Çiftçi-Sen Dünya Süt Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yayınladı. Açıklamada hayvancılık ve süt üretiminin sorunlarına değinildi. Endüstriyel tarımın ve devletin yeni çıkardığı kanunların bu alandaki yarattığı tahribata değinildi.
Açıklama şöyle:
Bu gün, Dünya Süt Günü.
Meralar, doğal varlıklarımızdır. Sağlıklı, besin değeri bakımından en zengin hayvansal gıdalar meralarda elde edilir. Meraların korunup geliştirilmesi bu bakımdan önemlidir.
Yetiştirilecek hayvanın cinsini belirleyen meraların nevidir. Türkiye’nin meraları, yağış rejimi, jeopolojik (yaylak) durumu koyun yetiştiriciliğine uygun, sığır yetiştiriciliğine uygun değildir.
Köylerde yaşayan insanların çoğunluğu beş on koyun besleyerek, evinin katığını buradan karşılamakta, fazlasını satarak aile bütçesine bu yolla katkı koymaktadır. Küçük aile çiftçiliği bu sayede varlığını sürdürebilmektedir.
Meraların belirlediği hayvan cinsi, beslenme alışkanlıklarımızı ve kültürümüzü belirler, belirlemiştir de. Biz, genel olarak koyun eti tüketiriz. Sütü de, süt olarak tüketmeyiz. Sütü yoğurt, ayran, peynir ve tereyağına dönüştürdükten sonra onunla besleniriz. Çünkü koyunların laktasyon dönemleri kısadır. Ayrıca koyunlar yılın her ayında yavrulamazlar. Bu nedenle yılın her ayında koyun sütü bulunmaz. Sütün bulunmadığı dönemler için sütü, ayrana, yoğurda ve peynire dönüştürerek tüketimine öyle devam ederiz. Hayvansal gıda kültürümüz böyle şekillenmiştir.
Hükümet meraları yok etmek için Mera Kanunu çıkatmış ve meraların özelleştirilmelerinin veya farklı amaçlarla kullanılmasının önünü açmıştır. Son çıkarılan Büyük Şehir yasasıyla ise köyler ve köylere ait bütün mal varlıkları ortadan kaldırılmaktadır.
Avrupa’nın meraları, jeolojik yapısı, yağış rejimi sığır yetiştirmeye elverişlidir. Bilindiği gibi sığırların laktasyon dönemi koyunlara göre daha uzundur ve sığırlar yılın her ayında yavrulayabildiklerinden her daim süt bulmak mümkün olmaktadır. Bu nedenle Avrupalıların sütü, süt olarak tüketmeleri bizlerden fazladır. Ayran, yoğurt ve peynir tüketimi ise bizlerden daha azdır.
Türkiye hayvancılık sektöründe verilen desteklerin aslan payı sığırcılığa verilmektedir. Bu nedenledir ki, AKP Hükümeti öncesinde 50 baş ve üzeri olan işletme sayısı 1500 iken, şimdilerde 15 bini aşmıştır. Sığır sayısının yüzde 11’i kültür ırkı iken yüzde 42’si kültür ırkına dönüşmüştür. Kültür ırkları ağırlıklı olarak meralardan çok kapalı alanlarda bakılmakta ve fenni yem ile beslenmektedir.
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu olarak; bu değişimle,
· Beslenme kültürümüzün koyunculuktan sığırcılığa, özgür mera hayvancılığından kapalı alan hayvancılığına,
· İnsanlar ile birlikte hayvanların beslenme kültürünün dönüşeceği, hayvansal gıdaların sağlıklılığı sürekli bir tartışma konusu olacağı, hayvansal gıdaların besin değeri bakımdan fakirleşeceğini, küçük aile çiftçiliğinin kimyasala dayalı endüstriyel çiftçiliğe dönüşeceğini,
Dünya Süt Günü vesilesiyle sizlerle paylaşmak istedik.
Abdullah AYSU, Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu, Genel Başkanı
Ali Bülent ERDEM, Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu,Genel Sekreteri