Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) yolundaki en büyük destekçilerinden olan Avrupa Parlamentosu’nun ‘Yeşiller’ grubu İstanbul’a adeta çıkarma yaptı. AB Başmüzakerecisi Devlet Bakanı Egemen Bağış’ın öncülüğünde düzenlenen ‘Avrupa’daki Türkiye’ başlıklı toplantı çerçevesinde hem AB sürecini hem de tartışmalı HES projelerini masaya yatıran Yeşiller, aslında tam anlamıyla son dönemde AB üyeliği konusunda şevki kırılmış Türkiye’nin ‘nabzını’ tuttu.
Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu Eşbaşkanı Daniel Cohn-Bendit ile toplantının ardından Türkiye’nin son günlerde çevrecilerle hükümeti karşı karşıya getiren hidroelektrik santrallara (HES) bakışını konuştuk. Bendit’in Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önceki gün yaptığı konuşmada “Taksim’deki saldırılarla HES’i protesto edenleri aynı kefede değerlendirmesine” ilişkin yorumu “Terör tamamen başka bir şeydir. Tartışma ile terörü aynı kefede değerlendiremezsiniz. Erdoğan’ın yaklaşımı yanlış” oldu.
Biz HES’e karşıyız
Erdoğan’ın “Kendisi Türkiye’nin geleceği için en iyi çözümü üretiyorken, kendisi gibi düşünmeyen karşıtlarının hepsini Türkiye’nin geleceğini karartmaya çalışanlar olarak değerlendirdiğini” söyleyen Bendit, “Bu çok çocukça bir tavır, siyasetin çocukça basitleştirilmesidir” dedi.
Yeşiller olarak “Biz HES’lere karşıyız. Hükümetin HES programı konusunda kaygılarımız var ve görüşmelerimiz tartışmalarımız devam ediyor. CHP de iktidar olsaydı aynı şeyi yapardık” diyen Bendit şöyle devam etti: “Türkiye’nin güneş, rüzgâr ve su gücü var. Türkiye için bu alternatif enerji türlerinin bir karışımı uygulanabilir. Bu Türkiye’nin gerçek geleceğidir. Alternatif enerji meseleleri yeterince tartışılmadan HES projelerine ağırlık verildi.”
Bendith, doğal sit alanı ilan etme yetkisini Çevre Bakanlığı’na verilmesine ilişkin yeni yasa tasarısını da şu sözlerle eleştirdi: “Bu çok tehlikeli bir tavır. Doğal SİT alanı, doğal SİT alanıdır. Eğer bunu görmezden gelirseniz, sanayiye bu doğal alanları talan etme hakkı verirsiniz. Hükümet çok tehlikeli bir oyun oynuyor. Bunun AB’ye uyum süreciyle hiçbir alakası yok, doğru değil. AB’ye uyum sürecinde böyle bir talep yok.”
Kaynak : Radikal – 2 Kasım 2010