Çaya verilen fiyatın beklentinin altında olması, gübre fiyatlarının aşırı zamlanması, hava koşulları nedeniyle rekoltenin düşük olması ve bütün bunlara ek olarak çay paralarının bölünerek taksitle ödenmesi çay üreticilerini zora soktu.
Çay Üreticileri Sendikası Genel Başkanı Recep Memişoğlu çay üreticilerinin yaşadığı problemleri ve çözüm önerilerini kapsayan basın açıklaması yaptı.
BASINA VE KAMUOYUNA DUYURU,
2008 Çay sezonu her dönem olduğu gibi sıkıntılarla başladı.Birincisi, Çaya verilen fiyat beklenenin altında oldu.İkincisi, gübre fiyatları aşırı zamlandı ve üretici bundan etkilendi.Üçüncüsü, hava şartlarından dolayı rekoltede düşme yaşandı.Dördüncüsü, çay paraları bölünerek taksitle ödenmeye başlandı.
İkinci sürgün çayda ise üretici aşırı zorluk ve sıkıntı yaşamaktadır.Çay alım tarihi 25 Haziran 2008 olmasına rağmen bugün 31 Temmuz itibari ile 35 gündür alımlar hala bitmemiştir.Oysa çay alım işi 20-25 gün içerisinde bitirilmeliydi.Çay alımı sahilden itibaren başlar kademeli olarak iç kesimlere doğru yayılır.Fakat bügün itibariyle baktığımızda sahil kesimi hala çayını-yani kotasını satamamıştır.Tüm bu sıkıntıların nedenlerine sadece hava koşullarına bağlamak hem kolaycılıktır hemde basitliktir.İşin esas görünmesi ve resmedilmesi gereken yanı Çay-Kur ve buna bağlı olarak Devletin Tarımda uyguladığı politikalardır.Tarımda üretici ve çiftçiyi yok etme planları ve yıkım politikaları adım adım uygulandı,uygulanmaya da devam ediyor.Bugün satılmayan bir tek Tarınsal KİT kuruluşu kalmıştır o da Çay-Kur’dur.Burada yapılmak istenen de tam Çay-Kur’un Özelleştirilmesi harekatıdır.” Ulusal Çay Konseyi ” nin kurulması ile ilk adımı atıldı.Bu kurumda da her zaman olduğu gibi üreticilere yer yoktur,üretici adına sözünü söyleyecek temsilcileri yok sayılmıştır.
Çay-Kur bu dönem de maliyeti düşürme anlamında yeni bir uygulama başlatmıştır.Fabrikalar arasında çayın başlama durumuna göre “aktarma” yani “gönderme” usulu uygulanmaktaydı.Oysa bu dönem fabrikaları üçer-beşer guplandırarak sadece gurup içi nakiller yapılabildi.Bu da bazı fabrikalar boş beklerken bazılarının izdiham yaşamasını beraberinde getirdi.Bu uygulama sadece maliyet hesabı yapılarak uygulandı; oysa üretici çayını satamamış,çay üretim özelliğini kaybetmiş,kalitesiz çay çıkmış bunların hiç biri hesaba katılmamıstır.Toplanması gereken sürgünün üzerinden ikinci bir sürgün çıkmasına rağmen üretici hala çayını biçebilmiş ve satabilmiş değildir.Çayın sertleşmesi ve özelliğini kayıp etmesi fabrikada işlenmesinde de sıkıntılar yaratmıştır.Şöyle ki,örneğin günde 150 ton çay işleyen fabrika 120-125 ton da kalmıştır.Bu ise üreticinin günlük satması gereken kontenjanını satamaması demektir.Ayrıca haftalık tatiller bir gün iken bu sıkışık dönemde üç güne çıkmıştır.Buda uygulanan kontenjanın bile altında çayın satılabilmesi demektir.
Çay Üreticileri Sendikası olarak diyoruz ki,Çay üreticisi sıkıntılıdır,çay üreticisi isyanlardadır. Bu sorunun en büyük muhatabı Çay-Kur’dur,çünkü en büyük zorunlu alıcısıdır.Fakat Çay-Kur da yıllara dayanan yanlış uygulaların sonucu ve bu gün atılan adımların yanlışlığının bedelini üretici ödemektedir,üreticiye ödetilmek istenmektedir.Çay aşımız,nafakamız,düğün masrafımız,çocuğumuzun okul harçlığı ve sağlık harcamamız demektir.Bu yaşamsal haklarımızdan vaz geçemeyeceğimiz gibi, Çayımızdan da vaz geçmeyeceğiz,çayımıza sahip çıkacağız
Çay Üreticileri Sendikası,üreticilerin sorunlarına yakın geçmişte kurulmasına rağmen her zaman sahip çıkmıştır,bundan sonrada sahip çıkacaktır.Üreticilerimizi sendikalarına sahip çıkmaya bir kez dah davet ediyoruz.Bol ürün ve kazançlı günler diliyoruz.31/07/2008
Çay Üreticileri Sendikası Kurucu Genel Başkanı
Recep MEMİŞOĞLU