çay-Sen, yaş çay fiyatlarının açıklanmasına ilişkin bir basın açıklaması yayınladı. Açıklamada:”AKP, patronları, kapitalistleri, yandaşlarını, yakınlarını düşünmekten vatandaşlara bir türlü sıra gelmemektedir.” ifadelerine yer verildi. Açıklama şöyle:
Siyasal iktidarın işleri o kadar çok, gündemi öylesine dolu ki, 20 Mayıs ta kampanyayı açmış olmasına rağmen yaş çay fiyatını açıklayamadı. Seçim gezileri nedeniyle T. Erdoğan Rize’ye geldi vatandaş fiyatı açıklamasını bekledi, açıklamadı. Soran ilgili vatandaşlara ise; “O benim görevim değil bakan arkadaş zamanı gelince açıklayacak” diye talebi geçiştirdi.
Vatandaş ise, hani her şeye muktedir olan başbakanından doğal olarak yaş çayında fiyatının açıklanmasını bekledi. Açıklayamadı, bir müjde veremedi, veremezdi de, çünkü AKP’nin üreticiyi tatmin edecek, memnun edecek parası hiç olmadı ki. Nasıl ki, emeklilere Türkiye’nin milli hasılasından pay yok, Üreticilere de yoktur.
Basından, ilgili kurumların yaş çaya ilişkin fiyat açıklamalarını izliyoruz. Birçoğunun açıklamaları üreticiler tarafı olarak bizce talihsizlik olmuştur. Rize’de Çay Üreticileri Derneği adı altında bir dernek var ve bir açıklamada bulunuyor; çaya 1 lira 25 kuruş talep ederken ilginç de bir talepte bulunuyor. Şöyle diyor “biz çayın fiyatından çok destekleme fiyatının artmasından yanayız. Böylece çayın maliyeti artmayacağı için özel sektör de desteklenmiş oluyor”. Bu dernek yöneticileri sermayeyi de düşünmekteler.
Rize Ziraat Odalarının fiyat talebi bu dernekten 5 kuruş fazla olsa da (1 Lira 30 kuruş), bu fiyatların nasıl elde edildiğini merak etmekteyiz doğrusu. Hangi girdileri ve maliyetleri hesap ederek bu rakamları elde ettiklerini kamuoyu ile paylaşmalarını bekliyoruz. “Bizim istediğimiz makul fiyattır” derken, Çay Üreticileri Sendikası olarak bizim talep ettiğimiz fiyat makul değilmi acaba, makullüğün ölçütü nedir. Bizce asıl olan taban fiyatın yüksek olmasıdır.
Çay Üreticileri Sendikası olarak biz, yaş çay fiyatının kampanyadan on beş gün sonra açıklamasını bir talihsizlik olarak değerlendiriyoruz. Üretici tarlaya girerken çayın kilosunu kaça biçtiğini bilememektedir. Bu ise üreticiyi kale almamak, umursamamak anlamına gelmektedir. Siyasal iktidarın “kaç kuruş zam yapacağımızı biz biliriz, sizde kimsiniz ki, devletin imkanları ölçüsünde en makul olanı veririz” edaları takındıklarını üreticiler olarak farkındayız, biliyoruz.
İkincisi, verdikleri 1 Lira 10 Kuruş fiyat üreticinin beklentisini karşılamamaktadır. Bizim hesaplamalarımıza göre 1 Lira 54 kuruşun altında verilecek para üreticiyi zarara sokacaktır. Perişan edecektir, zarar ettirecektir, umutsuzluğa sürükleyecektir. Üretici her halükarda çayını bahçeden toplayacak, fakat bunu sadece mecbur olduğundan yapacaktır.
Taban fiyata rağmen özel sektör 0,75 kuruşa çay almaya devam etmektedir. Bu ise AKP’nin ayıbı, kural ve hak tanımamazlığıdır.
Yaş çay üreticisini zor duruma sokan diğer bir husus ise kaçak çay meselesidir. Dokuz yıldır iktidar olan AKP bu sorunu çözememiştir, çözmemiştir. Çünkü ürünün ayağa düşmesi o ürünü değersizleştirir ve önemsizleştirir. İktidar da bunu istemektedir.
AKP, patronları, kapitalistleri, yandaşlarını, yakınlarını düşünmekten vatandaşlara bir türlü sıra gelmemektedir. Bunun hesabını da vatandaşın sandıkta soracağını umut etmekteyiz, beklemekteyiz. 02-06-2011
Çay Üreticileri Sendikası Yönetim Kurulu adına Başkan Recep Memişoğlu