Yozgat Boğazlıyan Devecipınar köyünde çiftçilik yapan Musa Akbaş ve 2 kardeşi hayvancılık yaparken borçlandığı Tarım Kredi Kooperatifi’nde yüksek faizlerden dolayı mağdur edildi. 28 yaşında Kayseri’de bir muhasebe bürosunda çalışan ve babasının sürecini takip eden Mehmet Akbaş’la konuştuk.
Neler Yaşadınız?
Babamlar 3 kardeş hayvancılığa başlıyor. Hepsi birer tane işletme açıyor, 45’er bin lira harcıyorlar. Zamanla yem fiyatları artıyor, tarla da olmadığı için, borçlandılar. Civarda süt çiftliği de olmadığı için sütü düzenli satamadılar. Kayseri’ye getirdiler 2 günde bir, git gel 200km, sattıkları da yakıta gitti. Borç bu şekilde açıldı. Sonrasında hayvanı satmak zorunda kaldılar. Sürekli faiz işlediği için, yatırılan para sadece faize gitmiş oldu. Amcamın evine ipotek konuldu, sonra da satıldı. Bu evin şimdiki değeri 380 bin lira. Ev 150 bin liraya gitti. 15 simental ineğimiz vardı. Biz 3 inek parası koyduk, kalanını krediden aldık.

Musa Akbaş
Borç nasıl büyüdü?
Kişi başı 45 bin lira. İlk 2 sene yatırdılar. Ama sistem şöyle: Borç 4 taksite bölünmüştü, yıllık 11 bin lira yatırılması gerekiyor. 11 bin lira yatırıyor; o hesaptan geri çekilip başka hesaba aktarılıyor. Mesela oradan çekiliyor, diğer amcamın borcu hesabına aktarılıyor. Yani yatırdığın para kadar sana yeni kredi imkanı veriyor, sen oradan çekip diğer borcu kapıyorsun, onun için de faiz işliyor.
Borç ne kadara çıktı?
Babam 35 bin lira giriş yaptı. Sonra, oradan para çekildi, faiz oldu. Bugün 121 bin lira borç var. Bunun altından hangi çiftçi kalkabilir? Şimdi de söylenen, %25’ini verin, geri kalanını seneye ödeyin. Ben o kadarını bulabilsem, bu duruma zaten düşmem.
Bir de kefiller var.
Onlarla durum çok kötü, aklın şaşar. Ahlaksız bir çok konuşma yapılıyor.
Çevrenizde çok borçlu var mı?
Bizim köyde 2-3 kişi vardı, tarlayı tabanı sattılar, komple kapattılar. Eniştem var, 50 bin almıştı, 120 bin borcu var şu an. 1-2 seneye bu mağdur sayısı aşırı çoğalacak. Yatır al yaptığı için herkes, ödenmeyecek bir noktaya gidecek ve patlak verecek.
Neden yatır-al yapılıyor?
Kooperatif çalışanı bundan prim de alıyor. Kredi çektime hakkını kullandırıyor, yem diye, mazot diye çıkış yapıyor. Faizler yüksek olduğu için dağ gibi büyüyüp gidiyor.
Sen senede 20 bin ödeme yapsan, bu sorun kapanır mı?
Kazansak, bunu öderiz, bu sorun kalmaz.
Dün (16 Aralık) mağdurlar Ankara’da toplandı. Sen gittin mi?
Ben gidemedim, iş yerinden izin alamadım, covid sorunu var bir de iş yerinde. Ben de kendim 28 gün ağır geçirdim.
Çok geçmiş olsun.
Bu hastalık değil ama, tarım kredi öldürecek bizi. Lanet olsun. Bu borç bitsin, bir daha köy mü, hayvancılık mı, asla. “Çiftçilikten soğuyan çiftçiyi bir daha toprağa döndüremezsiniz”, gerçekten öyle. Bana sabit 20 bin maaş desinler, bunları yaşadığım için dönüp oraya gitmem.
Gidişatı nasıl görüyorsun? Ankara’da toplanılmaya çalışıldı. Bir dağınıklık da var.
