Tarım ve Köyişleri Bakanı sayın Mehdi EKER; yaklaşık bir ay önce et
ithalatı yapmayacakları yönünde açıklama yaparak Türk üreticisini
sevindirerek güvence verdi. Bugünlerde ise Başbakan Bakan’na “One
Minute” dedi ve et ithalatı yapılması talimatını verdi. Sağlık Bakanı
herkese Domuz Gribi aşısı yaptırın der, Başbakan kalkar ona da “One
Minute” der ve ” Ben aşı olmam, isteyen olmasın” diyerek ciddi ve
uyumlu hükümet profili sergiler!
Sayın Başbakan, her türlü zorluğa rağmen hayvanlarını besiye tabi
tutan ve kesime gelmiş hayvanlarını satma arifesindeki besicilere “One
Minute” diyerek; bu üretim sektörünün bitmesine imkan verecek yolu
açmıştır.
Artan et fiyatlarını düşürmek için et ithalatını çare görenler bence
ihanet içerisindedirler. Beceriksiz ve günübirlik hayvancılık
politikalarıyla ülkemizi AB ülkelerinin pazarı konumuna getirdiklerini
unutmasınlar. Türkiye hayvan hastalıklarından arınmış dünyanın 5
ülkesinden birisiyken; canlı hayvan ve et ithalatının önünün açılması
ile deli dana başta olmak üzere birçok hastalık riski ortaya çıkacak
ve bir daha temizlenmesi yıllarca sürecektir. Türkiye’nin damızlık
gebe düve ve et ithalatı ile ilgili sınırlamalarının BSE (deli dana)
hastalığına dayandırıldığı da unutulmamalıdır.
Avrupa ülkelerinde bugün için oldukça fazla kalitesiz hayvan ve et
stoku bulunmaktadır. Elinde canlı hayvan fazlası bulunması ve azalan
müdahalelerle gerek et, gerek canlı hayvan piyasalarının sıkışması
gibi nedenlerle hayvan satmak zorunda olan AB ülkeleri; 70 milyon
nüfuslu Türkiye’yi uygun pazar olarak değerlendirmek niyet ve
çabasındadırlar. Ülke açısından acı olan ise bu çabaya, ülkemizin
kendi üreticisini yok sayarak, destek çıkan hükümetin ve firmaların
olmasıdır.
Ülkemizde büyükbaş ve küçükbaş sayısı azalma göstermiş fakat bu azalma
et fiyatlarının bu kadar yükselmesine sebep olacak kadar değildir.
Özellikle büyükbaş sayısının yeterli olduğunu söyleyebiliriz. Bu
konuda maniplasyon yapan firmaların baskısı sonuç vermiştir. AB
ülkelerinden ithal edilmesi planlanan etlerin fiyatının 2-2.5 avroluk
etler olduğu ve bu etlerin AB ülkelerinde insan gıdası olarak
satılması ve tüketimin yasak olduğunu herkes bilmelidir. AB
ülkelerinde tüketime sunulan iki yaşından küçük hayvanların ise 8-10
avrodan satılmaktadır. Bu da bizdeki et fiyatları ile aynı. Akıl
vicdan sahibi kim İslami usullerle kesilmeyen, 2-2.5 avrodan satılan
ve kedi-köpek maması olarak değerlendirilen dondurulmuş etleri ithal
ederek ülkemizdeki et fiyatlarını düşürmeye çalışır. Et fiyatlarının
yükselmesine müsaade eden, önlemini almayan sanki başka hükümetmiş
gibi, 8 yıllık faturayı yetiştiricimize çıkartmaktadır. Sormazlar mı
şimdiye kadar nerdeydiniz. Et ve canlı hayvan ithalatı ile kimleri
zengin etmek istiyorsunuz.
Bu ülkelerden gelecek hayvanların çoğunluğu ya deli inek ya da mavi
dil hastalığının ülkemize getirecektir. Hükümetin görevi halkı
ithalata özendirmek değil, elindeki birinci sınıf düveyi kasaba
göndermek zorunda kalan üreticinin çaresizliğini gidermek; ürettiği
sütü, eti değerinde satamayan üreticinin ürününü değerlendirmek
olmalıdır.
Kısa süreli ticari ve siyasi çıkar beklentileriyle oluşturulan, fakat
daha kısa sürede sonuç vereceği ve daha düşük maliyetli olacağı
kılıfıyla kamuoyuna sunulan kasıtlı ve bilgiden yoksun yaklaşımlar
hiçbir zaman gerçeği yansıtmamaktadır.
İthalatı çare görenlere bende “One Minute” diyor ve ithalatın çözüm
olmayacağını, bununda bağımlılık oluşturacağını belirtmek istiyorum.
İthalat kısa dönem de fiyat hareketlerini engellemek için yapıldığında
hiçbir zaman çare olmamıştır, aksine hayvancılığımıza büyük darbeler
vurmuştur. Bugün tüm gelişmiş ülkelerde, et ve et ürünlerinde fiyat
istikrarı ve yetiştiricinin korunması desteklemelerle ve piyasa
müdahaleleri ile sağlandığı unutulmamalıdır.
Üreticimize yapacağınız ihanetten vazgeçiniz. Bitirmeye çalıştığınız
üreticilerde bir gün sizlere “One Minute” diyecek ve o zaman
desteklediğiniz, size yakın büyük firmalar sizi kurtaramayacaktır.
Saygılarımla
*Doç.Dr.Orhan ÖZBEY
Elazığ Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Başkanı