Çiftçi-Sen yaptığı bir basın açıklamasıyla son dönemde bakliyatta yaşanan fiyat artışlarını değerlendirdi. Açıklamada sorunun çözümü için atılması gereken adımlar da ifade edildi.Açıklama şöyle:
Uzmanlar ve iktisatçılar dünyanın ciddi bir gıda sorunuyla karşı karıya olduğunu belirtiyorlar. İklimbilimciler Türkiye’nin kurak bir yıl geçireceğini açıklıyor.
Serbest piyasanın karakteri gereği, dünyada her ne sebeple olursa olsun bir üründe kıtlık ortaya çıkarsa, kıtlığı oluşan üründe kendine yeterli olmayan ülkeler olumsuz etkilenir. Bu, bugüne kadar yaşanılanlardan biliniyor. Gıdada kendine yeterliliğin çok önemli olduğunu bilmeyen kalmadı. Türkiye’yi yöneten ve tarımına yön verenler buna hiç mi, hiç, aldırmıyor.
Bakın Arjantin’de kuraklık oldu. Arjantin’in baklagiller üretimi düştü. Çin’deki aşırı yağışlar nedeniyle bakliyat mahsulü tarlada kaldı. Peki, kuraklık ile aşırı yağışlar neden oluşur? Küresel ısınmadan. Küresel ısınmanın müsebbiplerinden birisi kimyasal gübre değil mi? Evet. Azotlu gübreler küresel iklime karbon dioksitten 25 kat daha fazla1 zarar veriyor mu? Veriyor.
Oysa baklagiller havadaki azotu doğal yollardan toprağa kazandıran bitkilerdir. Baklagiller hem toprağın vasfını iyileştirir hem küreyi ısıtmıyor, soğutuyor. Yani yağış rejiminin düzelmesine, düzenli seyretmesine katkı koyuyor. Sadece bunun için bile baklagiller ekimi yapılabilir mi? Yapılabilir, yapılmalı.
Türkiye baklagillerde geçmişte kendine yeterli idi şimdi değil. Arjantin’deki kuraklık, Çin’deki aşırı yağışın neden olduğu baklagillerdeki verim düşüklüğüyle oluşan üç olayla birlikte Türkiye, kuru fasulyede ciddi bir arz sıkıntısı yaşadı; fasulye fiyatları yükseldi. Kuru fasulye fiyatı, karkas et fiyatlarına yaklaştı; fakirin eti olan baklagillerin fiyatı, zenginin et fiyatıyla neredeyse eşitlendi.
Fasulyenin toptan kilo fiyatı, 8 lira. Perakende fiyatı, 10-16 lira arasında şimdi. Karkas etin de ortalama kilosu, 14-16 lira. Ancak zengin ile fakirin geliri eşit değil. Zengin etine yoksullukları nedeniyle erişemeyen fakirler, ucuz kuru fasulye ile protein ihtiyacını karşılıyordu. Bakliyatın fiyatı artınca şimdi ona da erişemez oldu. Üç olayın bir araya gelmesiyle yaşanan bakliyat kıtlığı sonucunda tarımda Avrupa birincisiyiz diye böbürlenen Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın da takkesi düştü, keli göründü.
Evet, bakliyat sorunu giderek büyüyor, çare bulunamaz ise kuru fasulye başta olmak üzere gelecek yıl baklagillerden mahrum kalabiliriz. Fasulye yokluğuna bağlı olarak nohut ve pirinç fiyatları 3-4 kat artabilir.
Aslında Türkiye dünya baklagiller üretiminde önemli paya sahipti. İhracatçıydı. Şimdi ithalatçı. Baklagiller üretimi büyük ölçüde iç tüketime yönelik üretiliyordu. Fakat nohut ve mercimek ihracatında Türkiye dünya sıralamasında ilk sıralarda yer alıyordu. Şimdi sonlarda.
