DİSK, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC)’nun Türkiye’deki sendikal hak ihlallerine ilişkin hazırladığı rapora dikkat çekerek, Hükümetin ‘uluslararası sözleşmeleri uygulamasını istedi.
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) İsviçre’nin Cenevre kentinde devam eden ve Türkiye’nin gündeme alındığı Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Ticaret Politikaları Gözden Geçirme Konseyi toplantısına sunduğu rapora ek olarak Türkiye hükümetine ve DTÖ’ye yönelik bir dizi öneri sundu.
151 ülkeden 175 milyon işçiyi temsil eden Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) 21 maddede sıraladığı önerilerinde Türkiye’yi imzaladığı uluslararası sözleşmelerin gereklerini yerine getirmeye davet etti.
ITUC Genel Sekreteri Sharan Burrow yaptığı açıklamada “Türkiye’nin işçi hakları sicilinin kabarık olduğunu ve gerek hükümet gerekse işverenler tarafından yapılan sendikal hak ihlallerinin artarak sürdüğünü” ifade etti.
DİSK: ADALETSİZLİK EKEN SEFALET BİÇER!
DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye’deki sendikal hak ihlalleri ve çalışma koşullarının kötülüğü artık bütün dünyanın malumudur. Türkiye hükümeti DTÖ toplantılarında büyüme oranlarından ve dış ticaret rakamlarından bahsederken açlık sınırının altında yaşayan işçileri unutmaktadır. Adaletsizlik eken sefalet biçer. İşçilerin haklarını gasp ederek, alınterinin hakkını vermeden sağlanan hiçbir ekonomik gelişmenin Türkiye’ye faydası olmaz. Hükümet bir avuç şirketin değil insanca yaşam talep eden milyonlarca işçinin sesine kulak vermelidir. Raporda altı çizilen sorunlar vakit kaybetmeden çözülmeli ve sendika yasaları kayıtsız şartsız bir şekilde ILO Sözleşmeleri’ne uygun hale getirilmelidir.”
ITUC’UN SUNDUĞU TÜRKİYE RAPORU
ITUC tarafından Türkiye ile ilgili olarak sunulan 21 maddelik öneriler şunlar:
1. Hükümet, sendika yasası taslağını, ILO uzmanlar komitesi önerileriyle uyumlu biçimde; grev hakkı üzerindeki kısıtlamaların ve örgütlerin mali hesapları üzerindeki denetimin kaldırılması, izinsiz ama barışçıl grevlere katıldıkları için işçilerin hapis cezası almalarına son verilmesi, temsilcilerin seçimi sürecindeki gereksiz kısıtlamaların ve şartların kaldırılması, grev gözcülüğü üzerindeki sınırlamaların kaldırılması gibi değişiklikleri içerecek biçimde gözden geçirmeli ve yürürlüğe koymalıdır.
2. Sendika kurma ve seçilmiş bir sendika yöneticisi olma hakkı eşit bir biçimde bütün işçilere tanınmalıdır.
3. Devlet adına yetki kullanmayan ve kelimenin tam anlamıyla temel hizmetlerde görev almayan kamu çalışanlarına sendikalı olma ve toplu pazarlık hakkı tanınmalıdır. “Temel hizmetler”, 87 No’lu ILO Sözleşmesi’nde tanımlandığı gibi, “kesintiye uğratıldığında hayatı, kişisel güvenliği ve toplumun tamamının veya bir kısmının sağlığını tehlikeye atacak işler” olarak tekrar tanımlanmalıdır. Kamu sektörü çalışanlarına toplu pazarlık haklarının tamamı verilmelidir. Müzakereler sadece mali konularla sınırlandırılmamalı, istihdam koşulları gibi diğer meseleleri de kapsamalıdır.
4. Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nda yer alan (PETU) sendikaların işleyişine ve faaliyetlerine müdahale edilebileceğine dair maddeler kaldırılmalıdır.
5. İstihdamın yasal tanımı serbest çalışanları, ev işçilerini ve çırakları da kapsayacak şekilde detaylandırılmalıdır.
6. Tarım, ormancılık, sivil havacılık ve diğer sektörleri düzenleyen özel yasalar, bütün işçilere eşit hak ve güvence sağlamak üzere yeniden düzenlenmelidir. Özel yasalarda yapılacak iyileştirmelerle tarım sektöründe ve diğer sektörlerde çalışan çocukların daha çok korunması gerekmektedir.
7. Sendikaların toplu sözleşme yapma yetkisi kazanmak için bir işyerinde çalışan işçilerin yarısından bir fazlasını ve ulusal düzeyde aynı sektörde çalışan işçilerin %10’unu temsil etmeleri şartı kaldırılmalıdır. Çalışma yaşamına ilişkin meselelerin ve çatışmaların çözülebilmesi için hükümet, temel kurumlar olarak sendikaların özgür bir biçimde toplu pazarlık yapmalarını sağlamalı ve geliştirmelidir.
