Fındık üreticilerinin 18 Eylül günü Ordu’dan başladıkları adalet yürüyüşü 20 Eylül günü Giresun’da sonlandırıldı. Kadıköy Kooperatifi, fındık üreticilerinin sorunlarını, yürüyüşün amacını ve fındık üreticisinin taleplerini Fındık-SEN Genel Başkanı Kutsi Yaşar’a sordu.
Fındık üreticisinin karşılaştığı sorunlar nelerdir?
Şirket tarımcılığının ve ona bağlı tekelleşmenin yarattığı fiyat istikrarsızlığı ve buna bağlı olarak fındık çiftçilerinin altın tepside şirketlere sunulmasıdır. Bir zamanlar Fiskobirliğin tek başına söz sahibi olduğu fındık ihracatında artık İtalyan, Alman ve Fransız çok uluslu gıda ve tarım sirketleri belirleyici konumdalar. İtalyan Ferrero ve onun Türkiye’deki kolu Oltan Gıda, fındık ihracatında oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Ferrero Stellifer, Pro gıda, Balsu vb şirketler sadece fındık ihracatı yapmayıp aynı zamanda ülkemizde bir çok çalışanı ile sahada da yer almaktadırlar. Fındık ihracatının önemli bir kısmını yapan bu şirketler aynı zamanda düşük fiyat uygulamasının baş mimarlarıdırlar.
Fındık çiftçileri niçin yürüdü?
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2017 sezonunda TMO’sini fındık alımlarında tekrar devreye sokarak 8,75 tl maliyet açıkladığı fındığı 10,50 tl’de alımlara başlattı. Fındık fiyatları serbest piyasada 8,00 tl’ye kadar geriledi. Fındık-SEN olarak bu fiyat düşüşlerine dikkat çekmiş ve fındık çiftçisinin bu fiyat gerilemelerine karşı ortaya koyacağı her türlü eylem, etkinlik ve tepkiye destek olacağımızı kamuoyuna duyurmuştuk. Bu bağlam da CHP merkez yönetiminin kendi yerelleri ile karar almış olduğu fındık da adalet yürüyüşü eyleminde şirket tarımcılığının soygun düzenine dikkat çekmek ve fındık çiftçisi ile yan yana omuz omuza gelmek amacıyla yollara düştük. Üç günlük yürüyüş boyunca “Fındık Onur Yaşam”, “Kooperatifler var olsun Şirketler Defolsun”, ”fındıkta sömürüye son” sloganları ile yürüyüşü tamamladık. 500-600 kişi ile başladığımız fındıkda adalet yürüyüşü ikinci günde binleri ,son günde yoldan katılımlarla beş binleri buldu. Miting alanında sayımız on binlere ulaştı. Fındıkda sorunun mağdurları dikkate alındığında bu sayılar oldukça yetersiz kalmaktadır. Kurulduğu 2004 yılından bu yana mahkeme süreçleri ile boğuşan ve Fındık-SEN açısından bu durum “Örgütsüzlüğün dayanılmaz hafifliği” ya da diğer bir tanımla örgütlenme yetersizliğimizle açıklanabilir. Yürüyüşün düzenleyicileri açısından ise tepede birkaç kişinin rüzgarın yönüne göre sorunun mağdurları ile hiçbir görüşme yapmadan ya tutarsa kumarı ki; bunu da bize zaman gösterecek.
Fındık-SEN ne istiyor?
Fındık-SEN olarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı’na ve ülke kamuoyuna, çiftçilerin Cenevre’de Birleşmiş Milletler tarafından kabul gören haklarından bir tanesinin de Tarımsal Üretimde Fiyat ve Piyasa Belirlemede Özgürlük Hakkı olduğunu ve çiftçilerin bu kapsamda adil bir piyasaya ve tatmin edici bir fiyata ulaşma haklarının olduğunu AKP hükümetine hatırlatmak öncelikli görevimizdir.
Fındık-SEN olarak tüm tarafların kazanacağı bir formülün peşinde değiliz. Bilmeliyiz ki bir tarafta üreten çiftçiler diğer tarafta ürettiklerimizi yok pahasına almaya çalışan şirketler var. Şirketler kazanırsa paralar ülke ekonomisine değil çokuluslu şirketlerin havuzuna akacaktır. Oysa fındık çiftçileri kazanırsa ülke ekonomisi de kazanacaktır..
FİSKOBİRLİK’in üretimden pazarlamaya kadar zincirin her halkasına sahip olacak şekilde ve fındık çiftçilerinin yönetimlerini demokratik olarak belirleyecekleri bir yapıya kavuşturulmasını talep ediyoruz. ANAP-DSP-MHP koalisyonu döneminde sözde özgürleştirme yasası olarak çıkarılan 4572 sayılı kooperatif yasasının şirketler lehine olan hükümleri kaldırılsın diyoruz.
– Gerek uluslararası sözleşmelerden gerekse de Anayasadan gücünü alan Fındık çiftçilerinin, bağımsız olarak sendikal örgütlenmesini sağlayacak iç hukuk düzenlemeleri yapılsın.
– Var olan Ziraat Odaları, Birlikler vb çiftçi örgütlerinin de demokratik yapılara kavuşturulmasını talep ediyoruz.
– Lisanslı depoculuğun şirketlere kazandırmaya yönelik değil, fındık çiftçilerinin yararına olacak şekilde kurgulanmasını talep ediyoruz.
– Tarım Sigortaları Yasası’nın şirketlerin kazancını artırmak için değil, fındık çiftçilerinin zor günlerinde yardımcı olmak amacıyla yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz.
– Fındık çiftçileri eksiksiz sosyal güvenceye kavuşturulmasını talep ediyoruz.
– Mevsimlik işçiler için 2009 yılında hazırladığımız rapordan sonra ulaşım, barınma ve çocuk emeğinin kullanılmasında birtakım olumlu gelişmeler olsa da yeterli değildir. Halihazırda mevsimlik tarım işçileri düşük ücretli ve sosyal güvencesiz çalışmaya devam etmektedirler. Mevsimlik işçilerin koşullarının iyileştirmesinin garantiye alınmasını, çocuk emeğinin kullanılmamasını talep ediyoruz.
Fındık yürüyüşü eksiklerine rağmen Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın TMO üzerinden fındık alım kriterlerinde ve ödemelerde bir dizi yeni kararlar almasını sağladı. Fındık çiftçilerin lehine olan bu kararlar: fındık bedellerinin ödemesi bir haftaya indirildi; kırık ve çatlama oranı %2’den %7’ye çıkarıldı ve ofis fındığın tamamını alabileceğini açıkladı.