Çay-Sen, Çaykur bünyesinde yaşanan bir takım gelişmelere ilişkin bir basın açıklaması yayınladı. Açıklamada çalışan işçiler açısından sendikal duruma dikkat çekildiği gibi, kurumdaki çalışma koşulları, kurum çay alım politikaları eleştirildi, Çay-Sen’in talepleri ifade edildi. açıklama şöyle:
Çaykur, sendikal rekabet nedeniyle yönetimin açık tarafgirliği ile yıllar önce gündeme oturmuştu. Türk-İş’e bağlı Tek-Gıda-İş sendikası ile Hak-İş’e bağlı Öz-Gıda-İş sendikası arasında devam eden rekabet, bugün itibariyle tam bir muammaya dönmüştür. Nedeniyse Tek-Gıda-İş 2013 yılı sezon başlangıcında toplu sözleşme oturumlarının tıkanmasıyla grev başlatmasıydı. Grev, Çaykur genel müdürlüğü resmen grev kırıcılığı yaparak fiyaskoyla sonuçlanmıştı. Akabinde, zaten örgütlenen Öz-Gıda-İş için bu tam bir fırsat oldu ve başarısız bir grevin üzerinden işvereninde baskılarıyla yeni üyeler edinerek haksız ve adaletsiz bir şekilde yetkilendirilmiştir. Bugün itibariyle işyerlerinde DİSK’e bağlı Gıda-İş de örgütlenmeye başlamıştır. Böylece, işyerinde sendikal örgütlenmede tam bir cümbüş yaşanacaktır.
Çaykur’da bugün acil ve yakıcı başka bir sorun daha yaşanmaktadır. Aslında bu sorun da yeni olmamasına rağmen, farklı yanları ile acilen çözülmesi ve üzerine gidilmesi gereken sorun olarak durmaktadır. Bu sorun, Çaykur’daki yaş çay dolum ihale meselesidir. Bu sorunu burada birkaç açıdan irdelemeye çalışacağım.
1- Öncelikle, dolum ihalesine giren firma ya da kurumların bu iş için yeterlilik şartlarına sahip olmalarına bakılmamasıdır.
2- Çaykur’la aralarındaki sözleşme şartnamesini takip edecek, uyulup uyulmadığını kontrol edecek bir mekanizma yoktur.
3- İhaleler tamamen yandaşlık, güç gösterisi ve partizanlık üzerinden yürütülmektedir.
4- Fabrikalar ve bölgeler ihaleye giren şirketler arasında adeta baştan paylaşılmıştır. Mafyatik ilişkilerin her birini burada test edebilirsiniz.
5- Bu şirketler arasında bölgeler ve fabrikalar paylaşımında aralarında silahla yaralamalı olaylara varana kadar bir dizi olay, birçok kez halkın gözü önünde yaşanmıştır.
6- Bu şirketler çalıştırdıkları işçiler açısından adeta kanun dışılık yaşanmaktadır. Kaçak işiler çalıştırılmaktadır. Bu işçiler güvencesiz olduğu gibi, adeta köle koşulları yaşatılmaktadır.
7- Çalışma süreleri 12-14 saat aralığında uzun, yemek ve barınma koşulları eski çağları hatırlatmaktadır.
8- Aralarında çalıştırılan işçilerin uyrukları Gürcü, Kazak, Özbek, Suriye vb ülkelerin insanları vardır.
9- Bu işçilerin birçoğu çocuk denilecek yaştadır.
10- Yaş çayın tonu ihalede, 18 lira, KDV ile beraber 21-22 liraya alınmakta, fakat dolum ekiplerine tonu 7-8 liraya yaptırılmaktadır(bu paralar bile bazen hiç ödenmemektedir).
Tüm bu açılardan bile Çaykur sorumludur, denetimi yapmadığından suçludur. Şirketlerin işi yapıp yapmadıklarını denetleme, haksız kazanç sağlamadaki yetersiz gözetimler nedeniyle de sorumludur.
Şimdi gelelim sorunun Çaykur’a ve Halka yansımasına:
1- Şirketlerin elemen yetersizliği nedeniyle, dolum ekipleri işini yapmadığından, yetiştiremediğinden alımevlerinden zamanında çekilmesi gereken yaş çay çekilememektedir.
2- Bu sebeple, alımevlerinde çay özelliğini kaybetmekte( çürüme ve yanma) dır.
