Çeviri:Yetkin Borlu
18 Mart 2009, Çarşamba
Aşırı endistüriyelleşme ve kapitalist aşırı üretim her gün daha fazla su kaynağı sömürüsü talep ederken su kaynaklarına ulaşım büyük bir siyasi çatışma kaynağı haline geldi. Devletler, çokuluslu şirketler ve özel çıkar grupları, su kaynaklarını metalaştırmak ve ticarileştirmek, ve içkin (potansiyel) karlarını en üst düzeye çıkarmak için Dünya Su :Konseyi’ni (WWC) kurdular. Bilindiği üzere, Dünya Su Konseyi, çokuluslu şirketlerin sponsorluğunu yaptığı ve desteklediği hükümetlerarası bir kuruluş. Halihazırda Konsey’de baskın olanlar Dünya Bankası ve su tekelleridir, ve Konsey suyun akışını belirleyenin kar mantığı olmasını sağlamak için çabalıyor.
Şu anda Türkiye’de nehileri, gölleri ve göletleri şirketlere verecek bir yasama hazırlanmaktadır. Başka bir deyişle, su kaynakları, şu ana kadar yalnızca su dağıtımı hizmetini gerçekleştiren şirketlere aktarılacak. Bu suyun özelleştirilmesinde yeni bir aşamadır. Bu yüzden Türkiye’de vuku bulacak 5. Dünya Su Forumu hayati derecede önemlidir ve su şirketlerinin bu hamlesi acilen durdurulmalıdır.
Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası suyu bir haktan çok bir ihtiyaç olarak görüyor. Bu çok önemli bir ayrımdır. Su, “hak” olmaktan ziyade “ihtiyaç” olarak tanımlandığı zaman, onu metalaştırmak ve ticaretin bir nesnesi haline getirmek olağan hale gelir. Küresel su siyasetlerinin ikinci bir boyutu da küresel su yönetiminde arz yönetiminden çok, talep yönetimi amaçlanmaktadır. Başka bir deyişle, içme suyunun, yerel suyun ve sulama suyunun yönetiminin özelleştirilmesi tartışmaya açılmaktadır.
Sosyal yaşamın ayrılmaz bir parçası olan su, bir kişinin ve, kapitalist devletler de dahil olmak üzere, bir kurumun mülkiyetine bırakılamaz. Suyun, insanın da bir parçası olduğu doğaya ait olduğu tanınmalıdır. Bu yüzden biz, suyun hayvanlar, bitkiler ve halklar tarafından nasıl ve hangi şartlar altında kullanılması gerektiğinin, suyun sermaye birikimi için kullanılabileceğini iddia eden seçilmemiş bürokratların ve/veya özel çıkar sahiplerinin değil, yalnızca, suyun bütün yaşayan organizmaların yaşamda kalması için temel şart olduğunu kabul edenlerin belirlenmesini talep ediyoruz.
Bu amaçla, Dünya Su Forumu’na karşı mücadele etmek için, Via Campesina üyesi olan Türkiye Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (Çiftçi-Sen), suya erişim hakkını savunan 100 sosyal muhalefet gücüyle birlikte Suyun Özelleştirilmesine Hayır adında bir platform oluşturdu. Şirket çıkarlarının üstesinden gelebilmek ve halkların bu konudaki duruşunu göstermek amacıyla, 15 Mart’ta İstanbul’da, Dünya Su Forumu’nu protesto eden toplu bir manifesto düzenlemek için kollektif olarak çalışıyoruz. Manifesto’yu, gösterilerden konuşmalara, atölyelere, ve panellere kadar uzanan, bir hafta süreli ve WWC’yi gölgelemeyi amaçlayan etkinlikler izleyecek.
* Bu yazı La Via Campesina sitesinden Ekin Borlu tarafından karasaban.net için çevrilmiştir.
http://www.viacampesina.org/main_en/index.php?option=com_content&task=view&id=689&Itemid=1