Bakın, Türkiye 1990 yılında 846.000 ton mercimek üretimi ile dünya ihracatının %47’sini karşılıyordu. Üretimde birinci sırada yer alıyordu. 2008 yılına gelindiğinde 131.188 ton mercimek üretimi ile dünya ihracatından ancak yüzde 5 payı karşılayacak denli geriledi. Bakliyat üretimi gerileme girdabına kapıldı. Nohutta, 1990 yılında 860.000 ton üretimi ile dünya ihracatının yüzde 62’sini karşılayan ve üretimde ilk sırada yer alan Türkiye, 2008 yılına gelindiğinde 518.000 ton nohut üretimi ile dünya ihracatının sadece yüzde 9’unu karşılayacak duruma geriledi, üretimde ise 4. sıraya düştü.
Ne yazık ki, bu düşüşün nedeni araştırılmadığından ve yönetenlerce önemsenmediğinden bugün fakirin eti olan fasulyenin fiyatı, zenginin et fiyatıyla eşitlendi. Fasulye fiyatı yoksulun alım gücünü aştı. İnsanlar protein, topraklar azotsuz kaldı; beslenemiyor. İnsan da, toprak da, aç!
Dünya Baklagiller Üretimi
Baklagiller, dünya genelinde yaygın olarak üretilir. Ancak her ülke her cins baklagiller üretimi yapmaz. Genel olarak her ülke belirli cinsleri üretir. Dünyada en fazla fasulye Asya ve Amerika’da üretilir. Nohut üretiminde ise Asya, Amerika, Afrika öndedir. Mercimek üretimi daha çok Amerika ve Asya’da yapılır. En fazla bezelye üretimi, Amerika, Asya ve Avustralya’da, bakla üretimi ise Asya, Afrika ve Avrupa’da gerçekleştirilir. Türkiye’de en fazla fasulye üretilir.
Brezilya dünya fasulye üretiminde birinci, nohut üretiminde Hindistan, mercimek üretiminde Kanada başı çekiyor. Türkiye dünya nohut ve mercimek üretiminde 3. sırada yer alıyor.
2009 yılı Dünyada Önemli Baklagil Üreticileri
Ürün | Ülke | E. Alanı (1000 ha) | Üretim (1000 Ton) | Verim (Kg/da) |
Fasulye | Brezilya |
4.148 |
3.522 |
85 |
Myanmar |
2.350 |
2.500 |
106 |
|
Hindistan |
6.000 |
2.310 |
38 |
|
Çin |
954 |
1.543 |
161 |
|
Nohut | Hindistan |
7.500 |
6.540 |
87 |
Pakistan |
1.081 |
741 |
68 |
|
Türkiye |
455 |
562 |
124 |
|
Avustralya |
363 |
445 |
122 |
|
Mercimek | Kanada |
963 |
1.510 |
157 |
Hindistan |
1.310 |
810 |
62 |
|
Türkiye |
214 |
302 |
125 |
|
ABD |
165 |
265 |
161 |
Türkiye Baklagiller Üretimi
Türkiye’de 8 çeşit baklagiller üretimi var. Bunların içerisinde en fazla üretilenler ise nohut, kuru fasulye ve mercimektir.
Güneydoğu Anadolu, Orta Anadolu ve geçit bölgeleri ile Marmara Bölgesinin güneyi baklagiller üretiminin en yoğun olduğu bölgelerdir. Genel olarak; kırmızı mercimek Güneydoğu’da, yeşil mercimek, nohut ve kuru fasulye Orta Anadolu ve geçit bölgelerinde, bakla ve bezelye ise Ege ve Güney Marmara’da yetiştiriliyor.
Türkiye’de uygulanan tercihli politikalar sonucunda bakliyat ekimi sürekli biçimde azalıyor. Buna bağlı olarak baklagiller üretimi de düşüyor. Yıllara göre bakliyat üretimimiz aşağıdaki tablodaki gibi gerçekleşti.
YILLARA GÖRE BAKLİYAT ÜRETİMİ (Bin ton)
Yıllar |
Toplam |
Nohut |
Kuru Fasulye |
Kırmızı Mercimek |
Yeşil Mercimek |
2000 |
1.182 |
548 |
230 |
280 |
73 |
2001 |
1.328 |
535 |
225 |
460 |
60 |
2002 |
1.510 |
650 |
250 |
500 |
65 |
2003 |
1.437 |
600 |
250 |
485 |
55 |
2004 |
1.453 |
620 |
250 |
480 |
60 |
2005 |
1.433 |
600 |
210 |
520 |
50 |
2006 |
1.431 |
552 |
196 |
580 |
42 |
2007 |
1.265 |
505 |
154 |
508 |
27 |
2008 |
855 |
518 |
155 |
106 |
25 |
2009 |
1.101 |
563 |
181 |
275 |
27 |
2010 |
1.235 |
530 |
213 |
422 |
25 |
2011 |
1.132 |
488 |
201 |
380 |
26 |
20122013 |
1.191 1.118
|
518 506 |
200 195 |
410 395 |
28 22 |
Kaynak: TÜİK |
Türkiye, dünya fasulye üretiminde yüzde 1, nohut üretiminden yüzde 5, mercimek üretiminden yüzde 8 pay almaktadır.