3- Bazı fabrikaların, diğer bazı fabrikalara göndermesi gereken çayları gönderememesine neden olmaktadır(dolumdaki yetersizlikten kaynaklı).
4- Buna bağlı olarak, alımevlerinde çay çekilemediğinden, kaldığından dolayı, üretici ertesi gün satması gereken kontenjanını satamamaktadır. Burada üretici açısından ayrıca bir mağduriyet söz konusu.
5- Gece çekilemeyen yaş çaylar, günlük(gündüz) mübayeden çekilmeye çalışılarak açık kapatılmaya çalışılmaktadır.
6- Günlükten araca direk olarak üretici tarafından yüklenen çayın dolum parasını, dolum firması yine kendisinin alacağını iddia etmektedir. Burada, hem Çaykur hem de yaş çay üreticisi mağdur durumdadır.
7- Bazı fabrikaların bu konuda tutanak tuttuklarını biliyoruz. Fakat birçok fabrikanın soruna eğilmedikleri ve tutanak tutmadıklarını da biliyoruz. Vatandaşın direk araçlara dolum yaptığı paralar şirketlere ödenmeye devam ediyor mu?
8- Bazı fabrikalar bu sorunu, yaş çayı gündüzden çekerek, çayı fabrika, alanında dolu araçları bekleterek çözmeye çalıştıkları da malumdur. Burada ise farklı bir sorun çıkmaktadır; dolu ve basılı bir şekilde araçta bekletilen çay özelliğini kaybetmektedir (yanma ve çürüme).
9- Çaykur, dolum ekibinde bir problem olursa 444 54 53 nolu telefonu arayın diye tüm yaş çay üreticisine mesaj çekilmiştir. Bu telefondan Çaykur’u arayan hiç kimse telefona ulaşamamıştır.(Ben bir çok üreticiden bu şikayeti dinledim. Kendimde örnek olsun diye hemen 17 Mayıs 13,30’da aradım). Demek ki, Çaykur da verdiği sözü tutmuyor, işin takipçisi değildir.
10- Randevulu sistem bir yanıyla iyi. Ama yaş çayın neredeyse bir buçuk aya varan bir zaman diliminde alınması, çayın işlenme ve kalite özelliğini yitirmesine neden olmaktadır.
11- Özellikle son dönem kötü ve özelliğini kaybetmiş çaylar Çaykur’a gitmektedir.
12- Çaykur, yaş çay işleme kapasitesini artırdığını iddia etmesine rağmen, vatandaşın kotası artmamıştır. Peki, kapasite artırımı kimin işine yaramıştır?
13- Vatandaşın en büyük sorunu, çayını özele düşük fiyata satmasıdır. Bu koşulları sağlayan ve fırsat verende devletin kendisidir. Üretici bu anlayıştadır, böyle düşünmektedir.
Çaykur’un alım politikası kökünden yanlıştır, kendi ayağına kurşun sıkmaktadır. Biz yaş çay üreticileri olarak, Çaykur’un yaşamasını ve yaşatılmasını istemekteyiz. Fakat kötü yönetilen diğer KİT’ler gibi, . Çaykur da tam bir özel sektör mantığı ile yönetilmektedir. Fakat burada bir farkla, Çaykur devletin malı olduğu için siyasilerin yani iktidarın borusu ötmektedir. Gerek personel alımı, gerek çay alım politikaları ve taban fiyat uygulamaları siyasetin aracı ve oyuncağı olabilmektedir.
Biz Çay Üreticileri Sendikası(Çay-Sen) olarak, yıllarca tüm bunlar ve benzer sorunları dile getirdik. Fakat bizi ne duyan oldu nede gören. Tüm bunları görmeyelim ve görüneni duyurmayalım diye örgütlenmede önümüzü kesmeye, hukuki setler çekmeye çalıştılar. Ama yılmadık, direndik, hukuk mücadelemizi de kazandık. Bundan sonra haksız ve adaletsizlikleri daha çok göreceğiz ve kamuoyuna göstermeye çalışacağız. Biz kimseden yana değiliz. Biz haktan, hukuktan ve adaletten yanayız. Biz halktan, emekten yana, doğrudan yanayız.
Çay Üreticileri Sendikası Kurucu Genel Başkanı Recep MEMŞOĞLU