Rize’de Çaykur’un yaş çay alımlarında sürdürdüğü kontenjan uygulaması, özel sektörün bunu fırsat bilerek açıklanan yaş çay taban fiyatının çok altında yaş çay alması üreticiler tarafından protesto ediliyor.
Rize’nin bir çok noktasında hafta başından itibaren gerçekleştirilen protesto gösterileri ile Çaykur’un kontenjan uygulaması ve özel sektörün düşük fiyatla çay alması eleştirilirken, bugün bir grup çay üretici AK Parti İl Başkanlığı’na yürüyerek siyah çelenk bırakmak istedi.
Çay Üreticileri Sendikası Atatürk Anıtı önünde basın açıklaması yaptı. Sendika mensupları adına açıklamayı Çay Üreticileri Sendikası Kurucu Genel Başkanı Recep Memişoğlu yaptı. Memişoğlu konuşmasında, “Biz ‘yaradanın ürününe kotamı konulur’ diyen başbakanın kotayı ve kontenjanı kaldırmasını istiyoruz. Biz 2002 yılında ‘yaş çay taban fiyatı 75 kuruş olmalı’ diyen başbakanın çayımıza hak ettiği değeri vermesini istiyoruz“ dedi.
Protestocu grup daha sonra yanlarında getirdikleri yaş çayları Atatürk Anıtı önüne dökerek, hazırladıkları siyah çelengi AK Parti İl Binası önüne bırakmak üzere yürüyüşe geçtiler.
Çay-Sen Genel Başkanı Recep Memişoğlu tarafından okunan basın açıklaması şöyle:
Sevgili Çay Üreticisi,
Değerli Basın Mensubu Dostlar,
Çay bizim emeğimiz, alın terimiz, çocuğumuzun okul harçlığı, düğün masrafı ve geçinmek için nafakamızdır.
Bu bölgede çay olmazsa, hayat durur, insanlar aç kalır, açlık ve işsizlik artar. Esnaf kardeşim, çay senin içinde siftah yapmanın ve ticaretin esas temelidir. Bu sorun seninde sorunudur.
Çay üreticisi aç, çay üreticisi çayını satamıyor, çay üreticisi çayını yok pahasına özele satmak zorunda bırakılıyor, çay üreticisi isyanlarda, çay üreticisinin sahibi yok, çay üreticisi acilen ve hemen şimdi sorununa sahip çıkmalı ve sorununa çözüm aramalıdır.
Bu yüzdendir ki, bir haftadır gün geçmiyor ki, bir yerlerde eylemler olmasın. Bu eylemlerin birçoğu yaş çay üreticisinin anlık isyanın dışa vurumudur. Öyle birilerinin anlamaya ve anlatmaya çalıştığı gibi tırnak içerisinde “ideolojik” değildir. Çaykur genel müdürünün küçümsediği gibi üç-beş kişi değil, gerçek çay üreticilerinin sokağa taşan isyanın ayak sesleridir. Yazık ki, genel müdür hemşerimiz olmasına rağmen duygularımıza ve isyanımıza tercüman olamamıştır. Görüyorum ki, o da kimliğini ve kişiliğini yitirmiştir.
Başbakan, Rize’ye geldiğinde ne dedi, “BEN ÖZEL SEKTÖRE KARIŞMAM”. Sayın başbakan, sen Rizelinin asil ve ana sorununa karışmasında neye karışırsın, sen daha büyük işlerle uğraşırsın değil mi? Futbola karışırsın, adalete karışırsın, ihalelere karışırsın, cumhuriyetin dişi ve tırnağı ile yıllar içerisinde elde ettiği mevzileri satmakla meşkulsun değil mi? Öyle anlaşılıyor ki, bu gidişle sen meclisi de özelleştireceksin. Ama şunu bil ki, bu halk bir yerde sana da dur demesini bilecek ve becerecektir. Çay üreticisinin isyanını ve feryadını görmüyorsun, duymuyorsun, hissetmiyorsun.
Duymazsın tabii, sen milletvekili maaşı ile geçinemediğini söylerken, Rizeli yaş çay üreticisi asgari ücretin altındaki gelirle, açlık sınırında nasıl geçinecek, yaşayacak hiç düşündün mü? Özel sektörün tepesinde tepindiği müstahsil, yok pahasına çayını satan üretici, kotasını dolduramayan çiftçi hayatını nasıl idame ettiriyor hiç aklının ucundan geçirdin mi?