Baklagiller ithalatı
Türkiye’nin iklimi ve coğrafi yapısı baklagiller üretmeye elverişlidir. Yirmi yıl önce dünyanın sayılı baklagiller ihracatçısıyken şimdi fasulye ithal eden bir ülke durumundadır. Kırgızistan’dan İspir fasulyesi, Arjantin’den horoz fasulye almaktadır.
Türkiye Kuru Fasulye ve Nohut İthalatı
Yıllar | Kuru Fasulye | Nohut | ||
Miktar (Ton) | Değer (1000$) | Miktar (Ton) | Değer (1000$) | |
2000 |
20.187 |
11.890 |
7.411 |
4.278 |
2001 |
32.980 |
17.986 |
14.396 |
6.151 |
2002 |
41.488 |
21.584 |
10.636 |
3.832 |
2003 |
6.365 |
3.238 |
41 |
23 |
2004 |
13.872 |
7.166 |
546 |
306 |
2005 |
37.687 |
22.295 |
646 |
358 |
2006 |
30.968 |
27.977 |
1.881 |
1.569 |
2007 |
36.968 |
38.442 |
5.178 |
4.362 |
2008 |
51.461 |
56.269 |
8.759 |
9.141 |
2009 |
53.649 |
56.378 |
4.403 |
4.177 |
2010 (9 aylık) |
23.831 |
25.257 |
6.143 |
6.000 |
Kaynak: İGEME, TUİK
Türkiye Mercimek İthalatı
Yıllar |
Yeşil Mercimek |
Kırmızı mercimek |
||
Miktar (ton) |
Değer (1000$) |
Miktar (ton) |
Değer (1000$) |
|
2003 |
16.792 |
8.071 |
35 |
14 |
2004 |
1.852 |
957 |
3.704 |
1.700 |
2005 |
8.004 |
3.972 |
56.276 |
25.189 |
2006 |
17.171 |
7.842 |
51.590 |
22.688 |
2007 |
19.756 |
11.603 |
11.222 |
6.861 |
2008 |
22.695 |
21.391 |
168.107 |
221.715 |
2009 |
16.967 |
16.164 |
124.501 |
117.298 |
2010 (9 Aylık) |
15.903 |
15.154 |
148.652 |
141.262 |
Kaynak: İGEME, TUİK
Bakliyatta Sorunlar
Gelir uçurumu derin olan, yoksulu bol ülkelerin beslenmesinde baklagiller yaygın kullanılır. Çağımızın vebası küresel ısınmayı soğutması ve tarım topraklarının kendini yeniden üretebilmesi için baklagiller ekimi aslında zorunludur. Fakat yoksulu bol, tarım toprakları vasfını hızla yitiren, kuraklığa koşar adım giden Türkiye, baklagiller üretimine gerekli önemi vermemektedir. Tarımın genel politikasızlığından tüketiciler, tarım toprakları ve baklagiller üreticisi çiftçiler olumsuz biçimde etkilenmektedir. Merkezi devletin baklagiller konusundaki vurdumduymazlığı ise sorunları sürekli büyütmektedir.
Geçmişte TMO bakliyat alımı yapıyordu. Kara günler için de stok da bulunduruyordu. TMO, 1990 sonrası baklagiller alımını azalttı, 1994’de tamamen durdurdu. Yönetenler baklagiller için TMO’nun işlevini görebilecek herhangi bir pazarlama enstrümanı geliştirmedi. Türkiye’nin baklagillere ilişkin bir pazarlama politikası yok. Bu nedenle baklagil üreticisi köylüler pazarlama sorunu yaşamaktadır. Ürettiği ürünü elinde kalan üretici, baklagiller ekim alanlarını, fiyat garantisi olan ve üretimi daha kolay olan diğer ürünlere kaydırdı. Baklagiller üretimini terk etti.
