Aydın Çine’de tapuları iptal edilen köylüler Aydın İl Özel İdaresi önündeydi. Özel idareyle görüşmek isteyen köylüleri polis içeri almayınca İl Genel Meclisi üyeleri ile İl Genel Meclisi Başkanı Hayri Güleç dışarı çıkarak köylülerle görüştü.
Aydın’ın Çine ilçesine bağlı Kahraman, Karakollar, Yolboyu, Çaltı, Evciler, Yağcılar ve Kuruköyden 800 kişinin tapusu hazinenin açtığı davalar sonucu mahkemenin kararıyla iptal edilmişti. Köylüler evlerini vermeyeceklerini söyleyerek mücadele kararı almış ve platform oluşturmuştu. Çine Tapu Mağduru Köylüler Platformunun aldığı kararla 7 Şubatta Çineli köylüler ve platformun kadın komisyonuyla birlikte 100’e yakın köylü Aydın İl Özel İdaresi ile görüşmeye gitti. Polisin köylüleri içeri almaması üzerine bu tapuları 1988-1991 yıllarında İl Özel İdaresinin kendilerine sattığını, şimdi ise bu yerlerin tapularının iptal edildiğini, İl Özel İdaresinin de bu soruna müdahil olması gerektiğini söyleyen köylülerle görüşmek üzere İl Genel Meclisi üyeleri ile İl Genel Meclisi Başkanı Hayri Güleç, dışarı çıktı ve köylülerin sorularını cevapladı.
YASA ÇIKARILMASI GEREKİYOR
Yaşanan sorundan haberinin olmadığını, ama bu andan itibaren İl Özel İdaresi olarak yapabilecekleri ne varsa onu yapacaklarını söyleyen Hayri Güleç, “Siyasetçilerin öyle yapacağız, böyle yapacağız demelerine inanmayın. Bu yerlerin mera komisyonunca mera vasfının kaldırılarak çıkan masraflar affedilerek sizlerin adına kaydedilmesi gerekiyor. Bunun için de meclisin yasa ya da KHK çıkarması gerekiyor. Bu durumu valiye ileteceğim. Önümüzdeki hafta temsilcilerinizle birlikte gelip valiyle görüşün. Bizim il özel idaresi olarak yapabileceğimiz hiç bir şey yok, bu hukuk davasına dönüşmüş. Birlikte olup hakkınızı aramanız bu sorunun daha erken çözülmesini sağlar, hakkınızı aramaya devam edin. Hiç bir yere sarkmadan hukuk çerçevesinde hakkınızı arayın” dedi.
İL ÖZEL İDARESİNDEN SÖZ ALDILAR
Bunun üzerine Platform Sözcüsü Ahmet Uslu’nun “Biz size yasa çıkarın diye gelmedik. Bu yerleri siz satmışsınız İl Özel İdaresi olarak, onun için geldik” demesi üzerine Güleç, o dönemde satışı gerçekleştiren arkadaşlarının kötü niyetli olmadığını savunarak “İl Özel İdaresi kendisinin olmayan yerleri satmış, hata yapılmış, devlet hata yapmış, olabilir. Ekonomik zararın giderilmesi anlamında tapuları alırken bize ödediğiniz parayı veririz” demesi üzerine köylüler hep bir ağızdan “Biz para istemiyoruz. Biz tapumuzu istiyoruz” şeklinde karşılık verdiler. Bunun üzerine Güleç, “Bizler yerel yöneticiler, parti mensupları, yarından itibaren ne yapmamız gerekiyorsa onu yapacağız. Biz İl Özel İdaresi olarak bunun sözünü veriyoruz” dedi.
Bunun üzerine gerekirse Ankara’ya kadar gideceklerini söyleyen köylüler, “Ölmek var dönmek yok”, “Direne direne kazanacağız”,”Yok kimseyle işimiz, evimiz bizim derdimiz” sloganlarını atarak araçlarına kadar yürüdü.
GEREKİRSE ANKARA’YA GİDERİZ
Kadın komisyonundan Hatice May, “Böbrek hastası bir kızım var, gelirim yok, ben zaten zor durumdayım. Ben daha devletten yardım isterken kızım için, o daha da benim evimi alıyor. Biz ne yaparız nereye gideriz. Ama evlerimizi vermeyeceğiz, gerekirse Ankara’ya kadar gideceğiz. Benim alın terim evim. Alın terime kimse dokunamaz. Kadınlar olarak biz de mücadele edeceğiz” dedi.
Kahraman köyünden Fatma Kızılkaya, 70 yaşında hâlâ yevmiyeyle çalıştığını ve karnını doyurduğunu söyleyerek, “Bu yaşımdan sonra nereye gideyim devlet bana söylesin” dedi. Kadın Komisyonu Kahraman Köyü Temsilcisi Bedia Karadana Avrupa’da bir ağaç kesmenin bile cezasının çok büyük olduğunu dile getirerek, “Türkiye’de ise ormanlarımızı yok ediyorlar yandaşlarına satıyorlar. Ama mera olmayan yerlerimizin tapusunu iptal edip bir de bize ceza kesip mağdur ediyorlar. Bu nasıl hak, bu nasıl adalet?” şeklinde konuştu.
‘BEN TAŞ MI YİYECEĞİM’
Şadiye Karadana da emekli maaşıyla geçindiğini, tansiyon ve şeker hastası olduğu için işe gidemediğini belirterek devletin kendisini bu haliyle mağdur ettiğini söyleyerek “Tapumuzu bize önce sattı sonra iptal etti, böyle devlet olur mu bu ne biçim devlet. Gitsinler bakanların, başbakanın evini alsınlar bakalım. Evlerini verirler mi? Biz onların evlerini devlet arazisi üzerine kaçak olarak yaptıklarını duyuyoruz” dedi.
İbrahim Kızıltan da devlete seslenerek, “Ben taş mı yiyeceğim. Bundan sonra nereye gideceğim, yaşım 70, bizi mağdur etmesinler” diyerek yetkilileri vicdana davet ettiğini söyledi.
‘SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİM’
Eylem sonrası gazetemize konuşan köylüler tapularını almakta kararlı olduklarını vurgulayarak bunun için ne gerekiyorsa yapacaklarını ifade ettiler. Karakollar köyünden Kübra Arslan evlerini büyük emek sarf ederek yaptıklarını belirterek, “Bizler tapumuzu istiyoruz. Madem tapularımız iptal edilecekti neden bize sattılar. Bu evi almak için 40-50 yıllık birikimimi verdim tapularımızı geri almak için sonuna kadar mücadele edeceğim” dedi. Yine aynı köyden Hazbiye Kulkaya, çok düşük maaşla 345 TL ile geçindiğini, çocuklarını okuttuğu için çok zor şartlarda geçindiğini belirterek, “Tapuların iptal edilmesi yetmiyormuş gibi bir de mahkeme masraflarını bize yüklediler, üç kuruş maaşıma haciz koydular, bizi ölüme terk ettiler. Ben bundan sonra taş mı yiyeceğim? Bu hatayı yaptıkları gibi düzeltsinler” diye konuştu.
Kaynak : Evrensel – 9 Şubat 2012