Son yıllarda yem fiyatları sürekli yükselirken, çiğ süt fiyatlarının düşmesi nedeniyle zor günler yaşayan süt üreticisi ve sanayicisi, bu olumsuzluklara süt tozu ithalatının da eklenmesiyle iflasın eşiğine geldi. Damızlık süt ineklerinin kasaplık olarak değerlendirilmesinden korkan sektör, bu durumun Türkiye’de süt hayvancılığının sonunu getireceği görüşünde birleşiyor. Gıda sektörünün yüzde 16’sını oluşturan ve üretim rakamıyla toplam tarım ürünleri içinde yüzde 8.5lik paya sahip olan süt ve süt ürünleri sektöründe çiğ süt fiyatlarının aşın düşmesi ve fiyat istikrarsızlığı, hem üreticiyi hem sanayiciyi zorluyor. Yem fiyatları altı yıl öncesine göre yüzde 150-200 oranında artarken, çiğ süt fiyadannın gerilemiş olması ve süt-yem paritesinin tarihinde ilk kez 0.8′in altına düşmesi, süt üreticisinin zarar hanesini sürekli artırıyor. Bu sıkıntılı dönemde, yurtdışından süt tozu ithal edilmesi ise zaten iflasın eşiğine gelen üreticiyi daha da zor duruma soktu. Sektör temsilcilerine göre üreticinin iflası da, damızlık süt ineklerinin sürade kasaplık olarak değerlendirilmesi nedeniyle Türkiye’de süt hayvancılığının sonunun gelmesi de yakın… Son yıllarda süt üreticisinin ve sanayicisinin en önemli sorunu yem fiyatian yükselirken, çiğ süt fiyatlarının düşüyor olması. Çiğ sütün litresinin örgüdü olan yerlerde 470-505 kuruş, örgütsüz olan yerlerde ise 370-430 kuruş arasında olması, süt-yem parkesini tarihinde ilk kez 0.8′in altına düşürdü. Sütyem paritesinin 2′nin altına düşmesi durumunda süt üreticisinin zarar etmesinin kaçınılmaz olduğu görüşünde birleşen sektör temsilcilerine göre, AB ülkelerinde yasal prosedürlerle korunan paritenin Türkiye’de de, müdahale alımları ile korunması gerekiyor. Süte litre başına verilen 4 kuruşluk desteklemeyi de son derece yetersiz bulan sektörün diğer önemli sorunu ise yurtdışından yapılan süt tozu ithalatı. Türkiye’nin yıllık olarak 13 bin ton süt tozu ithalatı bulunuyor. Ayrıca ‘Buzağı Maması’ adı altında süt tozu ile GTİP’lan farklı ancak içerikleri aynı olan mamullerin yurda yasal veya illegal yollardan sokulduğu belirtiliyor. Bu ürünlerin süt üretiminde kullanılmasının zaten iflasın eşiğinde olan üreticiyi daha da mağdur etmesi, sektörü çok zor durumda bırakıyor. Sektör temsilcilerine göre tüm bu olumsuzluklar bir araya geldiğinde üreticinin çok yakın bir zamanda iflas etmesi kaçınılmaz. Ayrıca bu olumsuzluklar nedeniyle damızlık süt ineklerinin süratle kasaplık olarak değerlendirileceği, bunun da Türkiye’de süt hayvancılığının sonunu getireceği, istenmese de kaçımlmaz bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Süt üretimi yıllık 12 milyon ton En temel gıda maddelerinden biri olan süt, Türkiye’de ne üretim ne de tüketim rakamları açısından arzu edilen düzeyde değil. Yıllık 12 milyon ton olan üretim rakamıyla Türkiye, 670 milyon ton olan dünya süt üretimi sıralamasında 15 büyük süt üreticisi arasında konumlansa da bu sıralamaya sonlardan girmesi, sahip olunan potansiyel düşünüldüğünde ‘yetersiz’ bulunuyor. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’e göre ise süt üretiminin son beş yılda 8 milyon tondan 12 milyon tona çıkması “büyük bir gelişme”. Çünkü, toplam hayvan sayısında önemli bir artış olmadan sağlanan süt üretimindeki bu artış, gerçekte verimlilikteki artışı gösteriyor. Bu da Bakan Eker’e göre izlenen, desteklenen politikalar sayesinde gerçekleşti. Geçmişte tarım sektörü içinde üvey evlat muamelesi gören hayvancılığın toplam tarım desteklerinin içindeki payının yüzde 4′den bugün yüzde 24′e çıkmasını başanlı bir örnek olarak sık sık dile getiren Bakan Eker, süt üretiminde gelinen noktayı da bu nedenle olumlu buluyor. Sektör temsilcilerine göre ise bu üretim rakamıyla Türkiye, dünyanın oldukça gerisinde. Türkiye’nin süt üretimi ve veriminde geri kalmasının nedeni, yeterli düzeyde üretimin yapılmaması, süt ürünleri üretimini yapacak modern sanayi tesislerinin azlığı ve kurulu kapasitelerin yeterince kullanılamaması olarak sıralanıyor. Bu sorunlar giderilemediği için de sektör yeterince gelişemiyor. Tarımsal üretime uygun tüm koşullara sahip olan Türkiye’nin süt ve süt ürünleri ihracatında çok fazla söz sahibi olamaması da yine aynı nedenlere bağlanıyor. Süt ve süt ürünleri tüketiminde de dünya ortalamasından gerisinde olan Türkiye’de sektörün kalkındınlabilmesi için üreticiye destek verilmesi, tüketimin artırılmasına yönelik