Birçok tarımsal üründe olduğu gibi baklagillerde de, etkin bir pazarlama ağı olmadığı gibi çiftçilerin bu konuda örgütlenmesi de yetersizdir.
Üretimde sürekliliğin devamı için en başta üreticinin gelirinin artırılması gerekir. Üretici ürettiği ürünün elinde kalmayacağını veya maliyetinin altında pazarlamayacağını bilmesi halinde o ürünü üretimine yönelir. Çiftçinin böylesi bir güvencesi yok.
Türkiye’de baklagillere ilişkin dünya piyasalarında fiyat düşüşleri yaşandığında veya ürün arzının fazla olduğu yıllarda üretici tüccarın insafına terk ediliyor. Bu gibi durumlarda çiftçi ürününü maliyetinin çok altında pazarlamak zorunda kalıyor. Fiyat düşüşlerini önleyecek kamuya ait bir müdahale kurumu da bulunmuyor. Yok.
Üretici Fiyatları (TL)
Tarih |
Nohut |
K.Fasulye |
K.Mercimek |
Y.Mercimek |
2007 |
1,00 |
1,30 |
0,75 |
1,10 |
2008 |
0,86 |
1,32 |
2,60 |
1,58 |
2009 |
1,20 |
1,50 |
1,75 |
1,46 |
2010 |
1,44 |
1,44 |
1,20 |
1,70 |
Kaynak: TZOB
İç piyasa fiyatlarını etkileyen en olumsuz durum düşük fiyatlı ithalat oluyor. DTÖ kararları çerçevesinde baklagiller ithalatında uygulanan gümrük vergilerinin üst sınırları belli. Bu sınırlar, dış piyasa fiyatları ile çiftçilerin rekabet edebilmesi için yeteri kadar yüksek değil. Özellikle ürün hasadı döneminde tarife dışı yapılan ithalat, üreticinin belini büküyor.
Herkes gibi çiftçiler de ürettiği üründen kâr ederse üretim yapar. Baklagiller üreticisi yeterince desteklenmediği için kazanamıyor. Kazanamadığı için üretmekten vazgeçiyor. AB ve baklagillerde söz sahibi diğer ülkeler çeşitli şekillerde baklagiller üreticisi çiftçilerini destekliyor. Türkiye’de baklagillere uygulanan destek çok az, yetersiz kalıyor.
Gelir seviyesi düşük kesimin protein ihtiyacının karşılanmasında baklagiller alternatiftir. Toprak iyileştirici özellikleri nedeniyle de önemli. Fakat baklagiller üretimine ve üreticisine gereken önem verilmiyor. Baklagiller üreten çiftçilerini destekleyen ülkeler baklagillerde ithalatçı değil, ihracatçı konumdalar. Türkiye’de TZOB verilerine göre, nohut, mercimek ve fasulyeye verilen pirim desteği, 2008 yılında 9 kr/kg, 2009-2010-2011-2012-2013 yıllarında 10 kr/kg’dır. Az, yetersiz.
Başka Ülkelerdeki Baklagiller Çiftçisine Yapılan Destek
Başta Avrupa Birliği (AB) olmak üzere ABD, Kanada ve Hindistan baklagiller üreticilerini güçlü biçimde destekliyor.
Avrupa Birliği (AB)
Baklagiller AB’de Ortak Piyasa Düzeni’ne (OPD) tabi olmayan ürün grupları içerisinde değerlendiriliyor. Tek ödeme sistemine geçiş sürecinde baklagilleri ilgilendiren destekler birkaç ayrı unsurdan oluşuyor. Baklagiller doğrudan gelir desteğine tabi ürün grupları arasında ‘protein bitkileri’ ve ‘tane baklagiller’ olarak iki kısımda ele alınıyor. İki gruba ayrı destek uygulanıyor.