8. Bakanlar Kurulu’nun ortaya çıkan bir iş uyuşmazlığını, kamu sağlığı veya ulusal güvenlik nedenlerini ileri sürerek zorunlu hakeme götürme yetkisi ve herhangi bir grevi 60 gün süreyle erteleme yetkisi kaldırılmalıdır.
9. Yasal bir grev çağrısı yapılabilmesi için gereken, neredeyse üç ay gibi uzun bir süre önemli oranda düşürülmelidir. İzinsiz bir greve katılma nedeniyle hapis cezası da dâhil herhangi bir ceza verilmemelidir. Grev hakkı, toplu sözleşmelere uyulmadığında da tanınmalıdır.
10. Mahkemeler, sendikalara karşı var olan hukuki tacize bir son vermeli ve sendikacılar terör yasalarıyla ve gizlilik şartları altında yargılanmamalıdır. Siyasi olsun veya olmasın, düşüncelerini açıkladıkları için veya sendikal faaliyetlerde bulundukları için şu anda hapiste olan bütün sendika üyeleri ve siyasi aktivistler hükümet tarafından serbest bırakılmalıdır.
11. Hükümet, barışçıl gösterilere karşı şiddet kullanmamalı ve bu gösterilere katılan kişileri tutuklayıp gözaltına almamalıdır.
12. Yasalar, anti-sendikalist ayrımcılığa karşı daha sert cezalar getirmeli, iş müfettişleri ve mahkemeleri bunları sıkı bir şekilde uygulamalıdır. Anti-sendikalist ve sendikayı işyerinden uzaklaştıracak faaliyetlerde bulunan işverenlerin cezalandırılması için yetkililer acilen önlem almalılardır. Kendi kontrolü altında sendika kuran işverenler takip edilmeli ve soruşturulmalıdır.
13. Çalışma idarecileri, kamu sektöründe kadın ve erkek arasında eşitliğin garanti edilmesi için yasaların uygulanmasını sağlamalı. Ayrıca kadınların istedikleri görevlerde çalışmalarının önündeki engellerin kaldırılması gerekmektedir.
14. Hükümet, kadınların işgücüne katılımını artırmalıdır. Kadınların yüksek beceri isteyen ve yüksek ücretli işlere ulaşabilmesini sağlamalıdır. Ücret uçurumunu kapatmak için önleyici politikalar geliştirmelidir. İş müfettişleri, cinsiyet ayrımcılığı ihlallerine dair sistematik bir sınıflandırma yapmalıdır.
15. Engelli insanların ve iş yaşamında ayrımcılıkla yüz yüze gelen diğer grupların güçlendirilmesi için eğitim gibi önlemler alınmalıdır.
16. İş ve Ceza Yasaları, işyerinde cinsel tacizin yasal tanımını barındırmalıdır.
17. Zorunlu eğitim 15 yaşına kadar olan çocukları kapsamalıdır.
18. Hükümet, başta çocukların kimyasal ilaçlar kullanmak ve ağır yükler taşımak gibi işler yaptığı pamuk, tütün ve fındık fabrikalarında olmak üzere tarım sektöründe iş teftişini üstlenmelidir. Ayrıca sokakta yaşayan çocuklar için de acil önlemlerin alınması gerekmektedir.
19. İnsan kaçakçılığına yönelik özel bir yasa hazırlanmalı ve yürürlüğe koyulmalıdır. Yetkililer, insan kaçakçılığı suçuna ortak olan yasa uygulayıcılarını araştırmak, soruşturmak ve mahkûm etmek için daha fazla çaba göstermelidir. Hükümet, insan kaçakçılığı mağdurları için yasal, psikolojik, tıbbi ve gereken tüm desteği sağlamalı ve mağdurların sığınması için daha fazla kaynak aktarmalıdır.
20. Hükümet; sendikal hakların ihlal edilmesi, ayrımcılık, çocuk işçiler, zorla çalıştırma ve insan kaçakçılığı ile ilgili yasalar da dâhil, yasaların uygulanması ve takip edilebilmesi için hukuki kapasitesini geliştirmelidir ve bu gibi suçları işleyenleri cezalandırmaya başlamalıdır.
21. WTO, Singapur ve Doha Bakanlar Konferansı’nda alınan ve temel çalışma standartlarını gözeten ilkelere Türkiye Devleti yetkililerinin dikkatini çekmelidir. Bu alanlarda ILO, hükümet ile işbirliğini güçlendirmeli ve bir sonraki ticaret politikaları araştırması için WTO Genel Konseyi’ne bir rapor sunmalıdır.
Kaynak : emekdünyuası – 24 Şubat 2012