Trakya Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre, Ergene Nehri çevresindeki kanser vakalarında büyük oranda artış var. Prof. Dr. Tamer Dodurka, Ergene Nehrinin artık kanser saçtığını belirterek, “Kanser artık ilkokul çocuklarında bile görülüyor” dedi.
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tamer Dodurka, Ergene’nin 194 kilometre uzunluğunda bir nehir olduğunu ifade ederek, Trakya’nın “can damarı” niteliğindeki nehirde en fazla kirliğin Çorlu – Çerkezköy- Muratlı hattında olduğunu söyledi. Kirliliğin etkilerinin Meriç’e kadar uzandığını vurgulayan Dodurka, “O bölgedeki sulu tarım yapılan arazileri etkiliyor ki bu havzamız bizim Türkiye`deki çeltik üretiminin yüzde 43’ünü karşılayan çok önemli bir havza. Sulu tarım olumsuz etkilendiği için buradaki ekonomik kayıpların haddi hesabı yok. Şu anki bilgilerimize göre en aşağı 100 bin dönüm arazi çeltik olarak kullanılamıyor, çeltik üretilemiyor. Ekonomik kayıplarını bir kenara bırakalım bunun sağlık üzerine etkileri de var” diye konuştu.
Trakya ve Namık Kemal Üniversiteleri tarafından yapılan bir araştırma olduğunu belirten Prof. Dr. Tamer Dodurka, “Bu sonuçlara bakarak, bizim kendi gözlemlerimize bakarak, şunu söyleyebiliriz ki bu dere, bu nehir, kanser saçıyor. Çünkü ciddi oranda ağır metallere sahip bunların çoğu kanser dışında da hastalıkları yapabilme potansiyeline sahipler, astım, romatizma, kalp hastalıkları bağışıklığın olumsuz etkileri ki bunlar her türlü hastalığa davet demektir. Böylece o civarda yaşayan insanlar özellikle etkilenmekle beraber bunların buharlarıyla tüm Çorlu hatta Trakya etkilenmektedir” dedi.
Prof. Dr. Tamer Dodurka, bölgede gözle görünür bir kanser hastalığı artışını gözlemlediklerinin altını çizerek, ilkokul öğrencilerinde bile artık bu hastalığın görülebildiğini söyledi. Dodurka, “Bu hakikaten korkunç bir şekilde gelişiyor. Bence Çorlu’nun en önemli sorunlarından biri haline gelmiş. Tabi ki biz yakın çevremiz Çorlu diye böyle söylüyoruz ama bunu Trakya olarak genişletmemiz lazım” şeklinde konuştu.
Çorlu Kent Platformu Sözcüsü ve Ergene İnisiyatifi Üyesi olan Prof. Dr. Tamer Dodurka, dereden artık su değil, ağır metal aktığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eğer Meriç’i de kirletirse Meriç’in de bugün suladığı en aşağı 130 dekarlık alan var. Onlar da etkilenirse Trakya bitmiş demektir. Her bakımdan bu derenin etkileri çok fazla sadece temas değil dolaylı temas da söz konusu bu civarda beslenen hayvanlar bu ağır metalleri alıyorlar, bunlar tavuklar, büyük hayvanlar bunların etlerinde de bu ağı metaller yerleşiyor, sütlerine de geçiyor. Dolayısıyla çok uzak bölgedeki insanlar bile etlerin, sütlerin ulaştığı insanlar bile bu kirlilikten etkilenmiş oluyorlar.
Bu derenin su kaynaklarına etkisiyle yeraltı su kaynaklarına sızmasıyla çok değerli sular, birinci sınıf sular kirleniyor ve biz de bunları içiyoruz belki farkında olmadan”.
Kaynak : Türkiye Gazetesi – 12 Ekim 2011