Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) gündemimizi meşgul etmeye devam ediyor. Hem de Dünya Sağlık Haftası’nı kutladığımız şu günlerde. GDO’lu ürünlerin insan, hayvan ve çevre sağlığına zararları bilim insanları tarafından dile getirilse de yaşadıklarımız biyoteknolojinin büyüsüne kapılanlar olduğunu gösteriyor. Basından, Mersin Limanı’ndan sokulmak istenen, ancak el konulan 23 bin ton GDO’lu çeltik ve sahiplerinin gözaltına alınması olaylarını izliyoruz.
Konuyu basında çıkan ve yetkililerin yaptıkları açıklamalardan hareket
ederek açıklık getirmek istiyorum.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, “…Dünya’da GDO’lu pirinç üretilmediğini ve bulaşmanın, pirincin taşındığı gemiden olabileceğini…” belirtmiş. GDO’lu çeltiğin başta Çin olmak üzere Asya ülkelerinde yetiştirildiğini bilimsel çalışmalardan biliyoruz. Çeltiğin genleri laboratuvar ortamında değiştirilmiştir. Yapılan uygulamalarla canlıların genetik bilgilerini taşıyan DNA moleküllerine müdahale edilerek, yeni bir tür elde edilmektedir. GDO’lu ürünler bu müdahale sonunda ortaya çıkmaktadır. Kısacası bulaşma gemide değil laboratuvarda olmuştur.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada ise; “bugüne kadar pirinçte GDO’ya rastlanmamıştır. Ele geçirilen çeltiğin analizlerinde GDO tespit edilmiş ama bugüne kadar dünyada hiçbir şekilde ticarete konu olmuş GDO’lu çeltik üretimi yapılmamıştır.”denmiştir. Demek ki GDO’lu çeltiği ilk kez bizimle ticarete konu yapmışlar… Ayrıca bu açıklamadan şunu anlıyoruz; kabuğu ayıklanmamış pirinç yani çeltik GDO’lu iken pirinçler değildir. Ancak ülkemizde çeltik ithalatı artmaktadır. Çeltiğin 2006 yılında ithalat kotası kaldırılmış ve gümrük vergisi de yüzde 45’i geçmeyecek şekilde düzenlenmiştir. Çeltik ithal edilip, pirince işlenip çeşitli ülkelere ihracat yapılmaktadır.
Diğer açıklamada Ulusal Baklagil Konseyi (UBK) Başkanı Mahmut Arslan’dan gelmiştir. Yapılan açıklamada;“ Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamanın aynısının yanı sıra söz konusu olayda çeltik kabuğuna 10 binde 4 oranında GDO bulaşması olduğunu ve AB ülkelerinde binde 9’luk oranla ithalata izin verilirken, ülkemizde mevzuat gereği bulaşma oranının sıfır olmasının beklendiği” belirtilmiştir. Sayın Arslan 2011 yılında UBK Başkanı seçildikten sonra Tarım Bakanı’nı ziyaret etmiş ve görüşme sonunda “ilk defa kamu ve özel sektörün yeni politikalara bakış açılarında büyük paralellikler ve örtüşmeler sağlandığını” ifade etmiştir. Yaşadığımız olaylardan durumun zaten bunun böyle olduğunu anlıyoruz. Çeltik tahıl grubu ürün olmasına rağmen UBK Başkanının açıklama yapmasını önce gariplikle karşılamıştım ama araştırınca anladım ki GDO’lu çeltiklerin sahipleri UBK’nın Yönetim Kurulu’nun asil üyeleriymiş… Şirketlerden bir tanesi 2012’de Türkiye’nin “ilk 500 sanayi kuruluşu” dalında ödül almış, ayrıca organik tarım faaliyetlerin de de bulunmaktadır.
Gündemimize düşen bu konuda taşların pirinçten çok olduğunu görüyoruz. GDO’lu ürünler ve ticareti konusunda, en başta insan sağlığı üzerindeki risklerini göz önünde bulundurmalı, biyoçeşililiğin korunması ve sürdürülebilir kullanımına olumsuz etkilerini düşünmeliyiz. Çeltik konusunda ise üreticilerimizi korumaya yönelik önlemleri alarak pirincin içindeki taşları temizlememiz gerekiyor.