Ulusal Fındık Konseyi Üyesi Levent Şahin Başaran,”Fındık fiyatlarındaki düşüşler, bana önceden organize edilmiş bir hareket gibi geliyor” dedi.
Başaran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son zamanlarda fındık fiyatlarında yaşanan düşüşün kendisine önceden organize edilmiş bir hareket gibi geldiğini belirterek,”Çünkü sezonun başladığı günden bu yana ki süreçte tahmin edilen rekoltenin yarıya yakın bir kısmı piyasaya inmiş durumda. Sezonun kapanmasına daha 8 ay olduğunu varsayarsak, demek ki 8 aylık döneme fındığın yüzde 50’lik kısmı kalıyor” dedi.
Başaran, bu artış ve inişlerin ihracatçılar tarafından değerlendirmeye alındığını kaydederek, şöyle devam etti:
”Ona göre bir fiyat politikası oluşturuluyor. Bu süreç içerisinde önümüzdeki günlerde Tarım Kredi Kooperatifi’nin borçların ödenmesiyle ilgili vade sonunun, Denizbank ödemelerinin yaklaşmış olmasının ve Kurban Bayramı’nda insanların harcamalarının yükselecek olmasının vatandaşın paraya ihtiyacını daha da arttıracaktır. Bu bilindiği için fiyatlarda nispeten geriye çekiş yapılacak. Bu hareket, 3-5 gün sonra fındığın eski fiyatına dönmesiyle birlikte vatandaşımızın panik havasında elindeki fındığı piyasaya indirmesinin yolunu açan bir harekettir.”
Üreticilerin bu duruma çok fazla rağbet etmemesi gerektiğini dile getiren Başaran, beklemeyi tercih eden fındık üreticilerinin beklemeye devam etmesi gerektiğini bildirdi.
– ”Fındık fiyatı yıl başına doğru 7-7.5 lira bandına oturacaktır” –
Fındığın fiyatının yıl başına doğru 7-7.5 lira bandına oturacağını tahmin eden Başaran, bu nedenle üreticilerin paniğe kapılmadan ihtiyacı kadar ürününü piyasaya indirmesi gerektiğini ifade etti.
Ulusal Fındık Konseyi’nin Kasım ayında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bir rapor ileteceğini de bildiren Başaran,”Bu raporun taslağı hakkında görüş birliği sağlandı. Geçen cumartesi günü konseyin toplantısı vardı. Biz konseyde üreticilerin ayağını temsil ediyoruz. Üreticilerimizin Tarım Kredi Kooperatifi, Ziraat Bankası borçları, kamu ve özel bankalarla ilgili çiftçi borçlarının ötelenmesiyle ilgili problemlerinin o rapor içerisinde yer almasını önerdik. Bu da oy birliğiyle kabul edilerek taslak da yer aldı” diye konuştu.
Fındığın üretimiyle ilgili 2009 yılında bir kararname çıktığını hatırlatan Başaran, bu kararnamenin uygulanabilmesi için bazı iyileştirmelerin yapılması gerektiğine işaret ederek,”Mesela taban arazide fındığın sökülmesi işi vardı. Fakat görüldü ki fındık sökülemedi. Demek ki fındık sökümüyle ilgili yeterli çeşitlilik verilmedi. Bunun açılımıyla ilgili tabi ki biz konsey olarak önerilerimizi o raporda zikredeceğiz. Asıl işimiz mevcut arazilerde üretimi nasıl arttırırız, bunun çalışmalarını yapmaktır” dedi.
Kaynak: Akşam – 20 Ekim 2011
Bir Yorum
Muzaffer ÇABUKOĞLU
Fındık Fiyatı
Her yıl aynı hikaye tekrarlanır. Tipik bir canım Türkiyem hikayesidir fındık ve fındık fiyatı. Mesele gayet basit: fındık üreticisi bilinçsiz, organizasyonsuz, teknolojiden uzak ve ulusalcıdır; fındık tüccarı-ihracatçısı ise bilinçli, organizeli, yüksek teknolojili ve (kendi maddi çıkarı için) küreselcidir. Fındık fiyatını üretici belirleyip, alın terini almak istiyorsa bunun yolu çiftçinin köylülüğü bırakıp(köylülük meslek değildir) mesleğini yani ÇİFTÇİLİĞİ ciddiye alması, bilinçli-modern yöntemlerle üretmesi, üretim fazlası olduğu yıllarda(örneğin 2008 yılı) ürettiği ürününün en az %25’ini evde saklaması-hiç satmaması, diğer %75’ini de pazara birden değil, aşama aşama indirmesi, özellikle Ağustos ve Eylül ayında 1,5-2 ay dişini sıkıp, fındığının en fazla %20’sini pazarda satması, kısaca kapitalist bir çiftçi olması, kendi çıkarını maksimum düşünmesi gereklidir. Çünkü tüccar-ihracatçı kapitalist sistemi iyi bilir ve zerre kadar üreticiyi acımaz. Hükümetler de büyük ölçüde kapitalist tüccar-ihracatçının çıkarına çalıştığına göre, çiftçinin tek dostu, diğer fındık üretici ve çiftçileridir. Bütün fındık üreticilerinin alın terlerinin karşılığını almaları dileğiyle, saygılarımla.