çalışmalar yapılması ve ürün çeşitlerinin artırılması bekleniyor ve isteniyor. Kişi basma yıllık süt tüketimi 24 litre Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR)’in araştırmasına göre kişi başına yıllık içme sütü tüketimi Finlandiya’da 139 litre, İngiltere’de 100 litre, İtalya’da 63 litre iken Türkiye’de sadece 24 litre. Başta SETBİR olmak üzere sektörü temsil eden kuruluşlar, daha fazla üreten ve tüketen bir toplum olmanın bir devlet politikası olması gerektiği görüşünde birleşiyor. Bunun sağlanması için de öncelikle kaliteli ve AB hijyen şartlarına uygun süt üretiminin artırılması gerektiği dile getiriliyor. Sektörün bu konudaki beklentisi ve hedefi; 2013 yılı itibariyle süt üretiminin kayıtiı ve AB standartlarında olmak üzere, mevcut üretim olan 12,5 milyon tonun yaklaşık iki misline yani 23 milyon tona ulaşması yönünde. Yine SETBİR’in araştırmasına göre Türkiye’de üretilen sütün ancak yüzde 21,8′i modern işletmelerde işleniyor. Geri kalanı ise “hijyen şartlarının ne olduğu bilinmeyen ve denetienmeyen” mandıralarda işleniyor. Oysa gelişmiş ülkelerde üretilen sütün yüzde 97-98′inin modern tesislerde işlendiğine dikkat çekiliyor. Ambalajlı süt üreticileri kısa bir süre önce bir araya gelerek Ambalajlı Süt Üreticileri Derneği (ASÜD) u kurdular. ASÜD’ün amacı Türkiye’deki ambalajlı süt üretimini artırarak Türk sütünü Avrupa’ya tanıtmak. Sütün kalitesinin iyileştiği, ASÜD ile bu kalitenin daha da artmasına çalışılacağı belirtiliyor. Krize rağmen dünyada büyüme sürdü Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü (FAO) verilerine göre sağlıklı beslenmede temel gıda maddesi olan süt, dünya çapındaki istikrarlı büyümesini, son dönemdeki ekonomik yavaşlamaya rağmen sürdürdü. Sıvı süt ürünleri tüketiminin, küresel ekonomik krizin etkilerine rağmen önümüzdeki üç yıllık dönemde de büyümesini sürdürmeSektörün sorunları * Süt üreten işletmelerin küçük ölçekli olması ? Yem fiyatlarının yüksekliği ? Üretimdeki dengesizlikler S Verim düşüklüğü S Kayıtdışılığın yüksek olması » Örgütsel yapının zayıflığı » Kapasite kullanım oranlarının düşük olması m Denetim ve kontrol yetersizliğinden dolayı kalite ve hijyende yaşanan problemler m Ürün çeşitliliğinin az olması S Üretim makinelerinin yeterince modernize edilememesi ? Süt tozu ithalatına izin verilmesi si, bu büyümede baş rolü ise gelişmekte olan pazarların oynaması bekleniyor. Geçen dört yıllık dönemde sıvı süt ürünlerinin küresel tüketiminde yıllık yüzde 2.4 büyüme oranı yakalandı. 2008 yılında ise toplam tüketim 258 milyar litre ile tarihi bir zirveye ulaştı. Hindistan ve Çin gibi ülkeler bu büyümede başı çekti. Yine de küresel krizin, süt ve süt ürünleri sektörünü olumsuz etkilediği belirtiliyor. Bir çok ülkede yaşanan ekonomik durgunluk, krediye erişimin daralması ve para birimleri ile emtia piyasalarındaki dalgalanmanın, pek çok şirketin kar marjlarım azalttığı ifade ediliyor. Geçen yıl üretim binde 70 azaldı 2006 yılında 11 milyon 952 bin 295 ton olan Türkiye’nin süt üretimi, 2007′de 12 milyon 328 bin 740 tona ulaştı. 2008′de ise bir önceki yıla göre binde 70 azalarak 12 milyon 243 bin 40 ton olarak gerçekleşti. Türkiye’nin süt üretiminin yüzde 91.93′ünü inek sütü, yüzde 6.10′unu koyun sütü, yüzde 1.71′ini keçi sütü ve binde 26’sını ise manda sütü oluşturuyor. Türkiye’nin süt ve süt ürünleri ithalatı 2006 yılı itibariyle 25.5 bin ton düzeyinde. İthalatta süt ve krema yüzde 50′ye yakın paya sahip.
Türkiye’nin Süt Üretimi (Ton)
Yıllar | Koyun | Keçi | İnek | Manda | Toplam |
2002 | 657.388 | 209.622 | 7.490.634 | 50.925 | 8.408.568 |
2003 | 769.959 | 278.136 | 9.514.138 | 48.778 | 10.611.011 |
2004 | 771.715 | 259.087 | 9.609.326 | 39.279 | 10.679.406 |
2005 | 789.878 | 253.759 | 10.026.202 | 38.058 | 11.107.897 |
2006 | 794.681 | 253.759 | 10.867.302 | 36.553 | 11.952.295 |
2007 | 782.941 | 237.965 | 11.279.291 | 30.824 | 12.329.789 |
2008 | 746.825 | 209.356 | 11.255.027 | 31.832 | 12.243.040 |
Kaynak: DTM Veri Tabani
Haber Kaynağı : Tarımsalhaber
Yıllar Koyun Keçi İnek Manda Toplam
2002 657.388 209.622 7.490.634 50.925 8.408.568
2003 769.959 278.136 9.514.138 48.778 10.611.011
2004 771.715 259.087 9.609.326 39.279 10.679.406
2005 789.878 2 53.759 10.026.202 38.058 11.107.897
2006 794.681 253.759 10.867.302 36.553 11.952.295
2007 782.941 237.965 11.279.291 30.824 12.329.789
2008 746.825 209.356 11.255.027 31.832 12.243.040