Bugün Dünya Su Günü. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından FAO, UNDP, UNECE, UNICEF, UNESCO, BM-Habitat, WHO gibi kuruluşlarla birlikte ilan edilen bir gün.
22 Mart Dünya Su Günü 1993’ten beri kutlanıyor. Her yıl suyla ilgili belirli bir konuya dikkat çekmek amaçlanıyor. Bu yılki konu “su kalitesi ve yönetimi”.
Anlaşılacağı üzere konu uluslararası tekellerin talepleriyle bunları kabul etmek istemeyenlerin taleplerini “uzlaştırmak” gibi bir yaklaşımla ele alınıyor.
Dünya petrol tekellerinin (Standart Oil, Shell vs) bugünkü toplam geliri, dünya su tekellerinin (Danone, Nestle vs) geliri ile hemen hemen eşitlenmiş halde. Şu an dünyadaki suyun yalnızca %5’i su tekellerinin denetiminde. Yani “pasta” büyük. Sürecin başlaması için öncelikle suyun ticarileşmesi sonra da özelleştirilmesi gerekli. Bütün bunlar için ise öncelikle bir “su sorunu” tanımı gerekiyor. “Bana amacını söyle, sana tanımını söyleyeyim” mantığıyla, ticarileştirme yanlıları “su yönetimi” türünden ne anlama geldiğini yalnızca kendilerinin bildiği bir takım kavramlar icad ediyorlar. Bunun sonucunda da “suyun doğru yönetimi” için tek yolun ticarileştirilmesi olduğu ifade ediliyor.
Geçen yıl İstanbul’da “Dünya Su Forumu”nu toplayan uluslarasası tekellere karşı Kadıköy’de toplanan, içlerinde Çiftçi-Sen’in de bulunduğu “Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu”, forumda alınan kararlara şiddetle karşı çıkmış, uluslarararı tekellerin ellerini sudan çekmelerini istemişti.
Bu yılki Dünya Su Günü’nde UNEP “Suyun ticarileştirilmesi”, “özelleştirilmesi” gibi temel sorunlara hiç değinmiyor elbette.
Yine de bu vesileyle suyun bütün canlıların ortak parçası, hayatın kendisi olduğunu bir kez daha vurgulamayı anlamlı buluyoruz.