Gila Benmayor, Hürriyet Gazetesi’nde GDO ile ilgili tartışmanın düzeysizliğine dikkat çekmiş. Bunu yaparken dolaylı yoldan GDO’ya arka çıkmış, ama sanırım bu defa kendi cahilliğinden olsa gerek düşman kamptan Jose Bove’yi övmüş. Kendi içinde çelişkilerle dolu bu eğlenceli yazıyı yayınlıyoruz. :)
Gila BENMAYOR-GEÇEN pazar günü bu köşede yayınlanan “GDO in mi, cin mi? Yasak mı? Değil mi?” başlıklı yazının sonunda söylediğim gibi GDO’ları tartışılmanın zamanı gelmişti.
Bir haftadır gazetelerde çıkan yazıları okuyorum.
Televizyonlardaki tartışmaları izliyorum.
Üzgünüm ama bilgisizlik diz boyu.
Bu konularla yakından uzaktan ilgisi olmayan bir profesör gazetedeki köşesinde hâlâ GDO’lu meyve-sebzelerden söz ediyor.
Ekranlara hâlâ domates, biber, salatalık görüntüleri düşüyor.
GDO’lu ürün derken sadece ve sadece dört ürünün yani mısır, soya, pamuk ve kanolanın söz konusu olduğu unutuluyor.
Nitekim dünkü gazetelerde gözüme “seracıların isyanı” haberi gözüme çarptı.
Sera Yatırımcıları ve Üreticileri Birliği, GDO tartışmaları yüzünden tüketicilerin meyve ve sebzelerden uzak durduklarını açıklamış.
Domates ve biberde satışların bir haftada yüzde 40 oranında düşmüş.
Tüketicinin kafası nasıl karışmasın?
Televizyonun birinde, üstelik bilim adamlarının da katıldığı bir tartışma programında ekranlara küp şeklinde bir karpuz geliyor.
Programı sunan kişi bu karpuzun GDO’lu olup olmadığını soruyor.
KÜP KARPUZ GDO’LU DEĞİL
Japonların daha az yer kaplasın diye ürettikleri bu karpuzun GDO ‘larla kesinlikle yakından uzaktan ilgisi yok.
Böylesine ciddi bir meselede “popülizmin” sınırları bu denli zorlanmamalı.
Aynı programda GDO’lara karşı olan bir profesör izleyicilere inanılmaz bir komplo teorisi aktarıyor.
GDO’lu ürünlerin ABD tarafından dünya nüfusunu kısırlaştırmak için yaygınlaştırıldığını iddia ediyor.
Kulaklarıma inanamıyorum.
Biyoteknolojiyi tümden reddetmek bir bilim adamına yakışır mı?
Ya “Ben GDO’lu ürün yemem” diyen Tarım Bakanı Mehdi Eker’e ne demeli?
GDO’lu ürünlerin 1998 yılından beri Türkiye’ye girdiği artık biliniyor.
O yıldan beri yem sanayinde kullanılıyor.
Dolayısıyla süt, peynirden, bisküvilere kadar 800 kadar GDO’lu ürün zaten yıllardan beri soframızda.
Bakan Mehdi Eker’in bu ürünlerden kaçınmış olması mümkün mü?
GIDA VE İÇECEK SEKTÖRÜNE DİKKAT
Bilgi kirliliğine, bilimsellikten uzak spekülasyonlara, GDO Yönetmeliğinin hiçbir hazırlık yapılmadan alelacele yürürlüğe girmiş olmasına “Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu” da dikkat çekiyor.
Önceki gün federasyondan gelen e-postada, GDO Yönetmeliğinde sektörün görüşlerine başvurulmadığının altı çiziliyor.
181 milyar dolarlık iş hacmi olan, 470 bin kişiyi istihdam sağlayan, 22 binden fazla işletmeyi ilgilendiren bir sektör bu.
Türkiye’nin dördüncü büyük sektörü.
Federasyon, şimdi sektör yönetmeliğin yürürlüğe girişi konusunda süre tanınmadığından lojistik ve tedarik yönlerinden zor durumda olduğunu belirtiyor.
Bu arada GDO karşıtlarının da doğru dürüst seslerini duyamıyoruz.
Bu kadar kargaşa, gürültü patırtı arasında ya ne dedikleri anlaşılmıyor, ya da seslerini tuhaf komplo teorileriyle ortaya çıkan profesörler bastırıyor.
Hatırlıyorum Fransa’da GDO’lar tartışıldığı günlerde şimdi Avrupa Parlamentosu’na girmiş olan çiftçi lideri Jose Bove açlık grevi yaparak taleplerini kabul ettirmişti Fransız hükümetine.
Varsa öyle güçlü bir ses çıksın ortaya.
kaynak : Hürriyet Gazetesi