Türkiye Kamu Sen Bolu il temsilcisi Fikret Başar AKP döneminde kırmızı et yemenin imkânsız bir hale geldiğini söyleyerek; “Et fiyatlarının bu denli yükselmesinin en önemli nedenlerinden biri ülkemizin tarım ve hayvancılık politikasındaki çarpıklıktır” dedi.
Türkiye Kamu Sen Bolu il temsilcisi Fikret Başar Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezinin, “Dünyada ve Türkiye’de Kırmızı Et ve Memurlar” başlıklı bir raporu hazırladığını söyleyerek “ Çalışma, dünyanın değişik coğrafi bölgelerinden seçilen ülkelerdeki ortalama kırmızı et fiyatlarını, kamu görevlilerinin maaşlarını ve maaşları ile alabilecekleri et miktarını belirlerken, ülkelere göre ortalama kırmızı et tüketimini de içeriyor. Rapor, Türkiye ile ilgili çarpıcı gerçekleri ortaya koyuyor” dedi. Türkiye’nin dünyanın en pahalı etinin tüketildiği ülkelerin başında geldiğini söyleyen Başar; “Özellikle ülkelerin maaş seviyeleri göz önüne alındığında, Türkiye’de et tahmin edilenin çok daha üzerinde bir fiyatla satılıyor. Araştırmada, İngiltere’de kırmızı etin ortalama perakende satış fiyatı 9 Euro iken, ortalama öğretmen maaşının 3612 Euro’yu bulduğu belirtildi. Buna göre bir öğretmen maaşı ile İngiltere’de 401 kg et alabilirken, bu rakam Avustralya’da 432 kg, Almanya’da 827 kg, ABD’de 615 kg. Ülkemizde ise ortalama 753 Euro maaş alan bir öğretmen, maaşı ile ancak 58 kg kırmızı et alabiliyor. Bir mühendis İngiltere’de 4188, Avustralya’da 4882, Almanya’da 5077 ve ABD’de 5069 Euro maaş alırken; Türkiye’de ancak 1114 Euro maaş alabiliyor. Buna göre Türkiye’deki bir mühendis, dünyadaki meslektaşlarına oranla 5 ile 10 kat daha az kırmızı et alabilme gücüne sahip. İngiltere’de 2749 Euro maaş alan bir hemşire, maaşı ile 305 kg kırmızı et alabilir. Avustralya’da 3712 Euro olan hemşire maaşı ile 412 kg et alınabiliyorken; bu rakam ABD’de 474 kg’a, Almanya’da ise 498 kg’a kadar çıkıyor. Türkiye’de ise bir hemşire, maaşı ile ancak 51 kg kırmızı et alabiliyor.”diye konuştu.
Dünyanın en pahalı etinin satıldığı Türkiye’de, maaşların da son derece düşük olması nedeniyle sağlıklı beslenme imkânlarının her geçen gün biraz daha zorlaştığını da vurgulayan Türkiye Kamu Sen Bolu il temsilcisi Fikret Başar sözlerini şu şekilde sonlandırdı; “Buna bağlı olarak kişi başına yıllık ortalama kırmızı et tüketimi açısından da ülkemizin içler acısı hali, Türkiye Kamu-Sen’in yaptığı araştırma ile ortaya konulmuş durumda. Buna göre yıllık kişi başına et tüketimi Avustralya’da 142 kg, ABD’de 125 kg, Almanya’da 82, İngiltere’de 80 kg iken Türkiye’de yalnızca 12 kg’da kalıyor. Yaklaşık 800 bin kilometrekare yüzölçümü olan ülkemiz topraklarının dörtte üçü yerleşim alanı dışında kalıyorken ve hayvancılık için son derece elverişli doğal şartlar mevcutken, ne oldu da birden bire et fiyatları bu noktaya geldi? Et fiyatlarının bu denli yükselmesinin en önemli nedenlerinden biri ülkemizin tarım ve hayvancılık politikasındaki çarpıklıktır. Özellikle AB ile tam üyelik müzakereleri çerçevesinde 2004 yılında imzalanan Katılım Ortaklığı Belgesi ve ekleri ile AB tarafından Türkiye için hazırlanan ilerleme raporlarında tarım ve hayvancılık konusunda son derece çarpıcı tespit ve istekler bulunuyordu. Örneğin Katılım Ortaklığı Belgesi Etki Raporu’nda Türkiye’nin canlı hayvan ve et ithalatını yasaklaması eleştirilmekte, ilerleme raporunda ise canlı hayvan, et ve et ürünlerine uygulanan ithalat yasağının kaldırılması istenmekteydi. Yine bu raporlarda AB ile yapılacak müzakerelerde en önemli konunun “Tarım Faslı” olacağı, şu anda %25 olan tarımda istihdam edilen nüfusun %6’ya kadar indirilmesi gerektiği belirtiliyordu. O dönemden beri ülkemizin tarım politikaları belirgin bir şekilde değişmiştir. Gelinen noktada ülkemizde tarım ve hayvancılık bitirilmiş ve ülkemiz artık dışarıdan et ve canlı hayvan ithal eder duruma getirilmiştir. Et, altından değerli bir ürün haline gelmiş, mutfaklarımızdan çıkmış, vitrinlerde izlenir hale gelmiştir. AKP, Avrupa Birliği’nin talimatlarını harfiyen yerine getirmektedir. Ne yazık ki bu politikalarla halkımızın et yemesi imkânsız hale gelmiştir. Sırada arpa, buğday gibi tahıl üretiminin azaltılması bulunmaktadır.
Kynak : Boluolay – 20 Ekim 2010