İstanbul Ekmek Üreticileri Derneği Başkanı Ahmet Sarıhan “Türk Gıda Kodeksi Ekmek Ve Ekmek Çeşitleri Tebliği’nin 01 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek bölümü hakkında; kamuoyuna yalan/yanlış bilgi verilerek, vatandaşlar farklı bir beklenti içine sokulmuştur” dedi.
Gıda tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın kamuoyunu yanılttığı açıklayan Ahmet Sarıhan yaptığı açıklamada “hiç bir şey değişmeyecek” dedi.
Bakanlığın yalan yanlış bilgi verdiğini belirten İstanbul Ekmek Üreticileri Derneği Başkanı Ahmet Sarıhan gerekçelerini şöyle sıraladı:
“ZATEN ÖNGÖRÜLENDEN DAHA AZ TUZ KULLANILIYOR”
(1)Tebliğde direk olarak ekmeği imalatını ilgilendiren iki husus bulunmaktadır. Bunlardan biri ekmeklik undaki kepek miktarının artırılması, diğeri de tuz oranının düşürülmesidir. Teorik olarak uygulanması istenen durum şudur:
“Yüz kilo undan 520 adet pişmiş ekmek elde edilmektedir. Bundan önce yüz kilo una 1,75 kilo un konulduğunda ekmek başına düşen tuz oranı 3,3 gramdı. Yeni düzenleme ile bu oran 2,8’e düşmüş oldu. Ekmek başına da 0,5 gram tuz azaldı.”
Ancak bugüne kadar ki uygulama böyle değildir. Dernek olarak İstanbul genelinde yaptığımız araştırma da; ekmek üreticilerinin yüzde 90’ı, bir çuval (50 kilodur) una 500 ila 700 gram arası tuz katmaktadır. Buda gösteriyor ki; Tebliğin bizden istediği değerleri biz zaten uyguluyoruz, hatta istenen değerlerin altında de altında…
“KEPEK ARTMAYACAK”
(2)Ekmeklik unda kepek oranının yükseltilmesi… Ekmek fırınlarında genellikle iki tür un kullanılmaktadır. Bunlar tip 550, tip 650 olarak adlandırılmaktadır.
Tıp 550 ve tip 650 unlarının teorik tanımları şöyledir. Tip 550 un, kepeği yok denecek kadar az, beyaz un… Tip 650 ise kepek oranı diğerine göre daha yüksek olan undur. Tebliğ, ekmek için tip 650 unun kullanılmasını emretmektedir.
Yaptığımız araştırmada ekmek üreticilerinin yaklaşık yüzde 60’ının tıp 650 un kullandıklarını tespit ettik. Sonuç olarak, ekmek üreticilerinin büyük çoğunluğu Tebliğ’in istediği koşulları yılladır uygulamaktadır.
“EKMEKTE 30 HAZİRAN İLE 1 TEMMUZ ARASINDA FARK OLMAYACAK”
Tebliğ’in uygulanmasını istediği kuralların uygulanması halinde; sonuçlar elle tutulur gözle görülür, damak tadı ile anlaşılır ölçüde olmayacaktır. Bu nedenledir ki; 30 Haziran ile 01 Temmuz arasında, ekmeğin üretimi, kalitesi ve içeriğinde değişen bir şey olmayacaktır.
“AMBALAJ ZATEN ZORUNLU İDİ AMA HİÇ UYGULANMADI. ŞİMDİ İSE İDDİA EDİLENİN AKSİNE AMBALAJ TÜMÜYLE KALDIRILIYOR”
(3)Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğin çıktığı günden (1997) bu ya; “Fırın tezgâhları dışında satışa sunulan ekmeklerin ambalajlı olacak” hükmü vardı. Ne var ki bu hüküm hiçbir zaman uygulanmadı.
01 Temmuz’da yürürlüğe girecek olan Tebliğ’de; ekmekte ambalaj zorunluluğu kaldırıldı. Bunun yerine 250 gramın altında üretilen ekmek çeşitleri (sandviç ekmeği, hamburger ekmeği ve benzerleri) ambalajlı olarak satışa sunulacak.
Genel üretim/tüketim içinde yaklaşık yüzde 95’e tekâmül eden 250 gram ve üzeri ekmek ve ekmek çeşitleri ambalajdan çıkarıldı, genel tüketim içinde yaklaşık yüzde 5’e tekâmül eden ekmek türleri ambalaja konuldu.