Öyle hamaset nutukları atarak, insanların dini duygularını sömürerek, hatiplik yaparak, Kasımpaşalı edalarla bu halkın karnını doyuramazsın.
Yaş çay üreticisi ne istiyor, talepleri neler bir bakalım;
Biz “Allahın ürününe kota mı konur ” diyen başbakanın kotayı ve kontenjanı kaldırmasını istiyoruz.
Biz, 2002 yılında “çayın fiyatı 75 kuruş olmalı” diyen başbakanın çayımıza değerinde fiyat vermesini talep ediyoruz. Çayın fiyatı 1 lira 70 kuruş olmalıdır.
Biz, ‘taban fiyat’ diye açıklanan çayımıza biçilen değerin, özelide kapsayıcı ve bağlayıcı olmasını talep ediyoruz.
Biz, özel sektörün taban fiyatın altında çay alamamasını, alırsa yasal engelin ve yaptırımın olmasını talep ediyoruz.
Biz, Çay sektörü sürecinin yönetilmesinde söz ve karar sahibi olmak istiyoruz.
Biz, bizim adımıza “Rize Ticaret Borsasının” karar vermesini istemiyoruz.
Biz, çayın fiyatının belirlenmesinden, üretimin tüm aşamalarına kadar sözümüzün dinlendiği, karar verici mekanizmalarda bizzat olmak istiyoruz.
Biz, kaçak çayın ülkemize girmesini istemiyoruz. Devlet yetkililerinin bu işte parmağı olmadan kaçakçılık olamayacağını bir kez daha buradan haykırıyoruz.
Biz, gübreden KDV alınmamasını talep ediyoruz.
Biz, Ziraat Odalarını yarı resmi kuruluş olmasını istemiyoruz. Çiftçilerin hak ve menfaatlerini savunan kurumlar haline getirilmesini istiyoruz.
Biz, yaş çay üreticilerinin örgütlenmesindeki engellerin hemen şimdi kaldırılmasını istiyoruz. Yeter ki engeller kaldırılsın, biz kendimize yeteriz, sizin hamiliğinizi istemiyoruz.
Özel sektörü siz ve sizin gibi ayni zihniyette olanlar hayatımıza sokmuşlardır. Sizin özele karşı tavır almayacağınızı biliyoruz, çünkü sizde oralardan besleniyorsunuz. Tüm kamuoyu da biliyor ki, sizin siyasal temsilcileriniz ve hatta milletvekilleriniz kaçak çayla bizzat iştigal etmektedirler. O yüzden, sizden bizim lehimizde adil ve adaletli olun bile demiyoruz, olmayacağınızı ve olamayacağınızı biliyoruz.
Bir tek şunu yapın, seçim dönemlerinde bu halka verdiğiniz vaatleri yerine getirin. Emperyalistlerin yanında ve kucağında dururken, diğer yandan halktan yana olamayacağınızı bilmelisiniz. Ya bizden yana olacaksınız, ya da onlardan yana. Siz tercihinizi özelleştirmeden, taşeronlaştırmadan, yok pahasına değerlerimizi satmaktan ve halkı kendinize kul yapmakta tercihinizi yapmışsınız zaten. Ama biz yoksulluğu kabul etmiyor, kul olmayı ret ediyor, değerlerimize sahip çıkmaya inatla ve ısrarla devam edeceğiz.
Biliniz ki, bu taleplerimiz yerine getirilmediği sürece eylemlerimiz devam edecektir. Yeter artık diyoruz, ‘bıçak kemiğe dayandı’, ölümden öteye köy yoktur. Ya bizi de göreceksiniz, varlığımızı ve feryadımızı duyacaksınız, ya da biz kendimizi size duyurmasının yollarını ve yöntemlerini bulacağız. Ya bir yol bulacağız, ya da yeni bir yol açacağız.
Yaş çay üreticileri sahipsiz değildir,
Yaş çay üreticileri emeğine, geleceğine sahip çıkıyor,
Özelleşme ve özelleştirme emeğe yapılan en büyük saldırıdır.
Çay Üreticileri Adına
Çay Üreticileri Sendikası Kurucu Genel Başk.
Recep Memişoğlu 24-05-2012