Genel olarak, organize olamıyoruz. Üçü oradan, beşi oradan. Sosyal medyayı kullanabilen insan az. Çiftçi kesimi yaşlı olduğu için, çok zor. Kimi işini bırakıp da gelemiyor, kimi para bulamıyor. İçimizde bir umut var, ama nereye kadar gidebilir?
Nasıl olabilir sence?
Gündemde kalmak şart. Bir haftada unutuluruz yoksa. Çok az kanal sesimizi duyuruyor. A Haber, Star, ATV, bunların hiç birinde yokuz. Ama geçen A Haber’de izledim, Hindistan’daki çiftçi eylemini gösteriyor. Bizim çiftçimiz Ankara’ya gidiyor, orada derdest ediliyor, uzun süre Ankara dışına kadar sürülüyor, ama bu kanallar bahsetmiyor. Bu yüzden, kendimizi duyurmamız lazım. Herkes kendi şehrinde bir araya gelemez mi?
Gelebilir mi?
Herkesin ağzı yanıyor, ama herkes birbirinden bir şey bekliyor. 20 kişi, birbirleriyle organize olsa, traktörleri çekse, belki valiyle görüşse. Bunu toplu halde yapabilirsek, büyük ses gelir. Ya da Anıtkabir’e gidip belki orada sitem mi etmemiz gerekiyor?

Mehmet Akbaş
Sence muhattabınız kim? Bu işi kim çözer?
Bence bu iş Cumhurbaşkanı’nda bitiyor. Mecliste MHP, CHP, İYİ Parti, çiftçilerin sorunu çözülsün diyor; ama AKP’den bir şey yok. Demek ki, tek adam iktidarında böyle oluyor. Ancak Cumhurbaşkanı çözebilir. Bu nasıl olacak bilmiyorum. Herhalde birimizin ya kendini yakması ya da asması gerekiyor.
Daha etkili olmak nasıl mümkün olabilir?
Biz bir araya gelmekte zorlanıyoruz. Sosyal medyadan herkese ulaşmak mümkün değil. Ziraat Odaları bize destek çıkmıyor. Onlar saltanat kurmuş, oraya getiren de devlet. Biz o yüzden birlik beraberlik içinde bir şey yapamıyoruz. Örgütlenmeye ihtiyaç var, çiftçinin hakkını savunacak, koruyacak. Mesela köy derneklerinde tüm köylülerin numarası olur; bir vefatta herkese mesaj atar. Onun gibi bir iletişim yapısına. Ama bağımsız olacak. O zaman daha iyi organize olursun, daha iyi sonuçlar alırsın.
Biraz sizlerin çabasıyla olabilir bu sanki?
İcralık çiftçilere baktığında, mesela borcu olan bir adam diyor ki, benim borcum seneye. Dolayısıyla bir şey yapmıyor, bizi oradan öylece izliyor. Bir yıl sonra onun da başına gelecek. Ağzı yanmadığı sürece umrunda değil.
Resmi durum nasıl şu an?
Dün bir arkadaşımızı bakanlıktan aramışlar. Ne kadar icralık dosya olduğunu sormuşlar. İcralık dosyası olan kişilerin bir toplaması yapıldı. 13 bin civarı olduğu söyleniyor. Bunu bakanlığa vermişler. İcraların durdurulacağı söyleniş dün, bugün Tarım Kredi Kooperatifi, pandemiyi bahane ederek icraları durdurduğunu söyledi. Ama faiz işliyor, durdursa ne olur? Ha haciz koymuş, ha durdurmuş.
Bu bilgi neyi değiştirir?
Bence vazgeçmemek lazım, ben sonuna kadar gidilmesi taraftarıyım.
Röportaj: Umut Kocagöz
Tarım Kredi Kooperatifi mağdurları röportaj serimiz devam edecek. Çiftçiyseniz ve herhangi bir borçlanma, hak gaspı veya başka türlü mağduriyetiniz varsa, yaşadıklarınızı sizin ağzınızdan dinlemek ve aktarmak istiyoruz.