“EKMEĞİN GRAMI ŞİMDİ DEĞİL 4 OCAK 2012’DE 250 GR DÜŞÜRÜLMÜŞTÜ”
(4) Daha önce ekmeklerde asgari 300 gram olan alt sınır, tebliğin yayın tarihi olan 4 Ocak 2011 tarihi itibariyle 250 grama indirildi. Ekmek üreticileri halkın talebi doğrulduğunda, 250 gramdan başlamak kaydı ile 50’şer gram artırılarak üretimleri yapmaktadırlar.
İstanbul genelinde, 250 gram, 300 gram, 350 gram ve üzerinde üretilip satışa sunulan ekmekler mevcuttur. Bunların oranlarını/miktarlarını belirlemek mümkün değildir.
“EKMEK ZATEN SARILARAK VEYA POŞETLENEREK VERİLİR”
(5) Tebliğde yenilik olarak sunulan bir diğer husus ise; “ekmeğin alıcıya, kâğıt ve benzer malzemeye sarılarak verilecek.” İstanbul’un hangi semtinden ekmek alırsanız alın, ekmek mutlaka kâğıt veya benzeri bir malzemeye sarılarak alıcıya verilir. Bu yeni bir durum değil, yıllardır uygulanan ve alışkanlık haline gelen bir durumdur.
“TARİFE BULUNDURULMASI ZATEN ZORUNLUYDU, YENİ BİR ŞEY YOK”
(6) Bir diğer yenilik(!) de; ekmek satışı yapılan noktalarda etiket/tarife bulundurulması zorunluluğu. Bu uygulama yıllardır yapılmaktadır. Yeni bir durum değildir.
“KASAP VE MANAV ZATEN EKMEK SATMAZ. SATSA DA ÇOK İSTİSNAİDİR BUNUIN NESİ YENİLİK?”
(7) Tebliğ’de; “kasap, manav ve pazaryerlerinde ekmek satılmayacak” denilmektedir. Bu çok istisnai bir durumdur. İstisnai durumlar için yapılan düzenlemelere yenilik demek ne kadar uygun düşer?
“TİCARET ODALARI ÜCRETSİZ KURS VERDİRELİM DEDİLER AMA BAKANLIK 145 LİRAYA KURS DÜZENLİYOR”
(8)Bir diğer hususta Tebliğin Ek-2 bölüm 10. Maddede zikredilen; “Bu Tebliğ kapsamında faaliyet gösteren gıda işletmecileri sorumluluk alanları ile ilgili çalıştırdıkları personelin gıda hijyeni ile ilgili konularda eğitilmelerini sağlarlar.” hükmünü mesleki Federasyon ve meslek odası fırsat bilerek, bakanlıkta işbirliği yaparak, fırında çalışan personele Hijyen Eğitimi verme çalışması başlattı. Bu çalışma karşılığında kursiyer başına 145 TL alınmaktadır. Bakanlık bugüne kadar bu kursu sadece mesleki federasyonun verebileceğini savundu. Ticaret Odalarının taleplerini gerekçe göstermeden geri çevirdi. Ticaret Odaları bakanlığa, “bizimle iş birliği yapılması halinde bu kursları ücret almadan vereceğiz” demesine rağmen, bakanlık ticaret odalarına bu konuda izin vermedi.
“RANTA ALET OLMAYACAĞIZ VE KURSA KATILMAYACAĞIZ”
On milyonlarla lira ile ifade edilen haksız hukuksuz, rant sağlama olayı ile karşı karşıyayız. Dernek (EKÜDER) olarak, İstanbul genelinde ücret ödeyerek personelimize hijyen kursu aldırmamaya kararlıyız.
“TEBLİĞ HİÇBİR YENİLİK GETİRMİYOR
Sözün özü şudur; 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan Türk Gıda Kodeksi Ekmek Ve Ekmek Çeşitleri Tebliği, emekçilik sektörüne elle tutulur gözle görülür bir yenilik getirmemektedir. Yetkili ve ilgili makam sahiplerinin söz ve beyanları neticesinde kamuoyu ciddi manada beklenti içine sokulmuştur.
Türkiye’de ekmeklere “SAĞLIĞA ZARARLIDIR” ibaresi yazılmalı!
Kaynak : Gıda Hareketi – 2 Temmuz 2012