Çiftçi-Sen “okul sütü” tartışmalarına ilişkin görüşlerini içeren bir basın açıklaması yayınladı. Açıklamada sorunun çözümü için “Şirketler yerine doğru döngülerle hayvan yetiştiren üreticilerden oluşturulacak olan kooperatiflerden sütün teminini sağlayacak bir yapının oluşturulması çocuklara sağlıklı süt içirilmesini sağlamanın yanında hayvan yetiştiricilerin örgütlenmelerini ve refah düzeylerinin artmasını sağlayabilir” önerisinde bulunuldu. Açıklama Şöyle:
AFİYET OLSUN!
“Okul Sütü Akıl Küpü” programı için 81 ilde, 32.500 okulda, 7.2 milyon öğrenciye süt dağıtıldı. İlk gün 17 ilde yaklaşık 2000 civarında öğrenci hastanelik oldu.
Hastanelik olan öğrencilerle ilgili olarak:
Milli Eğitim Bakanlığı;”Zehirlenme yok, süte karşı hassasiyet olabilir”,
Başbakan Yardımcısı; “Ya süt ilk kez içildiği ya da aşırı dozda içildiği için olabilir”,
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı; “zehirlenme değil, laktoz alerjisi”,
Bir Vali; “Çoğu vaka psikolojik”,
Bir Vali; “Sütün bozuk olduğu tespit edildi”,
Bir Vali; “Zehirlenme değil süt biraz bozuk olabilir”,
Bir Vali; “Süt ürünleri hassasiyeti olabilir”,
Süt Üreticileri; “alerjik olabilir”,
Tabip Odası; “zehirlenme” dedi.
Daha sonra da Başbakanın da katıldığı tartışmalar devam etmektedir ve edecektir.
Çiftçi-SEN olarak; yaşanılan vakanın psikolojik nedenle mi, bozuk sütten mi kaynaklandığını tartışmayacağız. Okul sütü projesi doğru fakat uygulaması yanlıştır diyoruz. Çünkü böyle bir uygulamanın amacının çocuklara sağlıklı süt içirmek ve süt üreticilerinin desteklenmesi olması gerektiğini düşünüyoruz.
Öncelikle, öğrencilere verilen sütün elde edilmesi süreci yanlıştır. Ot, geviş getiren hayvanların doğal yiyeceğidir. Meradaki ot, hayvanlara bu olanağı sunarken, hayvanlar da çimen ve otun tohumunu meraya her yıl serper, toynakları ile tohumu eker ve dışkılarıyla ota ihtiyacı olan gübreyi verirler. Bu üretim tarzında hayvanlar kendi yiyeceklerini kendileri doğadan doğal yollarla sağlarlar. Bu doğru döngüden elde edilen ürünler besin bakımından zengin ve sağlıklıdır.
Doğal döngü uygulanan yanlış hayvancılık politikalar sonucu bozulmaktadır. Hayvanlar meralardan koparılmakta, ot ile değil hububat ve GDO’lu yemlerle beslenmekte ayrıca kullanılan yemler vitamin ve antibiyotikle desteklenmektedir. Doğal beslenmeyen hayvanlardan elde edilen ürünlerin sağlıklı olup olmadığı her zaman tartışma konusu olmuştur ve olacaktır.
Tarımın şirketleştirilmesi sonucu gıdaların üretiminin nasıl yapıldığı tüketiciler tarafından giderek bilinemez hale gelmekte ve bu durum kaygıları ve endişeleri artırmaktadır. Bu projede de sütün temini şirketlere verilmiştir.
Türkiye’ye ithali serbest bırakılan GDO’lu mısır ve soyanın hayvanlara yedirildiği bir gerçektir. Bu hayvanlardan elde edilmiş sütlerin alerjik etkisi başta olmak üzere araştırılması için bir bilimsel kurul bile oluşturulmamıştır.
Şirketler yerine doğru döngülerle hayvan yetiştiren üreticilerden oluşturulacak olan kooperatiflerden sütün teminini sağlayacak bir yapının oluşturulması çocuklara sağlıklı süt içirilmesini sağlamanın yanında hayvan yetiştiricilerin örgütlenmelerini ve refah düzeylerinin artmasını sağlayabilir.
Aksi taktirde doğru olan bu projenin yanlış uygulanması nedeniyle geçmişte Amerika “patentli” süttozunun okullarda içirilmesiyle yıllar sonra bile kafalarda bıraktığı soru işaretleri bu projede de hep olacaktır.
Abdullah Aysu – Çiftçi-Sen Genel Başkanı
Ali Bülent Erdem – Çiftçi-Sen Genel Sekreteri