Avrupa Adalet Divanı’nın yeni GDO’lara dair kararı çiftçiler ve AB vatandaşları için tarihî zafer niteliğinde
Çiftçilerin ve yurttaşların mücadelesi bir adım ileri taşındı!
ECVC BASIN AÇIKLAMASI
Brüksel, 25 Temmuz 2018 –
Avrupa Adalet Divanı yeni GDOların yasal statüsüne dair kararını açıkladı.
Avrupa Adalet Divanı tarafından bu sabah [25 Temmuz 2018] yayınlanan C-528/16 dosya numaralı karar ile yeni GDOların statüsü açıklandı. Kararda, tüm bu teknikler ile aslında GDO üretildiği ve bu yüzden mevcut Avrupa GDO yönetmeliğine tabî olmaları gerektiği açıkça belirtildi.
Divan, mutajenez tekniklerinin Yönetmeliğin kapsamının dışında bırakıldığını belirtti. Ancak, hemen ardından vurgulandığı üzere bu muafiyet sadece “uzun vadeli bir güvenlik sicili olan ve geleneksel olarak uygulanan bir dizi mutajenez tekniğine/yöntemine” özgü; üstelik Yönetmeliğin kabulünden sonra ortaya çıkan mutajenez teknikleri ile elde edilmiş organizmalara muafiyet verilmiyor. Geleneksel mutajenezle elde edilmiş organizmalara ilişkin kararda ise Üye Devletler’in “başta malların serbest dolaşımına ilişkin kurallar olmak üzere, AB yasaları ile uyumlu olmak kaydıyla bu alanda yasa çıkarmakta serbest oldukları” belirtiliyor.
“Divan tarihî bir karar verdi! Sonunda Üye Devletler’in bu konuda ne yapması gerektiğini açıkça biliyoruz: yasayı uygulamalılar.” diyor ECVC Koordinasyon Komitesi üysei Antonio Onorati.
Bir diğer ECVC Koordinasyon Komitesi üyesi Ramona Duminicioiu ise “Bu kararla birlikte biyoteknoloji ensdüstrisi artık bu tekniklerin ‘doğanın yaptığının aynısını yaptığını’ söyleyemeyecek ve çiftçiler ile tüketicileri kandıramayacak. Bu, çiftçilerin tohum üzerindeki hakları bakımından bir zafer.” diye ekliyor.
ECVC Tohum Çalışma Grubu üyesi Guy Kastler “Tıpkı transjenez (gen aktarımı) gibi, tüm bu teknikler kasıtlı olmayan pekçok genetik değişime neden oluyor ve son araştırmaların gösterdiği üzere bu değişimler tarıma, çevreye ve sağlığa öngörülemez zararlar verebiliyor”(*) diye belirtiyor ve ekliyor; “Yasanın uygulanması şart. Çiftçiler, tüketici organizasyonları, sivil toplum ve tüm AB vatandaşları, AB’nin temel ilkelerinden biri olan önlem prensibini destekleyen bu kararı sevinçle karşılamalı.”
ECVC, Avrupa Birliği’ni bu karara uygun davranmaya ve Üye Devletler’i bahsedilen yeni tekniklerle elde edilen tüm organizmaları GDO kanuna tabî tutmaya çağırıyor.
Kararın temel dayanakları:
Tarımsal Bitki Türlerinin Genel Kataloğuna İlişkin AB Yönetmeliği 2002/53- Madde 9(5) belirtir ki “Üye Devletler kabul edilen genetiği değiştirilmiş çeşitlerin türler kataloğunda açıkça belirtilmesini temin etmelidir. Ayrıca, böyle bir çeşidi pazarlayan kişilerin satış kataloglarında bu çeşidin genetiği değiştirilmiş tür olduğunu açıkça belirttiğini temin etmelidirler.”
Bahsi geçen divan bu risklerin transjenezden kaynaklanabilecek sonuçlarla benzer olduğu görüşündedir. Buna göre, özellikle, yeni mutajenez teknikleri ile yönlendirilen mutasyonlar, yani bitkinin genomunun doğrudan değiştirilmesi, transjeneze özgü olan yabancı bir genin aktarılması uygulaması ile aynı etkilere yol açacaktır. Ayrıca, geliştirilen yeni mutajenez teknikleri genetik mirasın doğal ve rastgele yollardan değişme hızına oranla çok daha hızlı değişimlere yol açacağından, genomun veya elde edilecek bitkinin özelliklerinin kasıtlı olmayan değişimlere uğraması sonucunda doğabilecek zararın ihtimali de artmaktadır.
Mutajenez ile GDOlar olarak elde edilen organizmaların sınıflandırılmasına ilişkin olarak (…) Madde 2(2)’nin amacına göre değişimler bir organizmanın genetik materyalinin farklılaştırılmasıdır.
Divan belirtir ki, birincisi, bir organizmanın genetik materyalinin mutajenez yoluyla doğrudan değiştirilmesi, bu organizmaya yabancı gen aktarılmasıyla aynı sonuçlara yol açacaktır. İkincisi, geliştirilen bu yeni teknikler/yöntemler, genetiği değiştirilmiş çeşitleri geleneksel-rastgele mutajenez metotlarından çok daha hızlı ve yüksek miktarda üretmeyi mümkün kılmaktadır.
Ancak, bu kararın 48. paragrafında da belirtildiği üzere, yeni mutajenez tekniklerinin/yöntemlerinin kullanımının çevre ve insan sağlığı için teşkil ettiği riskler, transjenez ile üretilen GDOlarınkine benzer olabilir.
Bu kararın 30. paragrafında kanıtlandığı üzere, bu davaya konu olan ve mutajenez teknikleri/yöntemleri ile elde edilen organizmalar Yönetmelik 2001/18’in Madde 2(2)’si uyarınca GDO olarak kabul edilmelidir. Sonuç olarak, mutajenez teknikleri/yöntemleri ile elde edilen çeşitler de Yönetmelik 2002/53’ün Madde 4(4)’ü uyarınca ‘genetiği değiştirilmiş çeşit’ olarak kabul edilmelidir.
Çeviren: İnci Bilgiç
(*) Genleri düzenlemenin insanlarda “patojenik sonuçları olabileceğini” öne süren Nature dergisindeki güncel makale : https://www.nature.com/articles/nbt.4192
Ayrıca bkz :Genetics in Plants and “New Breeding Techniques (NBT)” Inherent Risks and Need to Regulate, by Ricarda A. Steinbrecher, 2015, http://bit.ly/1XBLy1p