Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO)'lara ithalat izni veren Biyogüvenlik Kurulu'nun skandal bir karara imza attığını ortaya çıkaran Yıldırım, Kurul'un 26 Mart 2012 tarihinde yaptığı toplantıda 'zararlı' diye izin vermediği GDO'lu 3 mısır genine 3 yıl sonra 'zararlı değil' diye ithalat izni verdiğini belirtti.
3 YILDA NE DEĞİŞTİ?
Genetiği değiştirilmiş ürünlerin üretimi yasak olan Türkiye'de, ithalat ile ilgili skandal üzerine skandal yaşandığına dikkat çeken Yıldırım, “Biyogüvenlik Kurulu, 3 yıl önce zararlı dediği mısır genlerini şimdi zararsız bulup ithalatına izin verebiliyor. Geçen 3 yılda ne değişti? Kamuoyuna bunun açıklanması gerekiyor" dedi.
Bugünkü yazısında Biyogüvenlik Kurulu'nun skandal kararının 16 temmuz tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdiğini hatırlatan Yıldırım, karara ilişkin ayrıntılar hakkında şunları kaydetti:
BESD-BİR VE YUM-BİR BİYOGÜVENLİK KURULUNA BAŞVURDU
Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Derneği İktisadi İşletmesi, Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği İktisadi İşletmesi (BESD-BİR) ve Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (YUM-BİR) genetiği değiştirilmiş 9 mısır geninin yem amaçlı ithalatı için Biyogüvenlik Kurulu'na başvurdu. Kurul başvuruyu kabul etti. Karar vermek için “Bilimsel Risk Değerlendirme Komitesi" ve “Sosyo-Ekonomik Değerlendirme Komitesi" oluşturuldu. Komiteler 9 gen için hazırladıkları raporları Biyogüvenlik Kurulu'na sundu. Raporlarda 3 mısır geni için ithal edilebilir izni çıkarken 6 gen için zararlı görülerek ithalatına izin verilmemesi istendi.
Biyogüvenlik Kurulu 26 Mart 2012 tarihli toplantısında bu raporlar doğrultusunda 3 mısır çeşidi ve ürünlerinin (MON88017, MON810, 59122xNK603) hayvan yemlerinde kullanılmasına oyçokluğuyla onay verdi. Altı mısır çeşidi ve ürünlerinin (T25, MIR604, MON863, MON863×MON810, MON863×MON810×NK603, MON863×NK603) hayvan yemlerinde kullanılması konusunda ise oybirliği ile red kararı verdi. Yani olumsuz karar verdi.
İZİN VERİLMEYEN GENLER TESPİT EDİLDİ
Aradan 3 yıl geçtikten sonra, yem amaçlı ithal edilen genetiği değiştirilmiş soya ve mısır başta olmak üzere pirinç ve diğer bazı gıda ürünlerinde izin verilmeyen genler tespit edildi. Büyük tartışmalara neden olan ve özellikle soya ithalatını çıkmaza sürükleyen bu durumu aşmak üzere Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği İktisadi İşletmesi (BESD-BİR) genetiği değiştirilmiş 14 mısır,9 soya,10 pamuk ve 4 kolza(kanola) geninin ithalatı için 11 Mayıs 2015'te Biyogüvenlik Kurulu'na başvurdu.Başvuru yapılan genler arasında daha önce red edilen, olumsuz karar verilen T25, MIR604, MON863 mısır genleri de yer aldı.
'BASİTLEŞTİRİLMİŞ İŞLEM' OLARAK DEĞERLENDİRİLDİ
Biyogüvenlik Kurulu başvuruyu ertesi gün 12 Mayıs 2015'te görüşerek kabul etti. Kurul, başvurunun “basitleştirilmiş işlem" kapsamında değerlendirilmesine karar verdi. Yine her gen için Risk Değerlendirme Komitesi ve Sosyo Ekonomik Değerlendirme Komitesi oluşturuldu. Komiteler raporlarını hazırladı. Bu raporlar kamuoyuna açıklanmadı ve Biyogüvenlik sisteminde yayınlanmadı. Kamuoyu görüşü de alınmadı.
BİYOGÜVENLİK KURULU 3 YIL ÖNCEKİ KARARINI YOK SAYDI!
Resmi Gazete'nin 16 Temmuz 2015 tarihli sayısında yayınlanan Biyogüvenlik Kurulu Kararlarına göre 2 soya ve 3 mısır genine izin verildiği anlaşıldı. İzin verilen 3 mısır geni daha önce “zararlı" diye izin verilmeyen 3 gen olması dikkat çekti. Biyogüvenlik Kurulu 3 yıl önce Risk Değerlendirme Komitesi ile Sosyo Ekonomik Değerlendirme Komitesi raporlarına dayanarak “zararlı" diye izin vermediği T25, MIR604, MON863, mısır genlerine bu kez ithalat izni vermiş oldu.
BÜYÜK BİR SKANDALA İMZA ATILDI!
Biyogüvenlik Kurulu'nun basitleştirilmiş işlem uyguladığı için bu genlere izin verdiği tahmin ediliyor. Ancak mevzuata göre eğer bu kapsamda karar verildiyse daha büyük bir skandala imza atıldığı söylenebilir. Çünkü, Biyogüvenlik Yasası'nın 6. Maddesi'ne göre, GDO(Genetiği Değiştirilmiş Organizma) ve ürünlerinden kaynaklanabilecek herhangi bir riski olmayan ve insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliğe herhangi bir zararının bulunmadığı yönünde mevcut bilgiye ve daha önce yapılmış olan risk değerlendirmesine dayanan başvurular için, sosyo-ekonomik değerlendirme sonuçları da dikkate alınarak basitleştirilmiş işlem uygulanabileceği ifade ediliyor. Biyogvenlik Yasası'na dayanılarak çıkarılan Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelikte ise, basitleştirilmiş işlem uygulanırken GDO'nun insan, hayvan, çevre sağlığı ve biyolojik çeşitliliğe olabilecek etkileri hakkında yeterli bilgi bulunması, daha önce yapılmış risk değerlendirmesi ve varsa sosyo-ekonomik ve etik değerlendirme sonuçlarının sunulması gerektiği ifade ediliyor. Buna göre daha önce yapılan risk değerlendirme raporlarında bu genlerin zararlı olacağı için ithalatına izin verilmemesi gerektiği bilgisine yer verilmişti. Biyogüvenlik Kurulu' da buna dayanarak olumsuz karar vermişti. Kurul, bu raporları hiçe sayarak 3 yıl sonra aynı genlere nasıl ithalat izni veriyor?
Kaynak : Tarımdunyası.net – 23 Temmuz 2015