FAO Via Campesina Avrupa için bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada “Kar mantığı çerçevesinde hareket eden ulusötesi şirketlerin ve demokratik olmayan neo-liberal kurumların etkisiyle spekülasyon ve toprak ve gıdanın ticarileşmesi devam ettikçe gerçek çözümler uygulanmıyor” dendi. Açıklama şöyle.
ÇEVİRİ: EKİN kURTİÇ
FAO: Via Campesina Avrupa Koordinasyonu Eşzamanlı Halk Forumu’nda
Krizle başedebilecek gerçek ve kalıcı çözümler ancak açlıktan en çok etkilenen ve gıda üretimi içerisinde bulunan sivil toplum ve hükümetlerin arasındaki açık ve yapıcı diyaloglar çerçevesinde gerçekleştirilebilir.
Konuşma Zamanı Bitti, Gıda Egemenliği Hemen Uygulanmalı!
Via Campesina Avrupa Koordinasyonu 13-17 Kasım tarihlerinde, Dünya Gıda Güvencesi Zirvesi’ne eşzamanlı düzenlenen Halkların Gıda Egemenliği Forumu’nda olacak. 70’den fazla sayıda ülkeden gelen 400 delegasyon birçok küçük çiftçi örgütünün, köylülerin, balıkçıların, yerli halkların, tarım işçilerinin, kırsal alandaki gençlerin, kadınların ve çobanların ve ayrıca gıda güvencesizliğinin kurbanı olan kentlerdeki halkın sözcüsü olacaklar. La Via Campesina’dan Avrupalı köylüler, uluslararası alanda 1 milyardan fazla insanı etkilemekte olan açlık sorunu ile iligli çalışmalarımıza katkıda bulunacaklar.
Krizin nedenleri çok fazla ama kısaca, yerel ve uluslararası kurumların ve hükümetlerin halk yararına olacak tarım ve gıda politikalarını uygulamaktaki kapasite yetersizliği olarak özetlenebilir. Kar mantığı çerçevesinde hareket eden ulusötesi şirketlerin ve demokratik olmayan neo-liberal kurumların etkisiyle spekülasyon ve topral ve gıdanın ticarileşmesi devam ettikçe gerçek çözümler uygulanamıyor.
Avrupa’nın bu konuda önemli bir sorumluluğu var. Avrupa Birliği’nin daha çok üretmeye dayalı politikaları, üretim fazlasına ve güney ülkelerinin yerel köylü pazarlarını etkileyerek piyasalarda dumping’e yol açıyor. Bizim ülkelerimiz de küresel piyasalarda gıda maddeleri spekülasyonunda rol alıyor. Avrupa’da gelişmiş olan ulusötesi tarım şirketleri, tohum şirketleri ve süpermarketler şu anda uluslararası arenada çok agresifler ve yoksulluk ve eşitsizliğin artmasına katkıda bulunuyorlar.
1996’da Sivil Toplum Forumu, o zamanki rakamlarla 850 milyon insanın aç olması dolayısıyla Gıda Egemenliği prensibini başlattı. Gıda Egemenliği devletler ve halkların kendi tarım politikalarını belirleme ve yerel gelenek, kültür ve halklara ve aynı zamanda doğaya saygı duyan yerel gıda sistemlerini destekleme haklarıdır.
2009 yılında, krizi derinleştiren birçok yanlış çözümlerin yıllarca uygulanmasının ardından, Hakların Gıda Egemenliği Forumu, köylü tarımının geliştirilmesi, kır-kent ilişkilerinin kuvvetlendirilmesi, üretim araçlarına erişim mücadelesi doğrultusunda ve spekülatif arazi alıp satmaya karşı tarım ve gıda politikalarının değiştirilmesi için çalışmaya devam edecek. Bu duruşlar 16-18 Kasım tarihlerinde Dünya Gıda Zirvesi’nde sunulacak.
La Via Campesina, hem gıda hem de iklim krizini çözmek için yeni bir gıda ve tarım yönetiminin gerekliliğini savunacak. Gıda politikaları “bağış yapan devletler” ve finans kurumlarının eline bırakılmamalıdır. FAO Gıda Güvencesi Komitesi’nde de karar alındığı gibi, dünyadaki ülke ve halkların Gıda Egemenliği’ni uygulayabilmelerini garanti edecek demokratik bir yönetim sistemi derhal hayata geçirilmelidir.