Neredeyse 20 yıl oldu Ekvador’a ilk gidişim. Bambu evler yapıyorduk. İki kolum genişliğinde bambu ağaçları evlerin karkası oluyordu. Daha inceleri odaları bölüyordu ya da sınıfları. Yağmur ormanlarıydı. Bir gün Dünya’nın sıfır noktasına gittik, Ekvador çizgisine. İnkalar bundan 2000 yıl önce Dünya’nın sıfır noktasını tespit etmişlerdi. Yani Galileo Galilei daha dünya yuvarlıktır demeden yüzlerce yıl önce, İnkalar Dünya’nın yuvarlak olduğunu ve sıfır noktasının Ekvador çizgisi olduğunu bulmuştu. Turist otobüsleri doluydu. Fotoğraflar çekiliyordu. Herkes çok mutluydu. Sonra birlikte gittiğimiz Latin arkadaşlar, “Dünya’nın sıfır noktası burası değil ki” dediler. İnkaların 2000 yıl önce tespit ettiği yeri turist otobüsleri ve şekerlemeciler sığmıyor diye başka yere taşımışlardı. Arzın merkezini kaydırmışlardı. Dünyada her şey bu yüzden bozuktu. Dünyanın sıfır noktasında çekilmiş fotoğraflarla kandırılmış kızlar iki kez kandırılmış oluyorlardı.
Ekvador’da darbe mi oldu? Başkan Rafael Correa kahramanca direndi mi? Başta Chavez ve Evo Morales darbeyi kınar kınamaz sol kenarında sıkıştığımız ülkemizde kahramanlık türküleri söyledik. Hoşumuza gidiyor kazanmak. Burada Allah kahretsin ki benim de bir sürü zaman içinden çıkamadığım az kötü iktidar sendromu var. Ancak iki darbe karşılaştırması yapalım. Honduras ve Ekvador. Elimizde daha önce yazdığım “Darbeciler için el kılavuzu” olsun. Honduras başkanı Zelaya işlenmemiş toprakları küçük çiftçilere işlemeleri için verdi. Küçük çiftçiler kooperatifler kurdular. Cuntaya ve onun bugünkü uzantısı hükümete hâlâ direniyor kooperatifler ve küçük üreticiler. Başkan Correa ulus ötesi tekellere siyanürlü altın arama izinleri verdi. Honduras’ta Başkan Zelaya topraklarında yıllardır yasa dışı olarak bulunan ABD askerlerini sınır dışı etmek istedi. Ekvador’da hükümet mızıldansa da yeni ABD üsleri kuruldu. Panama’daki ABD askeri güçlerinin koca bir kısmı buraya taşındı. Son zamanlarda FARC-EP’nin önderlerinin peş peşe Ekvador’a yakın bölgelerinde, hatta bir keresinde Ekvador topraklarında katledilmesinin bu üslerin faaliyeti ile çok yakın ilgisi var. Başkan Zelaya kısmi de olsa halkçı politikaları sürdürüyordu. Faşist darbe yapıldığında kendisini iktidara taşıyan halk cephesi ile bağları kopmamıştı. Başkan Correa ise kendisini hükümete taşıyan isyanın ve direnişin temeli İndianlarla çoktan yollarını ayırdı. Suların ve nehirlerin satılmasına varan neo-liberal politikalar, özelleştirmeler hızla devam ediyor. Bugüne kadar yaptığı en önemli iş olan, yasaları defalarca ihlal eden ABD petrol şirketini kapı dışarı etmesiydi ki bunu onarmak için elinden geleni yaptı. Son aylarda başta başkent Quito olmak üzere bütün sokaklar, sularına sahip çıkmak isteyen İndianların, işten atılan kamu emekçilerinin, soysal hakları geri alınmış emeklilerin, haklarını koruyan öğretmenlerin, liderleri “terörist” ilan edilmiş, cezaevine atılmış öğrencilerin direnişleriyle doluydu. Bir de buna polisler eklenince tarihin ilk gaz bombası darbesi ortaya çıktı. “Darbeciler için el kılavuzuna” baktığımızda bu darbenin olmasını pek mümkün görmüyorum. Tabii ki ABD kendisine daha bağımlı bir “Honduras hükümeti benzeri” isteyebilir ve buna talip gruplar da aynı zamanda harekete geçmiş olabilir ama Darbecilere El Kılavuzu derki; bu darbeyi başaramazlar.
Bir de sokakta direnenlerden birinin, MPD’nin darbe açıklaması var. “Bir darbe girişimi olduğuna dair yaratılmak istenen hava iç ve dış kamuoyunda belirli ölçüde başarılı olmuştur. Halk nezdinde ise durum son derece açık ve nettir. Bu olaylar, sosyal mücadelenin yeni bir parçasıdır… Başkan’a tanınan sınırsız yetkilerin iptal edilmesini, ulus ve halk düşmanı unsurlar içeren enerji yasası, iç yönetim yasası, yüksek öğrenim yasası ve kamu maliyesiyle ilgili düzenlemelerin iptal edilmesini talep ediyoruz. Hükümetin kendisinin bizzat itiraf ettiği gibi, herhangi bir iç karışıklık olmadığına göre, ilan edilen olağanüstü halin derhal kaldırılmasını talep ediyoruz.”* Yani daha önce halkın isyanı ve katılımıyla gerçekleşen anayasanın uygulanmasını talep ediyorlar.
Resmi açıklama, sevdiğimiz iktidarlar ve taraftarlık üzerinden izlenen bir dünya, belki daha hoşumuza gidebilir ama ne yazık ki gerçek değil. Darbe, başarılamayan darbe, seçilmiş, az seçilmiş iktidar hepsi birbirinin içine giriyor. “Alavare, dalavare İndian Mehmet nöbete” oluyor. İki isyanını içinde yaşadığım Ekvador’da sonuç ne olursa olsun yine mi İndianlar, yoksullar kaybedecek? Arzın merkezi yine mi kaydırılıyor? İki kez mi kandırılıyoruz?
*Ekvador Halkçı Demokratik Hareket (MPD) bildirisi.-Evrensel
Kaynak : Latin Bilgi – 7 ekim 2010