Protein Bitkileri Primi: Bezelye, bakla ve acı bakla protein bitkileri prim desteğine tabii. Bu ürünlere hektar başına 2004–05 sezonu ve sonrası için 55,57 €/ha veriliyor. Ancak sınırlı. Bu kapsamda yardım verilebilecek olan maksimum alan olarak 1.600.000 ha’lık bir alan için garanti ediliyor. Ayrıca proteinli bitkilere 55,57 €/ha’a ek olarak, Tek Ödeme Sistemi’ne geçiş sürecinde de yani 2004/2005 pazarlama yılı ve sonrası için ‘Tarla Bitkileri’ desteği kapsamında, alan (arazi) desteği olarak 63 €/ha ilave destekleme yapılıyor.
Tane baklagiller yardımı: Bu yardım tek ödeme programına belirli bir dönem sonrasında geçmeye karar veren üye ülkelerde, mercimek, nohut ve burçak için veriliyor. Ekim yapılan ve ürünü hasat edilen alanlar için öngörülen ‘Arazi yardımı’ miktarı 181 €/ha oluyor.
Ayrıca baklagillerin havanın serbest azotunu toprağa kazandırmasıyla toprak özelliklerini iyileştirme ve güçlendirilmedeki rolleri gereği tek ödemeye ek olarak bu yönde başka desteklerin sağlanmasının mümkün olabileceği değerlendirmesi de AB’de yapılıyor.
Diğer Ülkeler
Baklagiller üreticisini destekleyen sadece AB değil. Başka ülkelerde var. AB’nin yanı sıra başka birçok ülke değişik programlar kapsamında baklagiller ürünleri yetiştiricilerine destek veriyor. Birkaç örnek vermek gerekirse, ABD doğal kaynakları koruma programı, fiyat düzenleme programı; Kanada tane baklagiller ve yağlı tohum yardım programı kapsamında baklagiller üreticisi olan çiftçilerini destekliyor. Hindistan da ithalatın azaltılması programı kapsamında karantina uygulamalarıyla kimyasal madde uygulanmış ürünlere (phosphine ve fumigant) sınırlama getirerek kendi üreticilerini destekliyor.
Baklagiller üreticisi çiftçilerini destekleyen ülkeler, şu an, dünya baklagil üretiminde ilk sıraları paylaşan ve söz sahibi olan ülkelerdir.
Baklagiller Üretimini Arttırmak İçin Ne Yapmalı?
Şuanda yaşadığımız yetersizlikten kaynaklı baklagillerdeki fiyat yükselmesinin üretimi arttırarak çözmek gibi köklü çözümlere yönelmek yerine gümrük duvarlarını indirerek çözmeye girişilmesi iç dinamikleri köreltmektedir. Sorunu üretimle değil ithalatla çözmeye kalkışmaktır. Gıda ve Tarım Bakanlığı ithalat ve ihracat trafiğini yönlendirme görevlisi değil, Türkiye tarımsal üretiminden ve gıdasından sorumlu olan bakanlıktır. Bakanlığın, üretimi arttırmayan, günü birlik palyatif çözümlerle halkı oyalayan, çiftçilere ve toprağa zarar veren, küresel ısınmayı destekleyen bir duruma hizmet etmektedir.
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (ÇİFTÇİ-SEN) olarak önerilerimiz:
Üreticilerin tekrardan baklagiller üretimine döndürülmesi için prim desteklemesi artırılmalı.
Hasat dönemlerinde kesinlikle baklagiller ithalatına izin verilmemelidir.
Tohum ıslahına önem verilmeli, yerel tohumlar geliştirilmeli ve desteklenmeli,
Hastalıklara dayanıklı, verimi yüksek olan yerel tohum çeşitleri geliştirilmelidir.
Üreticilerin pazarlamada söz sahibi olabilecekleri sendikal örgütleri için Meclis’te iç hukuk düzenlemesi yapılmalı,
Toprak verimliliğinin artırılması ve korunması yönünden önemli katkılar sağlayan baklagillerin ekim nöbetine alınması için merkezi devlet politikası oluşturulmalı ve uygulanmalı,
Baklagillerin ekim alanlarının genişletilmesi bakımından geçmişte uygulanan nadas alanlarda üretim uygulaması yeniden başlatılmalı ve desteklenmelidir.
Abdullah Aysu Çiftçi-Sen Genel Başkanı
Ali Bülent Erdem Çiftçi-Sen Genel Sekreteri