14 Mayıs 2010 tarihinde Cuma günü Ticaret Borsa binasında saat 1400 de yapılan çalıştaya Çay SEN’de katıldı. Üreticilerin düşüncelerinin önemsenmediği toplantığı terkeden Çay SEN’in görüşlerini Genel Başkan Recep Memişoğlu basın açıklamasıyla duyurdu.
Basın ve Kamuoyuna:
Çay Yasa Taslağı Tam bir Komedi!
Türkiye tarımı uzun süredir bir dönemecin eşiğindedir. Yapılmak istenen, her şeyi yeniden tasarımlamak ve şekil vermektir. Ama bu tasarımlama ve şekil verme üretici lehine olmamıştır, olmayacaktır. Çünkü, iktidarın hanesinde dünyaya entegre olma ve özel sektörün önünü açmak vardır.
Nerede ise üç yıla yakındır bölgemizin can damarı ve ekmek kapısı olan çayla ilgili “Kanun Tasarısı” hazırlık çalışmaları vardır. Tasarıyı hazırlayanlar Haziran ayı sonlarında meclise sunacakları şeklinde öngörü içerisindeler. Rize Ticaret Borsası ve Ulusal Çay Konseyi çay kanunu hazırlamakta pek de hevesli ve istekliler. O kadar ki, Rize AKP milletvekili Ali Bayramoğlu sanki kendini bu işe vakfetmiştir. Her şey kendi inisiyatifi altında olsun istemektedir. Şimdi de kanunla ilgili bir dizi çalıştaylar yapmakta, kurum ve kuruluşları çağırarak hazırlamakta olduğu kanuna ortak etmek istemektedir. 14/ 05/ 2010 tarihinde Cuma günü Ticaret Borsa binasında saat 1400 de yapılan çalıştaya bende katıldım. Burada tam bir komedi oynanmakta olduğunu gördük ve toplantıyı terk ettik.
Hazırlık kanunu madde madde incelenmekte, sunulan yazılı ve sözlü öneriler tek tek hepsi elenerek kendilerinin yazmış olduğu aslı gibi tekrar kabul edilmektedir. Bizde Çay Üreticileri Sendikası olarak öneri ve eleştirilerimizi dilimizin döndüğünce toplantıda anlatmaya çalıştık. Ve hiç de dikkate alınmadığımızı fark ettik. Sadece biz değil, orada bulunan tüm kurum ve kuruluş temsilcileri sanki bir konu mankeni konumundaydılar. Biz bunu daha fazla hazmedemedik ve sendika olarak( Çay-Sen) toplantıyı terk etmenin doğru olacağı kanaatine vardık.
Hani şöyle bir halk deyimi var “ kendi çalar kendisi söyler” misali bir komediydi yaşanan. Bizim karşı çıktığımız kanunun ruhudur. Yani tek tek maddeler üzerinde tartışmanın bir yararı yoktur. Çünkü, yapılmak istenen Çaykurun işlev ve varlığına son vermektir. Tabii bunu açıkça ifade etmiyorlar, fakat taslak kanunun içeriğine bu net bir şekilde görülüyor. Üst Kurulun oluşumu, çayımızın dünya borsasına açılması ve borsada oluşacak fiyata göre yaş çaya fiyat verilmesi, çayımızın dünya çayı ile harmanlanması, sözleşmeli üreticilik, çayın fiyatını kimin belirleyeceği hususu vs. alt alta yazıldığında bu kanunun yaş çay üreticisinin yararına olmadığı aşıkardır.
Evet, bir kanuna ihtiyaç vardır, fakat bu bizzat yaş çay üreticisinin de tuzu biberi yani işin içinde olduğu, onu koruyan ve kollayan bir kanun olmalıdır. Çay üreticisi korunaksız, örgütsüz ve dağınıktır. Ne kadar iyi bir kanun ve düzenleme yaparsanız yapın işin asıl ve çoğunluk tarafı yok sayılıyorsa yaptığınız kanun başından itibaren geçersiz sayılacaktır. AKP
tüm diğer kanun hazırlıklarında olduğu gibi “çoğunluk bizde biz ne dersek o olur” mantığı ile hareket etmektedir. Bu kabul edilemez. AKP’nin bu anlayışını her ortam ve imkânda anlatacağız, yüzünü ve niyetini ortaya çıkartacağız.
Çay Üreticileri Sendikası ve bir taraf olarak biz yaş çay üreticileri tarafındayız. AKP Rize milletvekili Ali Bayramoğlu diğer tüm kurum ve kuruluşların sanki bu kanunu onaylıyor ve arkasında pozisyonu yaratmaya çalışmaktadır. Durum hiç de öyle değildir, işin asıl tarafı olanlar böyle bir kanuna karşıdırlar ve alternatiflerini de her koşulda kamuoyu ile paylaşmaktadırlar. Bugün 15 Mayıs, iktidar olanlar hala bir taban fiyatı bile açıklayamamışlar. Bu işi ne kadar hafife aldıklarının kanıtı değilmidir?.
Gelişmeleri sürekli kamuoyu ve üretici ile paylaşmaya devam edeceğiz. Bizim arkamızda ne bir sermaye gücü vardır nede iktidarlara dayanıyoruz. Bizim tek dayanağımız yoksul ve cefakâr üretici ve onun desteğidir.”Adalet arayanlar bir gün aradıkları yerde bulacaklardır”.
Recep Memişoğlu
Çay Üreticileri Sendikası Genel Başkanı